Taksici durunca ben de indim. Burası boş bir araziydi. Daha araziye gitmemiştim ama ortalıkta birileri var gibi de durmuyordu yani. Biraz yürüyünce duyduğum sesler ile kalakaldım. Birileri birilerini dövüyordu. Ama bu seferki normal bir dövüş değildi. O kadar kavga sahnesine şahit olmuştum ama bu tek taraflı bir kavga gibi duruyordu. Bahsedilen şey bu muydu yani? Sanırım aşağı tataflarda bir şeyler oluyordu ama ben bir adım bile atamıyordum. En sonunda yavaş yavaş yürümeye başladım.

Gördüklerim karşısında kalakaldım. Abi hayır olamazdı bu kadar da. Cidden şok olmuştum.

6-7 kişinin elleri bağlıydı ve Yamaç, Bora, Enis, Savaş ve bir kaç tane çocuk da onları dövüyordu. Hatta resmen işkence yapıyorlardı.

Görüntülerin daha da netleşmesiyle elleri bağlı olanların Alperlerin gruptan çocuklar olduğunu anlamam uzun sürmedi ve tabii ki Alper ile Deniz. Yamaçların grup onların sayısının neredeyse iki katıydı. Kahretsin.

Bağırışlar kulağıma her çarptığında ellerim daha fazla titriyordu. Hızlıca koşup Yamaç'ın önüne geçtim.

"Ne yapıyorsunuz sen?!" Yamaç beni görmesiyle Alper'i bıraktı. Eliyle diğerlerine de işaret verdi. Onlar da durunca geri bana döndü.

"Ne yapıyorum acaba?" Nolmuştu buna? Bu cidden Yamaç değildi, olamazdı. Bakışları beni görünce daha da sertleşti. Yumuşaması gerekmez miydi?

"Delirmişsin sen!" Sırıttı sadece sırıttı.

"Adel git buradan!" O sesini yükseltince ben de yükselttim.

"Çöz o insanları hemen!" Beni dinlemesi gerekiyordu.

"Adel sana git diyorum anlamıyor musun?" Birinin koluma dokunmasıyla ona döndüm. Bora...

"Kim getirdi seni buraya?" Tek sorun bu muydu yani? Beni buraya kimin getirdiği miydi? Boraya sinirli bir şekilde baktım.

"Çözün onları!" Yamaç iki çocuğa işaret verince çözmeye başladılar. Oradan Alper konuşmaya başladı.

"Noldu Yamaç? Sen ne zamandan beri bir kızın dediklerini dinler oldun?" Ya çocuğu kurtarıyorum ama yine Alper kaşınıyor. Sussa her şey çözülecek.

Yamaç yumruğunu Alper'in yüzüne geçirdi. Enis bana sarılıp arkamı döndürttü onlara. Hiç bir şey göremiyordum ki. Sanırım onun da amacı oydu.

"İyi misin?" Başımı hayır anlamında salladım.

"Enis bir şey yap dursunlar." Enis daha bir şey diyemeden Yamaç'ın bağırma sesi geldi.

"Lan sen ne hakla o kızı öpebilirsin?" Bora'nın da sert sesini duymamla titredim.

"Biz senin yüzünden o kıza neler yaptık." Daha fazla dinlemek istemiyordum. Hızlıca Enis'ten kendimi kurtarıp önlerine geçtim.

"Yapmasaydınız o zaman. Siz bana inanmadınız. Suçlu olan tek o değil. Suçlu olan sizlersiniz. Artık insanları bırakın." Ben daha sözümü bitirmeden Alper'in elindeki bıçağı görmemle kalakaldım. Tam Yamaç'a doğru savuracakken bıçağı Yamaç hızlı bir şekilde bıçağı elinden aldı ama eli de az da olsa kesilmişti. Gözüm Alper'in karına doğru kayınca şok oldum. Ciddi bir şekilde şok oldum. Bıçak onun karnına mı saplanmıştı.

Benim yüzümden.

İdil ne ara gelmişti bilmiyorum ama çığlık atarak Alper'in yanına koştu. Ben hiç bir tepki veremiyordum. En sonunda ona doğru bir adım atınca kendimi birinin omzunda bulduğumda çırpınmaya başladım.

"Yamaç bırak ona bakmam lazım." Kendimi arabada bulunca tam inecektim ki Yamaç üzerine doğru yaslanmıştı.

"Yamaç çekil benim yüzümden oldu. Bakmam lazım."

ÇıkmazWhere stories live. Discover now