Ah! Diyorum içimden Olivin şakşakcının düz ve porsuk olan şaçlarını okşadığımı görmüş. Fakat nasıl? Umarım şakşakcıyla Ay taşı dağında aramızda geçen konuşmaları duymamıştır. Hıçkırıklarım kulaklarımda yankılanıyor ve kendimi kötü hissediyorum.Aslında kendimi iyi hissettiğim tek bir gün bile yok!

'' Keşke bu mümkün olsa efendim. Geleceğin iyi yada kötü ne getirdiğini bilmemiz mümkün olsa.'' diyorum iç çekerek. Belki gelecekteki bir günde tekrar evimde olurum, Lee anne ve annemin şefkati altında büyürüm .

'' Aslında bu mümkün.'' diyor Olivin . Şakaklarım zonklamaya başlıyor. Vücudumdaki gri kanın kaynayışını hissediyorum.

" Mümkün mü?"

'' Evet, mümkün. ''

'' Nasıl?''

'' Gelecek sırlarla doludur fakat tarihin akışını değiştirecek olaylar çok iyi yada çok kötü olaylar olabilir ,önceden belirlenir ve kesin bir şekilde gerçekleşir. Hiçbir güç olacakları engelleyemez bu bakımdan geleceği bilmek mümkün. Yalnız geleceği görme yeteneği yalnızca erdemli insanlara mahsustur. Çünkü, erdemli insanlar bu yeteneklerini asla kötüye kullanmazlar. Erdemli kişi, gelecekte hamile olan biriyle bağlantı kurar , bu herhangi biri olabilir ve etrafta olup bitenleri görür,tıpkı geçmişte annemizin karnında olduğumuz ve etrafımızda olup bitenleri gördüğümüz gibi... Aslında ikisidenaynı şey. Sıradan cinsiyetliler geçmişi görür,erdemli cinsiyetliler ise hem geçmişi görür hem geleceği. Ve erdemli insanlara ne geçmişleri ne de gelecekleri zarar veremez. ''

'' Zedd.'' diyorum tıslayarak,

'' O da bir erdemli insan.'' Çünkü Drake haritasının çığlıkları Zedd'e zarar vermemişti. Fakat Zedd bir cinsiyetliydi. O bir erkekdi.

''Evet, tıpkı senin gibi. Turmalin'in başına geleceklerini önceden görmüştü. '' diyor Olivin. Zihnimde şimşekler çakıyor ve sitem ediyorum.

'' Peki ama neden önlem almadı? Seni uyarabilirdi ve sende o gün Jade,Topaz ve Turmalin'i sarmaşıkları temizlemeleri için görevlendirmezdin.''

'' Haklısın. Ancak ölümler kesin olaylardır buna kimse müdahale edemez. Kaderin akışını değiştiren insanların sonu kötüdür. Zedd, gördüklerini Turmalin'in cenaze töreninde anlattı. Eğer daha öncesinde gördüklerini bana anlatmış olsaydı olaylara müdahale ederdim. Kaderin akışı değişirdi ve bu sonum olurdu. Zedd, gördükleri karşısında susmak zorunda kaldı. Bana zarar gelmesini istemiyordu, olayları akışına bırakmayı tercih etti.''

'' Fakat ben ... Erdemli bir insan olmak için hiçbir şey yapmadım. Kuralları bile bilmiyordum. Nasıl oluyor da ben erdemli bir insan olabiliyorum?'' soru cümlem yarıda kesiliyor ve Olivin'in keskin sesi kulaklarıma ulaşıyor.

'' Erdemli olunmaz, erdemli doğulur Ametist.Sen doğuştan erdemlisin. Erdem sonradan kazanılabilir, ben çok daha sonraları bunu başardım ancak erdemli insan olma yeteneği doğuştan gelen bir yetenektir.'' diyor. Susuyorum.

'' Görmek istiyorum Olivin. Gelecekten iyi yada kötü olan bir günü görmek istiyorum. Eğer gerçekten erdemli bir insansam gelecekten bir günü görmek istiyorum.''

'' Emin misin?'' diyor hırıltılı ses. Başımı sallayarak Olivin'ı onaylıyorum.

'' Hiç olmadığım kadar.''

Kararsızlıkla ensesini sıvazlıyor Olivin.

'' Pekala, Gel benimle.'' diyor. Olivin ile birlikte kuyuya doğru gidiyoruz. Kalbim delice çarpıyor ve avuçlarım kontrolüm dışında terliyor.

''Atla.'' diyor. Bir saniye bile düşünmeden kuyudan aşağı atlıyorum ve anlıyorum korkunun en iyi dostu yine korkudur. Yükselik fobim var.Kısa bir süre sonra kaydırağa çakılıyorum ve taş zemin üzerinde yuvarlanıp mağaraya giriş yapıyorum . Ardımdan Olivin geliyor fakat o tıpkı bir kedi gibi dört ayak üzerine düşüyor, elini uzatıyor ve beni yerden kaldırıyor. Mağaranın sonuna doğru yürüyoruz ve avucumuzdaki ateşi etrafı görmek için kullanıyoruz. Avucumdaki ışık tıpkı bir fener gibi. Mağaranın sonuna geldiğimizde Olivin mağara duvarına 4 sembolü gri ateş ile çiziyor.

"Sinek,Karo,Maça,Kupa."

Duvar ortadan ikiye yarılıyor ve gizli geçit açılıyor. Yataklarla dolu odaya gittiğimizde

'' Thomas nerede?'' diye soruyorum.

'' Merak etme burada değil. Yalnızca ders saatlerinde bu odayı kullanır.'' diyor Olivin. Nedenini bilmiyorum fakat Thomas'ın burada olmayışı içimi rahatlatıyor.

"Bu mağara neden şifreli?"

" Çok basit bir nedeni var aslında. Kimsenin kontrolümüz dışında geçmiş ve gelecekten birşeyler görmesini istemiyoruz. Bu tehlikeli olabilir." Diye açıklama yapıyor Olivin,öğretmen edasıyla.Bir süre sonra Olivin elinde bulunan mavi silindir hap ile geri geliyor, hapı bana uzatıyor ve yut diyor. Avucumdaki mavi silindir ilacı incelerken ;

'' Bu mavi silindir ilaç Karo sınıfındaki bilim adamlarının ürettiği özel bir ilaç. Şimdiki zaman ve gelecek zaman arasında bir köprü kuruyor. Eğer gerçekten erdemli bir insansan yani yanılmıyorsam gelecekten bir günü görebilirsin.'' diyor Olivin.

'' Neden Karolar bu ilacı kullanmıyor?'' diye tereddütle soruyorum.

'' Bunun nedeni de çok basit. Onların erdemli insanları yok.'' Olivin'in cevabı karşısında kıkırdıyorum. Karo sınıfında ki bilim adamlarına müthiş düzeyde güvensizlik duygusu besliyorum. Çünkü onlar Zenon dünyasının kaderiyle oynayan bir avuç kuklaydı ama yine de Olivin'a olan güvenim silindir ilacı yutmama neden oluyor.Mavi silindir ilacı yuttuğum anda boğazıma acımsı bir tat hakim oluyor ve yüzüm istemsizce buruşuyor.

Yatağa sırt üstü yatıyorum. Olivin, ellerimi ve ayaklarımı siyah iple bağlayıp beni yatağa sabitliyor ardından duvar dibinde dikilerek ;

'' Hazır mısın?'' diye soruyor.

'' Hazırım.'' diyorum fakat sesimin ve gri pullu bedenimin titremesine engel olamıyorum. Olivin, duvardaki bilgisayarın tuşlarına basıyor ve şifreyi giriyor.

"337428"

Yatağın altında ki gri kordon tıpkı zehirli bir yılan gibi süzülerek üzerime geliyor. Gri kordon burnumun dibinde kısa süreliğine duruyor ve aniden göbek deliğime saplanıyor. Bedenim acı içerisinde kıvrılırken çığlıklarım dudaklarımın arasından kaçıp gri mağarada yankılanıyor. Göbek deliğimden gri kanlar akıyor ve yatağın etrafından camlar kayarak ilerliyor. Cam fanusun içi su ile dolmaya başlarken Olivin sağ elini kalbinin üzerine koyuyor. Olivin'ın bu hareketi karşısında sakin olmaya çalışıyorum.Fanusun içi tamamen su ile doluyor ve yine gri kanım suyu bulandırıyor. Görüntü bulanıklaşıyor artık Olivin 'ı göremiyorum bu durum beni ürkütüyor. Zihnim o kadar uyuşuyor ki fanusun içerisinde çıkardığım baloncuklara anlamsızca bakıyorum. Sudaki oksijenin tadına varırken göz kapaklarım ağırlaşıyor ve görüntü bulanıklaşma ile kalmayarak tamamen kararıyor.

CİNSİYETSİZNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ