Ep 18

9.3K 740 790
                                    

Sınır 650 yorum

Bilin bakalım ne yapmadım?
Kontrol etmedim
——————

"Anne?"

Jimin'in sesi boşlukta yankılandı.

"Anne?" Diye seslenmeyi sürdürdü karşısındaki kadına "Ne oluyor? Burası neresi?"

Kendi etrafında döndü, zifiri karanlıktaydı. Hiçbir şey görünmüyordu, gözleri yalnızca karşısında karanlığın ortasında dikilen kadını seçebiliyordu.

Hye Su'nun yüzü ifadesiz, hareketleri robotikti. Her zamanki gibi üzerinde bir takım elbise vardı, yüksek topuklu ayakkabılarının üzerinde dikilmiş; donuk bakışlarıyla Jimin'i izliyordu.

Genç omega baştan aşağı titredi. Annesinin tavırlarına anlam veremedi, korktuğunu inkar edemezdi.

Hye Su, yavaşça arkasına dönüp ilerlemeye başladığında, omega korkuyla tekrar bağırdı. "Anne dur!"

Burada yalnız kalmak istemiyordu, korku iliklerine kadar işlemişti. "Anne! Beni yalnız bırakma lütfen beni bekle!"

Ne kadar hızlı koşarsa koşsun, yavaş yürüyen beta kadına yetişemiyordu.

Beta kadın karanlığın içinde kaybolduğunda, pes etmek zorunda kaldı. Gözleri dolu, nefes almakta zorluk çekiyordu. Buradan nasıl çıkacağını düşünürken bu kez karşısında alfa bebek belirdiğinde soluğu kesildi.

"Jae!" Bu kez ağlamalarına karşı koyamadı, o burada olmamalıydı.

Alfa bebek, anlamsız bakışlarını etrafta gezdirdi. Jimin'i hiç görmüyormuş gibi, bakışları ona bir an bile değmemişti.

"Jaewon?" Dedi bu kez sorarcasına "Buradayım bebeğim! Bana bak!"

Görmesi için ellerini salladı, duyması için avazı çıkana kadar bağırdı ama hayır. Jaewon onu fark etmiyordu.

Yere eğilip, kollarını açtı "Hadi Jae! Bana emekleyebilirsin değil mi? Buraya gel, annene gel. Ben seni koruyacağım."

Hala bebeğin dikkatini çekememesi, kalbinin sıkışmasına sebep oldu. En sonunda ise Jaewon'un arkasında iri yarı alfayı gördüğünde rahatça nefes aldı.

"Kook..." en azından Jaewon'un yalnız olmaması bir nebzede olsa iyi hissettirmişti. "O burada ne yapıyor, neden getirdin ki! Korkuyor olmalı!" 

Jaewon hakkında endişelenirken, Jungkook'un davranışları yüzünden, tek endişesi Jaewon ile sınırlı kalmamıştı.

"Sen de mi beni duymuyorsun?" Diye fısıldadı korkuyla.

Alfanın bakışları Jimin'i bulduğunda biraz olsun rahatlamıştı. Ta ki, onun bakışlarındaki yabancılığı fark edene kadar. Jimin'i görüyordu, duyduğundan emin olmasada tekrar bağırdı. "Jungkook! Bana doğru gelin!"

İri yarı alfa, robotik bir tavırla yere eğildi. Jaewon'u koltuk altlarından tutarak kaldırdı, kucağındaki bebekle birlikte Jimin'e bakmayı sürdürdü.

"Neden böyle yapıyorsunuz?" Dedi hıçkırıklarının arasından. Annesi, Jungkook, Jaewon... Ya Jimin'i görmüyorlardı, ya da onu umursamıyorlardı. Jimin ne kadar bağırsada, Jungkook yalnızca bakmayı sürdürdü.

Sonra hemen yanlarında bir silüet daha belirdi. Jimin'in bedeniyle aşağı yukarı aynıydı. Giyinişleri, ten renkleri benzerdi. Ufak tefek bir omega veya pasif bir betaya benziyordu.

Jimin'i korkutan asıl şey ise, yüzünün olmamasıydı.

Tüm vücudu Jimin ile benzer olsada, yüzünün yerinde yalnızca boşluk vardı. Ne gözleri belli oluyordu, ne de dudakları. Buna rağmen Jimin yabancı bir sesi duyduğunda; bunun o yabancıdan çıktığını anladı.

JİKOOK/THE JEONSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin