Bölüm:48 "Sessiz çığlık "

723 71 71
                                    

Biliyorum hepiniz neden nerdeyse bir aydır bölüm gelmediğini merak ediyorsunuz. Bunun için gerçekten üzgünüm. Ama elimde olan bir neden değildi. Sınavlardan önce bir sürü quiz yapılmaya başlandı ve şimdi de sınav haftamdayım. Sizin için bölümü yetiştirmeye çalıştım. İki hafta sonra sınavlar tamamen bitecek ve ben hızlı bölüm atmaya devam edeceğim. Hepinizin onları çok özlediğini biliyorum. Cansu'nun uyanmasından sonra tekrar Cansu'lu bölümler okuyacağız. Şimdilik sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar...

Bölüm:48 " Sessiz çığlık"

Biz kendi bataklığında batan bir avuç insandık

(Üç gün sonra...)

Cansu

Evet o konuşmanın üzerinden üç gün geçti. Artık yürüyebilecek kadar iyileştim. Bu süre zarfında Tansı'lardan kimse geri gelmedi. Bu koca evde üç gündür tıkılıp kalmıştık. Sadece Savaş gitmişti. Buraya gelemese de sürekli arayarak bizi bilgilendirmişti.

"Daha fazla burada kalamayız" dedim koltukta ters oturan Arda'ya. Barış ve Arya ise diğer iki koltukta uyuyordu.

"Haklısın" dedi pozisyonunu bozmadan. "Ama Savaş haber vermeden çıkmak tehlikeli"

"Bilmiyorum Arda" dedim derin bir nefes vererek. "Bir bataklığa battık ve her geçen gün biraz daha dibe batıyoruz"

"Cadılar genelde uçar. Batmazlar"

"Terlik kafana geliyor" ayağımda beyaz çoraplarımdan başka bir şey olmadığı için çorabımı fırlatmaya hazırlandım. Ama Arda kaçmaya çalışırken ters bir şekilde koltuktan düştü.

"Ahhh...."

"İyi oldu"

"Hadi ama gerçekten acıdı"

Söylenerek cebinde titreyen telefonuna uzandı. Ekrandaki isme bakmadan cevapladı. "Güzel ve sexsi bir kızsan şuanda müsaitim. Ama kıllı göbekli amcalardansan valla abi yanlışlık oldu görüşürüz"

"Şebeklik yapmasan olmaz..."

"Karakterime ters" diyerek göz kırptı.

Arda nihayet konuştuğu kişinin sexi bir kız vey göbekli bir amca olmadığını fark etmiş olacak ki donuklaştı. Yüzündeki ifade kesinlikle işlerin ters gittiğini söylüyordu.

Arda hiçbir şey söylemeden telefonu kapattı. Elindeki telefonu yanındaki koltuğa bırakırken bana döndü. "Gidiyoruz"

"Noldu?" dedim telaşla. Arda'nın yüzündeki ifade işimizin bittiğini anlatıyordu.

"Barış! Arya! kalkın hadi"

"Arda ne oldu?" diye bağırdım. "Söylesene"

"Polis bizi arıyor Cansu!" dedi Barış'ı uyandırmak için sarsarken. Göz bebekleri korkudan ve endişeden büyümüştü. Ben ise donmuştum. Polis parmak izimizi bulmuş olmalıydı. Ama bu işte bir terslik vardı. Arda'yı kim aramıştı? Kuzey sadece beni tanıyordu ve neden Arda'yı aramıştı ki?

"kim aradı seni?"

"Çağan aradı." dedi yeni uyanan Arya'yı eşyalarını toplaması için yukarıya göndererek. "Hastahaneden kaçtığımız araba evin arkasında ve polis buraya geliyor"

BİR KABUSUN ORTASINDA  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin