Bolum:35 "Günlük "

850 92 146
                                    

Bölüm :35  "Günlük "

"Gerçekten çok ama çok korktuğunuz da filmlerdeki gibi titremezsin. Balık yavrusu gibi kımıldamadan durursun. Titreme daha sonra gelir."

Savaş

   Aklımı kurcalayan düşünceyle karşımda kahvaltı yapan babama baktım. Nick hala uyuduğu için bu kahvaltıda ben ve babam vardı. Bir de benim zorunlu ısrarımla sofraya sayılı kez oturan Kıvanç abi. Yerimde huzursuzca kıpırdandım. Babamla konuşmak her zaman gerilememe neden oluyordu. Sert bir yapısıyoktu. Kolay kolay sinirlenmezdi. Hatta bağırdığını da çok az duymuştum. Ama yine de onun saygınlığını kaybetmek istemediğim için saygımdan ödün vermiyordum.

  Ama bu yemek meselesi aklımı kurcalıyor. Babam ; Nick, Rosalina ve Türkiye'ye gelen birkaç arkadaşını dışında kimseyi eve almayı sevmezdi. Ona göre insanları eve almak tehlikeliydi. Gizlilik meselesine çok önem veriyordu. Sonuçta en ufak bir yanlış bile babamı hiç olmadığı konumlara sokabilirdi.

  "Arkadaşlarımı yemeğe çağırman çok hoş..." diye mırıldandım.  "İlk kez arkadaşlarımı çağırıyorsun"

  "Evet" dedi bana bakmadan.

  "Genelde arkadaşlarımı çağırmazsın"

  Çatalını tabağın kenarına kibarca bırakıp bana döndü. Yüzünde beliren ciddi ifade biraz olsun rahatlayan tavrımı da tuzla buz etti.

  "Seninle açık konuşacağım..." dirseklerini masaya dayadı. "Daha önce hiçbir arkadaşını sorgulamadım. Gençsin ve elbette kendi kararlarını verebilirsin"

   Bu konuşmanın nereye gideceğini bilmediğim için sessizce söylediklerini dinledim.

  "Ama hayatımızın nasıl olduğunu sen de biliyorsun. Herkesi hayatımıza sokarsak ayakta kalamayız"

  "Yani?"

  "Yani herkesi hayatının içine sokmamalısın. En azından bu kadar değil. "

  Gerilen parmaklarımı masanın altında birleştirdim. Babama olan saygım vardı. Sözlerinde haklı olduğunu da biliyorum. Ama yine de arkadaşlarıma karışması hoşuma gitmiyordu. Üstelik onlarla neden birlikte olduğumu bilmediği halde.

  "Onları yemeğe davet ederek tanıyacağını mı düşündün?"

  "Beni yanlış anlama oğlum. Sadece nasıl insanlar olduklarını bilmek istiyorum. Sana zarar verecek hiçbir şeyi göze alamam."

  Evet şimdi de korunmaya muhtaç bebek muamelesi görüyordum. "Ben on dokuz yaşındayım baba" dedim sesimin oldukça sakin çıkmasını umarak.

  "Geçmişte yaşananları unutma. Aynı şeyin tekrarlanmasını şansa bırakamam"

  "Good Mornig" Nick'in keyifli ve uykulu sesi masadaki gergin havayı dağıttı. Yanımdaki sandalyeyi çekip oturduğunda karışık duygularımı içime gömerek kahvaltımı yapmaya devam ettim.

   Babam haklıydı. Yabancıları hayatımıza sokmak tehlikeliydi. Bahsettiği şey de buna en güzel örnekti. Acı ve güzel bir örnek...

   "Çekimlerim yarım saat sonra başlayacak." diyerek masadan kalktım. "Gitmem gerek."

   Babam göz ucuyla bana baktı. Benimle sorun yaşamak babam için de can sıkıcıydı. O olaydan sonra bana karşı oldukça hassaslaşmıştı. Zarar görmemem için her şeyi yapıyordu. Bunun için ona minnettarım. Ama ben on dokuz yaşındaydım. Kendimi koruma yaşına çoktan gelmiştim.

BİR KABUSUN ORTASINDA  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin