~6~

5.5K 260 130
                                    

Medya:İdil

Yatağın üzerine geçip oturdum. Gözüm saate takıldı. 21:13 En sonunda kapı açıldığında bakışımı o tarafa çevirdim. Yamaçtı. Elinde bir sürü şey vardı.

"Bu bendeki en küçük eşofman. Sana olur bence. Bu da bir tshirt bu da sana olur." Elindeki şeyleri yanıma bıraktı. Gözlerimi ellerinden çekip yüzüne baktım. Geçip karşıma oturdu.

"Gidip giyin istersen bakayım. Ona göre başka şeyler ayarlarız."

"Gerek yok." Gerçekten de gerek yoktu.

"Bir hafta benim evde kal tamam mı. Baban gelince yine dönersin." Onla aynı evde yaşamak? Tamam korkuyordum ama korkum da bir yere kadar yani. Eminim yarın bir şekilde halledebilirdim. En kötü İdil de kalırdım. Hatta İdil de kalmak en mantıklısı olurdu. Bunu şu an Yamaç'a söylemek mantıksız olacağı için söylemedim.

"Bunları başka zaman konuşsak olur mu?" Başını olur anlamında salladı.

"Kızgınsın değil mi bana bugün için." Yok ya ne kızgınlığı affettim gitti. (!) Sadece gözlerine baktım. Gözlerimden anlasın istiyordum.

"Peki anladım. Sen dinlen o zaman. Bir şey lazım olursa benim odam koridorun sonunda." Oturduğu yerden kalkıp dışarı çıktı. Bende üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp yamacınkileri giydim. Büyük gelmişti ama sıkıntı yoktu. İdare edebilirdim. Çift kişilik yatağın yorganını açıp içine girdim. Kendimi uykunun ellerine bıraktım.

24 saat sonra...

İdil'e olan biteni hızlı bir şekilde anlatmıştım. O ağzı açık bir şekilde olanları idrak etmeye çalışırken ben de onun yatağının üzerinde oturmuş etrafı inceliyorum. Çok şirin bir odası vardı. Yamaç sabah beni eve bırakmıştı. Ben de akşama doğru tabii ki de kendimi İdil de buldum.

"Onların seni tehdit edebileceği hiç aklıma gelmemişti. Hâlâ şoktayım."

"Bende hiç öyle bir şey düşünmemiştim." Kafasıyla beni onayladı.

"Yani senin benimle görüşmene de izin vermiyorlar yani öyle mi?" Başımı aşağı yukarı sallayıp onu onayladım.

"Eee siktirip gitsinler o zaman ya." O kadar komik söylemişti ki bunu. İkimizde gülmeye başladık. En sonunda kendimize geldiğimizde İdil büyük bir heyecanla bana döndü.

"Boranın sevgilisi var mı öğrenebildin mi?" Ay hâlâ Bora diyordu ya.

"İdil şu Bora'nın sana kötü birisi olduğunu anlattım ya neden hâlâ Bora?" Gözlerini devirdi.

"Seviyorum çünkü Adel." Tam ona cevap verecekken telefonumun yanıp sönmesiyle kalakaldım. Korkarak telefona götürdüm elimi.

*Yamaç arıyor*

İdil bana döndü. "Kim arıyor?" Çaresizce telefonu İdil'e gösterdim. Aramadan çıkıp WhatsApp'a girdim. En son sessize aldığım için telefonu görmemiştim.

'Ekip' adlı gruptan 176 mesaj*
'Yamaç' adlı kişiden 12 mesaj*
'Yamaç' adlı kişiden 3 cevapsız arama*

Hassiktir! Nolmuştu bunlara böyle. Korkarak Yamaç'ın mesajlarına girdim.

Seni almaya geliyorum hazır ol.
Niye bakılmıyor bu telefona?
Geldim.
Aç şu siktiğimin telefonu.
Neredesin sen evde yoksun?

Daha fazla okumayarak direk Yamaç'ı aradım. Bir kaç çalış sonrası açtı. İlk başta bir kaç küfür savursa da daha sonra cevap verebildi bana.

"Neredesin sen?" Doğruyu mu söylemeliydim?

"Şey ben bir arkadaşın evindeyim." Yine bir küfür... Niye bu kadar sinirlenmişti ki şimdi.

ÇıkmazOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz