"Noldu Ayaz? Kapıyı açtın." dedi annem. Tabii, kulakları iyi duyuyordu.

Bir yandan salonun kapısına doğru yürüdüğünde artık yalan söylemenin bir anlamı kalmadığını düşünmüştüm.

"Mahmut geldi de, ders çalıştıracağım. Sen uyuyorsun diye haber veremedim."

Tabii bir kısmı yalandı ama o kadarı da önemli değildi canım.

Kenara geçtiğimde bu sefer Mahmut salonun girişinde gözükmüştü. "Merhaba, kusura bakmayın gece gece rahatsız ettim." dedi Mahmut kapının kenarından anneme bakarak. Hemen efendi modu açılmıştı.

"Yok oğlum ne rahatsızlığı? Uyuyacağım ben de zaten. Ayaz, Mahmut gittikten sonra kapıyı kilitlemeyi unutma. Kalacaksa da koltuğun altında çarşaf var ayarlarsın." dedi annem uykulu bir sesle. Keşke kalabilse diye geçirdim içimden. Birlikte uyurduk belki.

Annem kendi odasına geçtiğinde biz de benim odama geçtik. Bir anda açılan dizi muhabbetiyle ikimiz de yatağımın üstünde oturmuş izlediğimiz dizileri konuşuyorduk. Tabii izlediğimiz türler o kadar farklıydı ki.

"Friends izledin mi?"

Cık'ladı kafasını sağa sola sallayarak. "Mahmut ya! Hiç ortak izlediğimiz dizi yok!"

Sinirlenmeye başlamıştım. Zevklerimizin bu kadar farklı olması beni üzüyordu.

"Bana ne kızıyorsun? Sen Kurtlar Vadisi'ne saçma dedin diye ben bir şey diyor muyum?"

"Haklısın. Ama ortak bir diziyi izlemiş olsaydık keşke.."

Üzgün yüzüme gülerek baktı. Saçma bir şeyi dert ettiğimin farkındaydım ama böyle ufak şeyler insanın canını sıkabiliyordu.

Çenemi tutup ellerimde olan gözlerimi kendi gözlerine sabitledi. Dudağıma bir öpücük kondurdu, "Yeni bir diziye başlarız birlikte. Ne dersin?"

Her zaman olduğu gibi çözüm odaklı olmasına imrenerek gülümsedim. Kafamı salladım onu onaylamak için.

"Şimdi izleyelim mi?"

Soruma karşılık "Getir izleyelim." dediğinde hemen yataktan kalkıp masadaki açık olan bilgisayarı alıp yatağa geçtim. O da duvara iki yastığı koymakla meşguldü. Aklıma gelen diziyle gülümsedim kendi kendime. Duyduğum kadarıyla bize benziyorlardı, onun da bunu fark etmesini istiyordum. (Evet heartstopper izleyecekler)

Kollarımız birbirine değerken bilgisayar dizlerimde diziyi izlemeye başlamıştık.

"Saçları sana benziyor." diziye yaptığı yorumla gülümseyerek ona döndüm. Bana bakmadan "Tabii seninkiler daha güzel." dedi, benim gülümsemem daha da büyürken lafına devam etti, "Gerçi senin her yerin güzel geliyor bana."

"Teşekkür ederim." deyip yeniden ekrana baktığımda bir anda yaklaşıp yanağıma bir öpücük bıraktı. Kafamı ona çevirdiğimde gözlerindeki sıcak ifade içimi eritirken ben de dudaklarına yaklaşıp bir öpücük kondurdum. Ben geri çekilmeyi düşünürken dudaklarını aralayıp alt dudağımı dudaklarının arasına aldığında her zaman olduğu gibi kalbim sertçe çarptı. Ben de onun dudaklarına aynı şeyi yaptığımda bir anda aklıma gelen şeyle dudaklarımızı ayırdım hızla. Çıkan sesle birlikte Mahmut şokla gözlerini araladığında bir şey olduğunu sanmıştı muhtemelen.

"Mahmut. Dondurma yiyelim mi?" bir çocuk gibi sorduğum şeyle kaşları çatıldı.

"Tam da öpüşürken aklına bunun gelmesi hem gururumu okşadı, hem de kalbimi kırdı açıkçası."

Söylediği şey güldüm. "Canım çekti bir anda. Getireyim mi?"

"Getir yavrum, getir." dediğinde önce bilgisayardan diziyi durdurdum sonra gülerek odadan çıktım sessiz olmaya çalışarak. İnsanın olmadık anlarda olmadık şeyleri çekebilirdi canı sonuçta.

MAHMUT -gayWhere stories live. Discover now