~36~

2.4K 177 159
                                    

Kolumdan tutunup çekilmemle ayağa kalkmıştım ama hâlâ dengem yoktu. Çıkmam lazımdı buradan. Nefes yoktu burada, alamıyordum. Beni kaldıranın Yamaç olduğunu görmemle onu ittim ama o çekilmeyip yüzümü avuçları içine almıştı.

"Bak bana Adel, bak bana." Bir kez daha onu itip çıkışa doğru yürüdüm. Taksi bulmalıydım. Önüme geçti.

"Dur artık, bak bana! Gözlerime bak." Bir kez daha onu itmeye çalıştım ama gücüm yoktu. Göz yaşlarım yüzünden önümü göremiyordum.

"Yamaç, defol git!" Yamaç başını sağa sola salladı.

"Bak yemin ederim, onlar senin için-" Sesimi yükselterek cümlesini böldüm. Dinlemek istemiyordum.

"Bana bir daha asla ama asla yalan söyleme." Sude şiddetli bir şekilde Yamaç'ı ittiğinde elimi tuttu.

"Sana var ya, yazıklar olsun! Hadi ben sadece eğlencesine girmek istedim sizinkilerin arasına. Peki ya bu kız? Bu kızı siz zorla sokmadı-" Yamaç bağırarak Sude'nin lafını böldü.

"Buna burnunu sokma! Sikik arkadaşlarının yanına defol git!" Sude'nin gözleri dolmuştu. Beni de alıp orada duran taksilerin birinin yanına gitti. Ona şu an minnettardım. Teşekkür eden bakışlarımı ona yolladım. Taksiye bindiğim an kapımı kapatan Sude olmuştu.

Aşk tam olarak neydi? Ne demekti veya? Hayal kırıklığı aşkın içinde olur muydu? Aşk hayal kırıklığına göz yumabilir miydi?

Taksiye evin adresini söylemiştim. Düşünmek istemiyordum hiç bir şeyi.

Güvenmek hataydı. Güvenmek hep hataydı. Bir kere dersimi almıştım o konuda. Niye akıllanmamıştım. Niye bir kez daha güvenmiştim?

Aptalsın Adel!

Aptalsın.

Aptal sarışın derken Alper haklıydı.

Taksinin önüne bir araba kırmasıyla taksi bir anda fren yapmıştı. Arabadan çıkan silüetleri görmemle adama döndüm.

"Abi devam et!"

"Ne yapayım kızım? Arabayı mı ezeyim." Kapım açıldığı anda diğer tarafa kaymıştım. Tam o kapıdan çıkacakken orası da açılmıştı. O kapıyı açan Yamaçtı, diğer kapıyı açan Bora... Nazikçe kolumdan tutup beni karşısına çevirdi. Yine onu ittim ama bırakmıyordu.

"Adel! Sakin ol." Boranın adama iki yüzlük uzattığını gördüm.

"Hadi abi sen bak işine." Hızlıca taksiciye döndüm. Gidemezdi.

"Abi hayır, yardım et bana!" Yamaç hızlıca beni omzuna almıştı.

"Bırak beni! İstemiyorum." En sonunda gözüme onların arabası takıldığında kapıyı açıp beni oraya bırakmıştı. Ben tam geri inecekken o da geçip yanıma oturmuştu. Bacaklarıyla bacaklarımı sabitleyip bir eliyle de bileklerimi tutmuştu.

"Beni bir dinle, sonra inanmıyorsan yine inanma ama dinle Adel, dinle." Bora ön koltuğa oturunca arabayı çalıştırdı.

"Beni bir kez daha mı kandıracaksınız?" Yanağımdaki ıslaklığın üzerine dudaklarını bastırdı.

"Öpme beni, sakın!" Tepkime afallamıştı. Bora konuşmaya başladı.

"Mantıklı düşünemiyorsun şu an. Sence o sözler senin için söylenmiş olsay-" Sözünü kestim.

"Durdur arabayı!" Bu yolu tanımıştım. Onların mekândı burası.

"Asla." Kendine gel, Adel. Git evinde ağla. Şu an değil. Şu an olmaz, olamamalı. Ben nefeslerimi kontrol etmeye çalışırken Yamaç'ın da bakışları benim üzerimdeydi ama ben ona bakmıyordum.

ÇıkmazWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu