~19~

3.9K 224 95
                                    

Medya: Çağlar

Bir hafta sonrasından...

Okul günleri kadar berbat bir gün yoktur şu dünyada. Tamam kabul etmeliyim belki habire okul değiştirip durmasaydım ve kendime ait güzel bir arkadaş grubum olsaydı bu böyle olmazdı. Belki çok güzel anlar biriktirirdim.

Kitaplardaki dostluklara her zaman imrendim. Çünkü o kadar güzellerdi ki... Ama hiç bir zaman öyle bir dostluğa sahip olamamıştım. Bundan sonra olur muydum? Yine hiç bir fikrim yoktu ama umarım olurdum.

Geçen hafta sabah normalde hastaneye gidecektik ama Alper'in hastaneden ayrıldığını Bora haber verince Yamaç beni evime bırakmıştı.

Eve geldiğimde sabah beni odamda görmeyince endişelenmişlerdi. Bora bir şekilde bir yalan uydurmuştu annemlere. O yüzden üzerime gelip nerede olduğumu soran yoktu.

Bir hafta önce annemden aldığım izinden dolayı bir hafta okula gitmemiştim ama daha sonra nasıl kurtulacaktım bilmiyordum. Yatağımda uzanırken kapının yavaşça açılması ile bende yerimde toparlandım.

Gelenin çağlar olduğunu görünce oturduğum yerden biraz daha dikleştim.

"Kalk hazırlan seni okula bırakacağım." Ne?

"Okula bugün gitmeyeceğimi anneme söyledim zaten haberi var."

"Keyfi okula gitmemezlik yapamazsın. Bir hafta oldu. Bir haftadır okula keyfi gitmiyorsun Adel. " Bir kaşımı havaya kaldırarak ciddi olup olmadığını yüz hareketlerimle sordum.

"Buna karışmaya hakkın olduğunu düşünmüyorum."

"Ne zaman bırakacaksın bu tavırlarını."

"Siz benim hayatıma karışmamaya başlayana kadar." Alayla güldü.

"Ben senin öz abinim." Sinirle yüzüne baktım.

"Yok ben senin abinim demekle abilik yapılmıyor yalnız. İlk önce bana düzgünce abilik yap ondan sonra bu lafları bana dersin." İfadesini anlamak için yüzüne baktım ama herhangi bir ifadesi yoktu.

"Hepimizin hakkını yiyorsun Adel." Başımla onu onaylamadım.

"Hiç birinizin hakkını yemiyorum bunu sen de biliyorsun." Gözlerini devirdi.

"İyi bugünlük de gitme bakalım ama yarın kaçışın yok." O odadan çıkınca Alper'i bir kez daha aradım. Bir haftadır mesajlarıma veya aramalarıma cevap vermiyordu. Sadece nasıl olduğunu öğrenmek istiyordum. İki gün önce dayanamayıp İdil'e mesaj atmıştım. O iyi olduğunu söylemişti ama benim yine de iyi olduğunu ondan duymaya ihtiyacım vardı. Başka bir yolu mümkün değildi çünkü hâlâ kendimi suçluyordum.

Artık evde olmaktan da bıkmıştım. Bora da okula gitmiyordu o da evdeydi iki gündür. Ama tabii ki o evde kalmak yerine Yamaçlarla buluşuyordu. Arada sırada nasıl olduğuma bakmak için odama gelip geri gidiyordu. Bizim max abi kardeş ilişkisi de böyleydi işte.

Yamaç'ın attığı hiç bir mesaja da bakmamıştım. Sessizdeydi zaten.

Pijamalarımdan kurtulup üzerime gündelik şeyler giyince aşağı indim. Çok harika kokular geliyordu. Sanırım poğaça tarzı şeyler yapıyorlardı mutfakta.

Ve tabii ki de atladığım bir şey vardı. Evdeki yardımcılarla da çok sohbet etmiştim. Ve işin güzel tarafı da neydi biliyor musunuz? Evdeki kimse onlara çalışan veya yardımcı gözüyle bakmıyordu. Sanırım en güzel tarafı da buydu.

Selma teyze ile Bilge abla. Selma teyze 45 yaşında, Bilge abla da 23 yaşındaydı. Bilge abla Selma teyzenin kızıydı ve iyi anlaşıyorlardı. İki tane daha çalışan vardı da onlar sadece özel bir şey olunca geliyorlardı.

ÇıkmazNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ