8

116 17 32
                                    

"Normalde cuma günleri randevumuz olduğunu biliyorum ve perşembeye alınmasından hoşnut olmadığını yüzünden anlayabiliyorum. Ama yarın veli toplantısı olduğu için randevumuzu bugüne almak zorunda kaldım." dedi Kemal hoca, ağaç kadar yumuşak bir ses tonuyla.

"Perşembeler kahverengidir."

"Ne?" diye sordu Kemal hoca, beklediği cevap bu değildi.

"İlginç, öyle değil mi? Perşembe, haftanın en eğlenceli günlerinden biri. Kahverengi ise en sıkıcı renklerden biri. Ama bu perşembenin kahverengi olduğu gerçeğini değiştirmiyor."

"Eminim bu senin dünyanda ilginç olan bir gerçektir, Ömer." Kemal hoca devam etmek için ağzını açtı ama Ömer onun düşüncelerini kesti.

"Hürkan'la günlerin renkleri hakkında tartıştık." dedi Ömer meydan okuyan bir ses tonuyla. Kasları kasılıp mavi turuncu yeşil renkler aldı. Hürkan'ın isminin geçmesiyle Kemal hocanın suratı düştü. "Perşembe hariç hepsini farklı hissettik. Perşembe ise ikimiz için de kahverengi. Perşembe hep kahverengi."

"Ömer-"

"Onun için endişeleniyorum." dedi Ömer ve başını salladı. Meyan kökü. Yağmurun kokusu. "Hep mavi siyah yaşıyor." Kum ve tuzun derisini tahriş etmesi gibi. Karnını fazlasıyla sıkıp nefes almasını zorlaştıran bir kemer gibi. Odanın sol köşesine doğru çevrilmiş boş ahşap sandalye gibi.

"Gereksiz bir endişe." dedi Kemal hoca, sert ve asidik bir sesle. Klorlu suyun teninden buharlaşması gibi. "Hürkan gerçek değil. Hatırladın mı Ömer?"

Ömer kalbinin hızla çarptığını hissetti. Anında Kemal hocayla göz temasını kesip bakışlarını karşısındaki kahverengi deri koltuğa çevirdi. Boş odanın içerisini sessizlik doldurdu.

Kemal hoca çayından içip konuşmaya başladı. "Sana sormak istediğim birkaç şey vardı." dedi konuyu değiştirmeye çalışarak. "Dün annen bana yeni şarkını gönderdi ve çok beğendiğimi söylemeliyim. Belki de sineztezik beyinler müzik kompoze etmekte daha avantajlıdır. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?"

Ömer kaşlarını çattı. "Sinestezik beyinler?" Salı kadar, üçgen kadar can sıkıcı olan bu sıfatı söylerken bile mavi mor hissetti. Belki Kemal hocanın sorduğu soru bu kadar aptalca olmasaydı aklını Hürkan'dan alabilirdi.

Kimi kandırıyordu? Hiç kimse ve hiçbir şey ona uzay karanlığı saçları, sıcak çikolata kahvesi gözleri, gök mavisi elleri, C major dudakları ve panter hırıltısı dişleri unutturamazdı.

"Sen bir tanesisin evet. Aynı zamanda tanıdığım tek sineztezik beyinsin." Kemal hoca duraksayıp Ömer'in yüz ifadesini inceledi. "Bu tanımlamayı sevmedin, sanırım. Sana nasıl hitap etmemi istersin?"

Rüzgar [Porgola]Where stories live. Discover now