17

135 92 0
                                    

Kapıyı çalan onlardı . O haysiyetsiz ağa ve onunla birlikte gelenler... Gelirken yanlarında bir sürü hediyelerle gelmişlerdi . Babam ve abimler kapıda onları ağırladıktan sonra oturma odasına geçtiler. Babamın kahkahası evi inletiyordu. Ağa denen o haysiyetsiz adamında...

Bir süre sonra abimler sofrayı kurmak için mutfağa geldiler . Bütün yemekleri servis ettiler. Yemeklerini yedikten sonra bulaşıkları mutfağa getirdiler. Annemle birlikte bulaşıkları yıkadıktan sonra ablamın olduğu odaya geçtim. Hazırlanmıştı. Ama gözlerindeki çaresizliği görebiliyordum. Kahveleri kendisi götürmesi gerekiyordu. Babam mutfağa geldi ve
+" ne yapıyorsunuz. Kahveleri hazırlayıp içeri gelin . Söz takacaklar."Dedi halinden memnun bir şekilde. Ablam başını eğmişti. Bir şey diyememişti.

Biz mutfağa geçene kadar annem kahveleri hazırlamıştı bile . Kahveyi fincanlara koyduktan sonra tepsiyi eline alıp içeri girdi ablam. Biz de arkasından girdik . Yaklaşık 10 kişi gelmişlerdi ağayla. Bizimle birlikte 17 kişiydik. Hepsine teker teker fincanları verdikten sonra . Yanıma gelip oturdu . Ağanın yaşlı annesi konuya girdi hemen. Babası yaşından dolayı olmalı ki vefat etmişti.

+" güzel kızımız Mihribanı Allah'ın izni peygamberin kavli ile oğlum Musoya istiyoruz ."

Odaya bir sessizlik çökmiştü. O ağa denen iğrenç adam da babamı sırıtıp gülüyordu. Babam daha çok beklemeden
+" verdik gitti. Ağamız gelmiş kızımızı istemiş de vermez miyiz . Canımı istese canımı veririm" dedi gülerek. Ağa ile birlikte gülüşmüşlerdi. Ağa " sağ olasın maruf sağ olasın, yoksa maruf baba mı demeliydim" dedi itici ve samimiyetsizce. O an hepsinden tiksinmiştim . Annem ile ablamın başı eğikti. Onlara söz hakkı gelmemişti bile . Sonra ayağa kalktılar yüzükleri takmak için. Ablam tiksinerek bakmıştı babama ve ağaya . Babam yüzükleri taktıktan sonra kurdeleyi kesmişti. Sonra ağa abimin yanına geçip sırtını sıvazladı. Ve + " rauf senin düğünü de yapalım. Diyorum ne diyorsun hatta çifte düğün yapalım seninle. Dedi gülerek. Abim kendimden emin duruşuyla ve soğuk bir tavırla +"yok ağam biz münasip bir zamanda yaparız düğünümüzü" dedi . Babam hemen konuşmaya dahil olarak " olur ağam olur çok da güzel olur." Dedi . Sevinçle çünkü abimin tüm düğün masraflarını da ağa denen o haysiyetsiz adam üstlenecekti. Ağa gülerek babama ve abime baktı ve " tamam o zaman siz olmuş bilin. Her şeyi ben üstleniyorum.Her şeyi bana bırakın " dedi . kibirlenerek.

Saat bayağı geç olmuştu. Kalkmak için ayağa kalktı ağa ve
+" biz artık kalkalım geç oldu . Zaten artık hep birbirimizi göreceğiz artık." Deyip sırıtıp güldü ablama bakarak. Ve herkes ayağa kalkmıştı . Bizimkiler onları ağırladıktan sonra içeri girdiler. Biz ablamla odasına geçmiştik ablam kendine tiksinerek baktı. Olanlara hâlâ inanamıyordu. Ben de inanamıyordum. Sanki bir rüyanın içinde hapsolmuş gibiydik. Uyuyorduk, uyanıyorduk, canımız acıyordu. Ama rüya olmadığını her defasında yüzümüze Tokat gibi yapışıyordu. Ablamla oturuyorduk. İkimizden de ses çıkmıyordu. Oda'dan sesler geliyordu evet bu rauf abim ve babamın sesiydi...

~Yeryüzündeki Umutlar ~Where stories live. Discover now