4.5

35.9K 1.9K 233
                                    

Söylediğimizin tam tersi olmuş ben Sinan'ın saçınyla oynamak yerine Sinan benim saçımla oynuyordu.

Sinan'ın dizine yatmış gözlerimi kapatmıştım.

Sinan saçlarımı küçük küçük örüp kısa süre sonra çözüyordu. Saçımla uğraştığı için uykum da geliyordu.

Yanağımda sıcak bir nefes hissedince istemsizce gülümsedim. Galiba eğilip yüzüme bakmaya çalışıyordu. "Seviyorum seni ya." Burnumun ucundan öptü, geri çekilmek yerine daha da eğilip dudağımın üstünden de öptü.

Elleri saçımdan ayrılınca huysuzlanarak mırıldandım. Bir eliyle tekrar saçımı sevmeye başlarken diğer elini karnıma götürüp masaj yapar gibi tişörtümün üzerinden okşamaya başladı.

Telefona mesaj gelince Sinan saçımdaki elini çekip telefona uzandı. Elini saçımdan çekmeseydi iyiydi.

Biraz telefonla ilgilendikten sonra omzuma elini koyup sessizce adımı söyledi. Uyuduğumu sanıyordu galiba. "Adel."

Gözümü açıp dizinde yüzüne bakacak şekilde döndüm. "Hı?"

"Acıktım ben."

Kaşlarımı kaldırdım. "Yemek ye."

"Yemin et valla hiç aklıma gelmemişti Adel'im çok sağol."

Kısık sesle kahkaha attım. O kadar komik ses tonuyla söylemişti ki bunu.

"Beraber yemek yapsak, beraber yesek."

Karın ağrısı şimdi anlaşıldı.

Başımı dizinden kaldırıp koltuktanda kalktım. "Peki hadi gel." Elinden tutup onu da kaldırdım. Zaten dünden razı olduğu için hemen kalkmıştı. "Ama çoğu şeyi sen yapacaksın."

"Tamam sen yanımda dursan yeter zaten."

*

Diyorum ki keşke o mutfağa tek girip bütün işleri ben yapsaydım da Sinan'la beraber gitmeseydim.

Adam beni ısıra ısıra yedi zaten. Yaptığımız yemekler boşa.

Sinan ikide bir burnumun ucundan ısırıyordu bende ona vurup ayrılmaya çalışıyordum ve mutfağa yemek yapmak için girmek yerine bunu yapmak için girmiş gibi davranıyorduk.

Çünkü 3 saate yakın mutfakta durup sadece makarna yapmıştık.

Şimdi de salonda koltuğa oturmuş karşılıklı makarna yiyorduk. Birde ben burnumun ucuna buz tutuyordum. "İstersen acile gidelim güzelim."

Dalga geçiyor birde puşt.

Gözümü devirip yoğurtlu makarnamdan yedim. "Ben seni bir gün ısıracam sonra beni bok ısırırsın."

Abim de Sinan'da aynı bok.

Isırmayı çok istiyorlarsa birbirlerini ısırsınlar.

Dudağımın yanındaki kalan yoğurdu da dilimle temizledim.

Başımı kaldırıp Sinan'a baktım. O da zaten bana bakıyormuş, şimdi de bakışmış oluyoruz. Sinan dudağının kenarından gülümseyince 'ne var' anlamında başımı salladım.

Deli ya.

"Yok bir şey."

Bunu dediğine göre kesin bir şey var.

"Söylesene olum ne var?"

Kaşlarını kaldırıp gülümsedi.

Salak yemin ediyorum gerizekalı bu çocuk ya.

"Abim seninle tanışmak istiyor."

Sinan başını tabağından kaldırıp bana baktı. "Ne?"

"Abim seninle tanışmak istiyor."

Kaşlarını çattı.

"Neden?"

Kaplumbağa deden.

"Sence neden? Bir düşün bakalım."

"Sevgili olduğumuz için."

Aferin. "1/B sınıfından Sinan'a bu çok zor soruyu cevapladığı için büyük bir alkış."

"Dalga geçme."

Dalga geçilmeyecek gibi değil ki.

"Dalga falan geçmiyorum."

Bana bir cevap vermeden tabağını da alıp mutfağa geçti.

"Terbiyesiz beni burada tek mi bırakıyorsun?"

Mutfaktan bağırarak cevap verdi. "İstersen gel arka odaya geçelim."

Olur.

---

Halay Başı |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin