Bölüm:76 " Güneş Kolyesi"

478 48 105
                                    

   Söz verdiğim gibi bölümler erken ve uzun geliyor.

Finale çok az kaldı. Malesef iki yıllık bu hikayenin sonuna geliyoruz. Onlarsız nasıl yapacağım hiç bilmiyorum. O kadar üzgünüm ki. Bu arada küçük bir spoi vereceğim. Kitabın sonlarına doğru baş rollerden birini kaybedeceğiz. Biliyorum bu çok üzücü. Ama olmak zorunda. Ayrıca şok olacağınız bir gerçek sizi bekliyor. Neyse çok uzatmadan sizi bölümle başbaşa bırakıyorum.

   Bol bol yorum ve oy vermeyi unutmayın

Bölüm: 76 "Güneş kolyesi"

Yazar'dan

Barlas Tansı takip edilmediklerinden emin olduğunda aracı Tansı malikanesine sürdü. Savaş Karasal'ın burada olmasını umursamayacak kadar yorgundu.

   Ailenin ilk çocuğu olmanın ağırlığına çok küçük yaşlarda girmişti. Yaşıtları veya kendi kardeşleri gibi bir çocukluk yada hayat geçirmemişti. O babasının yerini alması için küçük yaştan beri eğitilen ve buna zorlanan biriydi sadece.

   İnsanlar mafya olmanın havalı ve tehlikeli olduğunu düşünüyordu. Evet dışarıya verdiği imaj böyleydi. Fakat işin iç yüzü sanılan kadar mükemmel değildi. İlk cinayetini on bir yaşında işlemişti. Babasıyla birlikte gittiği davette babasını vurmak üzere olan korumayı öldürmüştü.

    Bir çocuk için sıkıcı ve tehlikeli olan tüm davet ve toplantılara katılmıştı. Sekiz yaşında silah eğitimi almaya başlamıştı. Bu sektörde acımak diye bir şey yoktu. Soğuk kanlı ve duygusuz olmalıydı. Bu sektörün altın kuralı buydu.

   Şuan bile rahatlıkla içindeki acıyı yaşayamıyordu. Berk'i tüm bu tehlikeden uzak tutmak için elinden geleni yapmıştı. Onu normal bir okula göndermiş ve kayıtlarda soyadının gözükmesini engellemişti. Onun bir Tansı olduğundan bile habersizdi herkes. Onun çevresindeki hiçkimse Berk'i tanimıyordu. Ve en önemlisi Berk'i Tansı soyadından uzak tutmuştu.

   Oysa şimdi hiçbir şeyin anlamı yoktu. Berk ölmüştü

   Araç durunca hiç beklemeden indi. İçeriye girip iyiymiş gibi davranıp Çağan'la ilgilenmeliydi.

   "En azından şehir merkezinde indirebilirdin?" dedi Savaş araçtan inerken. Tansılar bu kadar acı çekmeseydi muhtemelen asla bu adama yardım etmezdi.

   "Seni öldürmediğime dua et" Savaş'a kısa bir bakış atıp kapıyı açtı. Yüzüne sahte maskesini yerleştirip kardeşinin yanına ilerledi.

Savaş

   Evet muhtemelen bu adama yardım etmek tamamen aptalca ve saçmaydı. Ne bekliyordum ki? Adam resmen beni öldürmemek için büyük bir savaş vermişti.

   Peşinden gidip içeriye girdim. En azından Arda'yı alıp öyle giderdim.

   İçeriye girdiğimde Barlas Tansı'nın mutfağa ilerlediğini gördüm. Mutfaktan tabak çatal sesleri yükseliyordu.

   Arkasından ilerlerken gördüğüm manzarayla dudaklarımın aralandı. Hadi canım!

   Barlas Tansı'nın da en az benim kadar şaşkın olduğunu fark ettim. Sadece dışarıya göstermiyordu.

   "Arda?"

   "Savaş?" dedi Arda gülümseyerek yanıma yaklaşırken. Üzerinin her yeri un ve yumurtaya bulanmıştı. Bakışlarını benden ayırıp onlara ifadesizce bakan Barlas Tansı'ya çevirdi. Bu adamdan haz etmediği ancak son olaydan sonra ona üzüldüğü açıkça belli ediyordu.

BİR KABUSUN ORTASINDA  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin