"Anne biz akşam yokuz haberin olsun." Bu ne rahatlık oğlum ya.

"Nereye gideceksiniz oğlum?" Çağlar cevapladı.

"Gezeceğiz biraz." Cihan Bey araya girdi.

"Geç kalmıyorsunuz ama?" Eray bu sefer cevapladı.

"Baba yani zaten misafir yok mu?" Sevda hanım cevapladı.

"Oğlum ne alakası var bunla?" Cidden ne alakaydı. Tolga cevapladı.

"İşte anne demek istediği gece kulübüne gideceğiz. Onu söylemeye çalışıyor aslında, kahvaltıdan sonra çıkacağız." Ne kadar rahat söyleyebiliyorlardı bunu. Ve Eray'ın dediği şeyle bu ne alakaydı? Tövbe. Ben çözemedim hiç birini.

"Oğlum gece kulübü filan nereden çıktı şimdi. Gitmiyorsunuz." İşte bu kadar.

"Aman Sevda bırak gitsinler eğlensinler, napacaklar evde." Cihan Bey ciddi miydi? Bora konuştu.

"Benim de kahvaltıdan sonra çıkmam lazım ama ben akşam evde olacağım zaten." Bu nereye diye düşünecekken dün telefonuna gelen mesaj aklıma geldi. Bunların hepsinin hızlı zamanları mıydı neydi oğlum bu ne?  Sevda hanım hepsine sinirli bir şekilde baktı.

"İyi hepiniz gidin o zaman, benim kızım yanımda ya yeter bana." Hepsi kendi aralarında gülüşüp Sevda hanıma sarıldı.

"Sultanım özür dileriz ya." Ben de gözlerimi kaçırdım. İzlemek istemiyordum hiç birini.

...

Tolgalar filan çıkmıştı evden. Herkes bir yerlere dağılmıştı. Ben de tam odama çıkarken Cihan Bey'in arkamdan seslenmesi ile o tarafa döndüm.

"Adel konuşalım mı biraz?" Ne konuşacaktık ki acaba? Geri merdivenlerden aşağı indim. Cihan Bey kolunu omzuma atıp beni salona getirdi. Sadece Sevda Hanım vardı. Beni görünce gülümsedi. Sabah da biraz konuşmuştuk aslında. Ben oturunca Cihan Bey de tam karşıma oturdu. Biraz normal havadan sudan beraber muhabbet ettikten sonra Cihan Bey bana döndü.

"Kızım bu kart senin tamam mı? Sıkıntı etmeden harcayabilirsin istediğin kadar." Elindeki kredi kartına baktım. Yok daha neler? Başımı hayır anlamında salladım.

"Cihan Bey benim param var sağ olun gerek yok." Sevda hanım bana sinirli bir şekilde baktı. Sevda hanım,

"O nasıl laf kızım? Nasıl gerek yok? Sen alıyorsun şimdi bunu." Böyle bir şey yapamazdım.

"Bakın gerçekten eğer param biterse ben sizden ricada bulunurum. Ama böyle bir şey kabul edemem. Lütfen zorlamayın." Bence gayette kibardım. Sevda Hanım tam konuşacağı sırada Cihan Bey onun sözünü kesti.

"Sevda, kızımız ne zaman isterse tamam mı? Bunaltma kızı." Cihan Beye gülümsedim.

"Oda için teşekkür ederim o kadar şeye gerek yoktu aslında."

"Sen her şeyin daha iyisini hak ediyorsun kızım. Tabii ki de gerek vardı." Yeniden teşekkür ettim. Daha sonra Sevda Hanım ayaklandı.

"Ben şu Yasemine listeyi vereyim de akşam için gerekli olan melzemeleri alsın." Ben de ayaklandım.

"İsterseniz ben gidip alayım, hava almış da olurum." Sevda hanım,

"Sen taşıyamazsın kızım, bizimkileri göndereyim ama çok istiyorsan bir hava almaya çıkabilirsin." Sevda Hanım mutfağa gidince Cihan Bey de bana sarılıp telefon görüşmesi yapmaya gitti. Ben de odama çıkıyordum. Boranın odasının kapısının açık olduğunu görünce kapıyı tıklattım.

"Vay be. Sen hiç benim yanıma gelir miydin küçük kardeşim." Göz devirdim. Onun da odası devasaydı. Masanın üzerinde oyun bilgisiyarları vardı bir sürü. Kapıyı kapadım.

ÇıkmazWhere stories live. Discover now