13

99 13 37
                                    

Ömer dizlerini kendine çekmiş mutfak masasında oturuyordu. Babası birkaç metre ötesinde oturmuş dikkatlice gazetesini okuyordu.

"Bugün çok durgunsun. Bir şey mi oldu?" dedi annesi. Kestiği pizzayı tabağa koyup Ömer'e verdi.

Ömer omuz silkti. "İyiyim. Bir şey yok."

Annesi başını yana yatırıp ona baktı."Tüm gün evdeydin, hiç dışarı çıkmadın."

Ömer tekrar omuz silkti. "İstemiyorum."

Annesi yanına, mutfak masasına oturdu. Bir süre sessizce oturdular, Ömer pizzasını yedi.

"Sen bu tür pizza yemezdin."

"Hm?" Ömer önce tabağına sonra annesine baktı. "Evet, bu Hürkan'ın-" Önceki gün olanlar zihninde tekrardan yaşanmaya başladı. Bb minör. Tüm renkleri aynı anda görüp boğulmaya başladığını hissetti. Gözlerini kapatıp bir süre bekledi ve kendine geldiğine emin olduğunda açtı. "En sevdiği pizza."

Belki de Ömer kendine geldiğine emin olamamıştı. Elindeki pizza tabağa düşerken ağlamaya başladı. Dünden beri sakladığı göz yaşları, hırçın bir nehir gibi aktı.

"Ömer." Annesinin sesi endişeliydi. "Ne oldu? İyi misin?"

Ömer hıçkırıkları arasında konuşmaya çalıştı. "Ben... bil-bilmiyorum."

Annesi, Ömer'in yanına oturup ona sarıldı. "Geçti canım, tamam." Ömer de ona sarıldı. Küçükken kabus gördüğünde annesine sarıldığı zamanları hatırladı. Hürkan hayatına geldikten sonra annesinden uzaklaşmıştı. Kötü şeyler yaşadığında bu boşluğu artık Hürkan kapatıyordu.

Ömer hıçkırıkları arasında güldü. Acaba kabuslarından sonra annesine sarılma alışkanlığına geri mi dönecekti?

"Tamam geçti birtanem." Annesi yavaşça Ömer'in sırtını sıvazladı.

"Anne?" dedi Ömer hâlâ annesine sarılırken.

"Efendim canım?"

"Ben Hürkan'a aşığım."

"Ah." Annesi daha sıkı sarıldı. "Ömer-"

"Ve biliyorum-" hıçkırıkları Ömer'i kesti. "Onun gerçek olmadığını düşündüğünü biliyorum. Ve herkes bundan o kadar emin ki, bazen ben de öyle olduğunu düşünüyorum... Bu beni ne yapar?" Sesi mor kırmızı titremeye başladı. "Bir hayaletin aşkına tutsak." Vücudu da titremeye başladı. "Bir hayaletin aşkına tutsağım."

"Birtanem..." dedi annesi yumuşakça. "Çok üzgünüm."

"Her şeyi berbat ettim." dedi Ömer F minör. "Onu öptüm ve o karşılık vermedi ve ölmek istiyorum. O benim her şeyimdi ve ben her şeyi berbat ettim."

"Geçti, Ömer." dedi annesi Ömer'in kıvırcık saçlarını okşarken. "Geçti."

"Berbat ettim." dedi Ömer kısık bir sesle. Çamur kokusu beynini sardı. "Berbat ettim."

"Ömer." dedi annesi mor bir sesle. "Bunun iyi bir şey olabileceğini düşündün mü?"

"Ne?" dedi Ömer turuncu yeşil mor.

"Birilerine muhtaç olmak, hep onlara dayanmak sağlıklı değildir." dedi annesi nazikçe. "Belki de Hürkan'a ara vermelisin."

"Ara mı vereyim?" Ömer annesinin söyledikleri karşısında o kadar dehşete düşmüştü ki ağlaması durdu.

"Ara ver, Ömer. Bu sırada da yeni bir hobi edinebilirsin."

"Hürkan bir hobi değil, anne." dedi Ömer, annesinin kast ettiklerine içerlemişti. "O bir insan. Aramızdakileri telafi etmem gereken bir insan." Hızla yerinden kalktı.

"Ömer, bekle!"

Ömer çoktan evin dış kapısından çıkıp kalbindeki küçük kırmızı turuncu hisle ormana koşmaya başlamıştı.

Rüzgar [Porgola]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin