15. Bölüm

58 13 14
                                    

Her gün, akşamları seninle olabilmek için dua ederim

***

Ve ben Jungkook için gülümsedim.

***

"Jimin buraya gel!" Jungkook!un bana seslenmesiyle hızlıca bulunduğum odadan çıkarak biraz daha ilerideki odaya girdim.

Girdiğim oda da etrafı incelemeye başladım. Bu oda oldukça eski görünüyordu. Sanki depremden kalmış gibiydi. Kapısı bile bulunmayan bu odada girişin hemen yanında kırık bir lavabo, ileride ise iki tane yatak duruyordu.

Tabii buna yatak denilebilirse. O metal yığının üzerinde oturmaya kalksam bütün vücudumun ağrıyıp ezileceğine yemin edebilirim. Odanın içinde biraz daha dolandığımda burnuma iğrenç bir koku geldi. Burada bir insan yaşayamazdı kesinlikle.

Bu pisliğin, kokunun ve görüntünün içinde hem fiziksel hem de ruhsal bir sürü sorun yaşardı. "Bir şey mi oldu?" diye sordum. Beni buraya çağırdıysa ve önemli bir şey yoksa gerçekten delirebilirdim. 

"Şuna bak." elini bana doğru uzattığında tuttuğu şeyi kendi elime alarak incelemeye başladım. Siyah, muhtemelen kesici olan bir aletti. İki tarafında da çatala ya da bir ingiliz anahtarına benzer şeyler vardı. Bunun ne olduğunu tam olarak anlayamadığım için "Bu nedir?" diye sordum.

Elime aldığım aleti tekrar sahiplendiğinde bana anlatmaya başladı.

"Bu bir Kafir Çatalı. Bir tür işkence aletidir. Bu gördüğün yerlerden işkence edilecek kişinin boynuna takılır. Uçlarını görüyor musun? Oldukça sivridir. Çatalın bir ucu kişinin çenesine dayanır. Diğer ucu ise göğüs kemiğine denk gelir. Bu sırada kişi tavana asılı durur. Eğer kafasını eğmemesi için asla uyumaması gerekir."

"Eğer uyursa..." dedim. Ne olacağını anlamıştım, oldukça korkunçtu.

"Eğer uyursa başı aşağıya düşer ve çatallar hem çenene hem de göğsüne batar ve deler."

"Ve ölürsün?"

"Ve ölürsün."

Kokunçtu. Bir insan başını hareket ettirmeden duramazdı. Eğer bunu başarabilrse bile belli bir süreden sonra illaki uykusu gelirdi. Bunun yanında aç susuz kaldığını düşünürsek ölüm kaçınılmaz olur.

Tamam bu konuşma beni germişti burada işkence aleti varsa süs olarak konulmamıştı. Geçmişte birilerine bir şeyler yapılmıştı. Jungkook'un elinde duran şeyi birazcık daha incelediğimde işkenceyi gören kişinin yerinde olduğumu düşünmüştüm. O çatallar yavaş yavaş derime işliyor ve kanamaya başlıyorum. İstemsizce kapattığım gözlerim ve boynuma doğru giden elimle kendime gelmiştim. 

Jungkook bunu fark etmiş olmalı ki "Ben yanındayken sana bir şey olmaz. Bana güven." dedi rahatlatıcı bir tonda.

Açıkçası bu ortamda rahatlayabilir miydim, emin değilim. Zaten içinde bulunduğumuz bu hastane, bilinmezlik beni geriyordu. Bu aleti görmemiz ise başka bir etkendi.

"Peki başka bir şey buldun mu?" Cevabının "hayır." Olmasını istediğim soruyu dikkatlice bana bakan gözlerin sahibine yönelttim. Ve benim her ne kadar duymak istemediğim cevap olsa da   kafasını salladıktan sonra arkasını dönerek eline bir şey aldı.

Gene siyah bir alet ve üzerinde bir sürü sivri çubuklardan vardı. Tahminimce bu da insanların boynuna geçirilmek için yapılmıştı. Açıklama yapması için jungkook'a baktığımda anlayıp bu iğrenç şey hakkında da konuşmaya başladı.

Twilight Time | JikookWhere stories live. Discover now