11

85 14 20
                                    


Annesi kapıyı tıklatıp içeri girdi, yatağına oturup elini tuttu. "Ömer."

"Ne?"

"Kemal hoca senin bir psikiyatriste yönlendirilmen gerektiğini düşünüyor. Kaygıların ve insomnian için ilaç yazabilirlermiş." dedi annesi, sözleri yüksek bir dağın eteklerinden gelen yankı gibi beynini çınlattı.

Ömer bu konuya nereden, nasıl geldiklerini anlayamadı. Duyduklarının rengini tatmasını istedi. "Ben kaygılı mıyım?"

"Seni gecenin üçünde kendi kendine konuşurken duyuyorum. Ve o kadar zayıfladın ki..." dedi annesi gözlerindeki sarı mor duyguyla. Bir yemek kırıntısının birçok karınca tarafından taşınması gibi. Karıncalar karanlıkta nasıl görüyorlar, arkadaşlarına mı güveniyorlar? "Belki psikiyatristin önereceği ilaçlar işe yarar?"

Ömer kafasını çevirip pencereden dışarı baktı. "Yıldırım hoca da ilaç almamı önermişti."

Annesi yanında hafifçe irkildi. "Özür dilerim, Ömer." Mor kırmızı mavi. Toz, yer çekimi ve paslı anahtar gibi. "Çok özür dilerim, birtanem."

"Anne?" Mavi. Turuncu. Yeşil.

"Efendim."

"Ben..." Senin hayali olduğunu sandığın çocuğa aşık oldum, ne yapmalıyım? "Şey." Ensesini kaşıdı. "Yemekte ne var?"

"Kuru fasulye ve pilav." Annesi şaşkınlıkla gözlerini kırptı. "Bizimle mi yemek istiyorsun?"

Ömer neden olduğunu anlamadığı bir nedenden dolayı başıyla onayladı.

Rüzgar [Porgola]Where stories live. Discover now