~4~

5.8K 279 64
                                    

Medya: Bora

Yemek sonunda bitmişti. Yamaç babama döndü.

"Kenan Amca ve baba size iyi akşamlar biz çıkıyoruz." Ben daha ne olduğunu anlamadan Yamaç beni kapının önüne getirmişti. Kendime gelip durdum. Yamaç da ben durunca durdu.

"Yine mi seni zorla arabanın içine sokmamı istiyorsun?" Başımı anında 'hayır' anlamında salladım.

"Hadi gel o zaman." Yine kıpırdamadım. Gözlerimi beyaz spor arabaya kilitledim. Yine başıma dün geceki gibi şeyler gelsin istemiyordum.

"Ya sadece bizim mekana gideceğiz, bizimkilerden başka kimse yok merak etme." Alper ile Deniz'in dediği şeyler beynimin içinde yankılanıp duruyordu.

Mal ayağına yatmayı kessen mi artık belki o zaman daha az pick me olursun.

Yani diyoruz ki bu orospuluklarını keşke bize önceden gösterseydin de biz de sana güvenmeseydik.

Yamaç'ın kolumdan tutmasıyla kendime gelebildim. "Yamaç oraya gitmek istemiyorum, lütfen." Kolumu bırakıp tam karşımda durdu.

"Bana nedenini söyle?" Sanki nedenini bilmiyordu.

"İnsanlar bana iğrenç imalar yapıyor sonra ve kendimi rahat hissetmiyorum." Haklıydım.

"Bundan sonra kimse yapamayacak tamam mı yaparlarsa başlarına gelecekleri biliyorlar çünkü."

"Yamaç lütfen anlayış göster!"

"Sen bundan sonra bizle takılırken napacaksın?" Ne diyordu ya o?

"Ne? Sizle takılmak derken?" Eliyle saçlarını karıştırdı.

"Niye bu kadar şaşırdın ki? Başka ne bekliyorsun, yine Denizlerle filan takılacağını düşünüyorsan ciddi şekilde yanılıyorsun." Herkes bana eşya muamelesi yapıyordu. Bu cidden can sıkıcıydı.

"Ben bundan sonra sadece yalnız takılmak istiyorum anladın mı?" Belimden tutmasıyla ve beni arabaya doğru sürüklemesiyle yine çırpınmaya başladım ama yine ona engel olamıyordum en sonunda pes edip onun beni yönlendirmesine izin verdim. Arabaya oturtturdu beni daha sonra o da yanıma oturup kapıları kilitledi.

"Emniyet kemerini tak!" Tepki vermedim. Sinirliydim şu an. O da aynı hırsla benim üzerime eğilip emniyet kemerimi taktı.

"Ne yapacağız acaba biz senin bu inatçılığını?" Arabayı çalıştırdı. Olması gerekenden daha hızlı sürüyordu. Bu çocuğun cidden psikolojik sıkıntıları vardı. Bir psikiyatrist filan şarttı. Şu an aşırı stres olmuştum.

Yamaç bir süre sonra arabayı yavaşlattı. Gelmiştik. Arabadan indi. Sanırım benimde arabadan inmemi bekliyordu ama inmeyecektim bana ne. En son kapımı açtı.

"İnmeyi düşünüyor musun?" Bir de inmeyi düşünüyor musun diyor ya çıldıracağım. Kafamı 'hayır' anlamında salladım.

"Kızım hadi insene uğraştırma beni." Tam benim kolumdan tutacakken arkamı ona dönüp koltuğa kollarımı doladım, onların mekanına girmeyecektim.

"Ben senin kadar yaramaz bir kız görmedim." Telefonu çalınca telefonunu açtı.

"Ne var?" Telefondaki ne dediyse devam etti.

"Mekanın önündeyiz zaten de inmiyor arabadan." Karşıdaki ne dediyse telefonu kapattı. Deponun açılma sesini duyunca gözlerimi kapatıp daha çok sarıldım. Bora'nın sesini duymamla kalakaldım.

"Adel, hadi in artık arabadan." Benim cebimdeki telefonun çalmasıyla ikisinin de dikkati dağıldığında koşmaya başladım. Bu kaçma serüvenim fazla sürmemişti. Birinin beni omzuna almasıyla havalandım.

ÇıkmazWhere stories live. Discover now