44. BÖLÜM

1.1K 71 26
                                    

Selamun aleyküm, hayırlı geceler.

Dağları aştık geldik, yoğunluğumu bırakarak sizlere bölüm atmak için geldim.

Şöyle bir sürü bir sürü yorum yapın emi.

Keyifli okumalar.

Arabadan inerek eve geçtiğimizde annemler benden bir cevap bekliyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Arabadan inerek eve geçtiğimizde annemler benden bir cevap bekliyordu. Onlara kısaca anlattım. Babam önce tereddüt etti ama onları ikna etmem sorunu ortadan kaldırdı.
Hazırlanmak için odama geçtiğimde onu gördüm. Hümeyra'nın karyolasının yanında onu izlerken gördüm. Hümeyra uyuyor Yiğit ise çenesini karyolanın tahtasına dayamış uzun uzun seyrediyordu. Eli havada kalmıştı, dokunmaktan korkar gibiydi. Kapı pervazına yaslanıp bir süre baktım onlara. Şu an karşımdaki muazzam görüntü gülüşümü genişletti.

"Korkma, o seni çoktan kabullendi." Başını kaldırıp bana baktı. Lacivertlerindeki o durgunluk kalkmıştı. Parlıyordu gözbebekleri, sanki bir özlemin eşiğinde bir kavuşmanın anıydı.

"Korkuyorum." İlk defa dile getirdiği cümle onun ne denli bir ikilemde kaldığının kanıtıydı. "Ona karşı iyi bir baba olamayacakmışım gibi geliyor." Yanına gidip onun gibi Hümeyra'ya baktım. Belki aramızda bir mesafe vardı ama ona karşı dürüst olmam gerekirse açık açık konuşabilirdim.

"Olacaksın," dedim. Belki biz birbirimize tutunamamıştık ama Hümeyra'nın babasına mesafeli olmasını istemiyordum. "Onunla istediğin zaman gelip ilgilenebilirsin, bunun için benden izin almana gerek yok. Sen onun babasısın, onun ise sensiz kalmasını istemem." Söylediklerim ne kadar mutlu etse de bir yandan sonra yüzü düştü.
"Ya sen," dedi mırıltı ile. "Hep mi böyle ayrı kalacaksın benden?" Buna cevabım yoktu. Dikleşti ve dirseğimi tutarak beni kendine çevirdi. "Onu beraber büyütmek bizimde hakkımız."

"Beraber!" Vurgu yaptığım kelimeyi hemen anladı. "Sen bende hiç değildin ki, bundan sonrada olasın. Gitmem dediğin halde hep giderken şimdi nasıl güveneyim sözüne?" Yüzümü avuçları arasına alması kalbimi titretti. Hemhal olduğum bu his sanki onun ellerinde kaybolup gidiyordu. Aslında teni tenimi yakıyordu. Kalp yangınıydı bu, sönmezdi kati surette.

"Zerreme kadar hissediyorum bu kırgınlığını. Zerreme kadar pişmanlığım var. Tamam hemen affetme ama kendini benden de uzak tutma mavi." Geri çekilmem onun için bir düşüştü ve ben bir adım geriye gittim. "Zaman," dedim hafiften dudağımı kıvırmamın ardından. "Geldiğimiz yer işte bizim zamanımız." İkimizde ipin ucundaki cambazdık. Sadece oyun oynamayı beceremiyorduk. "Gidelim mi artık?" Pes eder gibi başını sallayıp peşim sıra geldi. Annemlere veda ederek evden çıktık. Arabaya binmemizin ardından sadece hafifi müzik sesi ortamı sessizlikten arındırıyordu. Bana sık sık baktığını anlayabiliyordum ve ben kaçmak ister gibi kıvrılıp gözlerimi kapattım.
Çalan telefonuna dikkat kesildim. Hala uyur gibi yapıyordum ama bir kulağım ondaydı.

"Yine gevezelik yapacaksan şimdiden kapatacağım." Karşıdaki kişi ne söyledi bilmiyorum.

"Kes lan, beni orada bekle biletini keseceğim senin de." Bunu alayla söylediği belliydi.

VİSALWhere stories live. Discover now