3.5

40.3K 2.5K 249
                                    

"Çillerind-"

"Hayır."

Aynı olayı bininci defa yaşayıp yine sessiz kaldım. Yarım saattir dejavu yaşar gibi aynı cümleleri tekrar ediyorduk. Aslında Sinan buraya gelme amacımıza göre konu açsa konuşabilirdik ama ikimizde yabancı gibi susup oturuyorduk.

Ben ona aşkımı itiraf etmiştim.

Sıra ondaydı.

Aşk itirafı yapmak için bence çok da doğru bir yerde değildik. Parkın duvarında oturmuştuk. Ayaklarımız yere değmiyordu. Parktaki çocukları izliyorduk. Sinan'ın ruhu daha çok Mersin'de kalmış gibiydi.

"Konuşmayı düşünüyor musun?"

"Sen başlasan ben devamını getiririm aslında ama nasıl başlayacağımı bilmiyorum."

"Ben seni seviyorum."

Biraz düşünüyormuş gibi durdu. Daha sonra başını sağa sola sallayıp cıkladı. "Hayır hayır olmuyor. Ciddiyken yapamıyorum olmuyor. Cümle kuramıyorum."

"Ne demek cümle kuramıyorum ya. Beni seviyor musun? Seviyorsan ben seni seviyorum diyeceksin. Valla bak zor değil. Sevmiyorsan da hiçbir şey deme çek git lütfen ben onu duymak istemiyorum."

Sinan bana bir şey demeden ayağa kalkınca üzüldüm. Valla üzüldüm. Sevmiyorsan çek git dedim. O da gidiyordu.

"Hadi kalk." Elini bana uzattı.

Benimle birlikte mi çekip gidecekti?

Elinden tutup oturduğum yerden kalktım. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Beni kendine çekip sarıldı.

Vedalaşıyorduk herhalde.

Ellerimi birkaç kez pat pat diye sırtına vurdum. Sinan başını boynumdan kaldırıp tabiri caizse gerizekalıya bakıyormuş gibi baktı bana. "Napıyorsun?"

Bari gitmeden çillerinden öpseydim ya.

"Çekip gidiyorsun."

Gözlerimi yakınlıktan daha belirgin olan çillerine çevirdim. Neden sadece sol gözünün altında çil vardı? Keşke benim de sağ gözümün altında olaydı. Tamamlardık birbirimizi.

Sinan bu halime gülüp gözlerini kaçırdı.

Hayırdır ayı mı oynuyor?

"Adel?"

"Hm?"

Açıkta bir yerimi mi gördü? Neye pişmiş kelle gibi sırıtıyor? Elimin tersiyle ağzının ortasına vurasım geldi. Bak bak halâ gülüyor. Komik bir şey mi var? Söylede bende güleyim.

"İlk önce şunu söyleyeyim, evet bugüne kadar hep kararımından dönmedim. Yani galiba ilk defa şimdi beş dakika önce söylediğim şeyin tam tersini söyleyecem."

Ne?

Gözlerimin içine bir şeyi anlamamı bekliyormuş gibi baktı. Bir sonuç alamayınca da derin nefes alıp verdi. "Anlamadın mı?"

"Bir şey mi anlamam gerekiyor?"

İyice salaklaştım ben he.

Sinan yüzünü iyice dibime kadar soktu. Amacımız ne bizim ben anlamadım da. Hazır bu kadar yakınıma girmişken çillerinden öpsem.

Sinan'a çaktırmadan hemencecik çillerinden öpüp geri çekildim.

Derin bir nefes çekip gözlerini kapatıp güldü. Bu neden herşeye gülüyor?

Gözlerini açıp beni belimden tutup kendine çekti. Başını boynuma gömüp kısık sesle kahkaha attı.

"Öptün."

He valla öptüm.

---

Halay Başı |TextingWhere stories live. Discover now