5.7

34.7K 1.8K 156
                                    

Abimin yardımıyla sağa doğru dönüp yatmaya başladım. Şuana kadar sol tarafıma yatıyordum ve sol tarafım resmen çürümüştü.

Sağolsun Sinan'ın Eda'sı yüzünden bıçaklanmıştım da.

Sırtımdan bıçaklandığım için sırt üstü uzanamıyordum, canım yanıyordu. Onun için hep yan yatıyordum ama o da bir yere kadar sürüyordu. Ne tarafıma yatarsam bir süre sonra yine ağrı başlıyordu.

İnşallah uzun süre böyle devam etmezdi. Yoksa ne yapardım ben.

Abim karşımda ki koltukta oturmuş yeri izliyordu. Ablam, annemi almış eve götürmüştü. Babam ise doktor ile konuşmaya gitmişti.

Ben ise iki gün sonra telefonuma kavuşmanın sevinci ile Instagram'da geziyordum.

Ameliyattan sonra gözümü açar açmaz telefonumu almıştım ama ne yapayım yani telefonsuz da olmuyor.

Ekranı aşağıya kaydırdığımda Sinan'ın yeni bir fotoğraf attığını gördüm.

Ölünce sevemezsem seni.

Aman ölürken de seni sevecektim sanki.

Sinan'ı düşündükçe sırtımda ki yaranın daha çok sızlaması normal miydi?

Telefonu yatağa koyup elimi yastığın altına soktum. Rahat bir pozisyon almak istiyordum ama hiç olmuyordu.

Ben ne zamana kadar böyle yatacam?

"Abi."diye mırıldandım.

Abim başını yerden kaldırıp bana baktı. Ne bu düşünceli haller ayol? Öleceğim de haberim mi yok?

"Efendim fıstığım?"

Aaa bana hakeret etmedi.

Ben şok!

"Sıkıldım."

Gülümsedi, ayağa kalkıp yanıma oturdu ve elini saçlarıma götürüp sevmeye başladı. "Yapacak bir şey yok güzelim. Senin şimdi sadece yatman lazım."

Niye?

Sanki ölümcül ameliyattan çıkmışım gibi davranıyordu.

"Abi, uykumu getiriyorsun."

Saçımı okşayarak uyutmaya mı çalışıyordu beni?

"Uyu sende."

"Ama daha yeni uyandım?"

Omzunu silkti. "Biraz yana kaysana yanına yatayım."

Sırtımda ki yaraya dikkat edip azıcık yana kaydım. Çokta kayamazdım benim rahat olmam lazımdı. O iki büklüm yatsındı buraya. Hiçte umurumda değil.

Abim yanıma yatıp beni dikkatlice göğsüne yatırdı.

"Abi abi abi."

"Hı hı hı?"

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. "Eve gidelim."

"Tamam gidecez. Sonsuza kadar burada kalmayacaz ya."

"Ama şim-"

"Sus koy başını göğsüme uyu."

Başımı göğsüne koydum ama uyumadım.

Daha yeni uyanan biri nasıl yine uyuyabilirdi Allah aşkına?

Odanın camından koridordan geçenleri izliyordum. Hastenede başka yapacak aktivite yoktu malesef.

Bazı insanlar gülerek geçerken bazıları ağlayarak geçiyordu koridordan. Biriler neşeliyken birileri üzgündü.

Hastaneleri hiç sevmiyordum.

Görüş alanıma yavaş adımlarla yürüyüp cama yaklaşan Sinan girdi.

Gitmememiş miydi?

Asıl soru niye gelmişti?

Abim hâla ayağa kalkıp odadan çıkmadığına göre Sinan'ı görmemişti demek ki.

Sinan ile tepkisiz bir şekilde bakışıyorduk. Yüzündeki yaraların bazıları hâla duruyordu. Abim fena dövmüş. Canım abim benim.

Sinan'ın eli havalandığında işaret parmağıyla kendine göre tersten ama bana göre düz bir şekilde S harfi çizdi.

Kaşlarımı çatıp devam etmesini bekledim.

Yine ne yapacaktı acaba?

Yavaş yavaş harfleri teker teker yazarken sonuna geldiğinde çatılı olan kaşlarım düzelmişti.

Seni seviyorum yazmıştı.

Benden bir tepki, beklenti haline girip bana baktı. Ama ona istediğini vermek yerine bakışlarımı ondan çekip başka bir tarafa baktım.

Sinan, kafamı çok karıştırıyorsun.

Camda olan hareketlilikle bakışlarım tekrar cama döndü. Babam gelmişti ve Sinan'a bir şeyler söylüyordu. Babamın tepkilerine bakılırsa hiçte hoş şeyler söylemiyordu.

Babam her ne söylediyse Sinan başını iki yana sallayıp cevap verdi.

"Bu puşt yine mi gelmiş?"

Yine mi gelmiş derken? Hep geliyor muydu yani?

Abimin kalkacağını anladığımda beline daha çok sarıldım. "Abi gitme ya."

"Kızım bırak, göndereyim şunu."

"Ya boşversene. Yat burada işte. Hem babam gönderiyor."dedim onlara bakarak.

Sinan, bana son kez bakıp oradan ayrılmıştı. Babam artık neler söylediyse Sinan gitmişti.

"Bak gitti işte."

"Nereye gitti kızım? Bahçede duracak o puşt ben bilmiyor muyum sanki?"

"Dursun."dedim mırıldanarak.

O kadar da bir şey olmaz ki. Bahçede dursun bari.

Aklıma gelen şeyle abime baktım. "Eda nerede?"

"Hastanede."dedi sinirle. "Sokamadık ki hapse. Psikolojik sorunu mu varmış ne boksa yatırdılar hastaneye ne çıkarıyorlar ne bizi onla görüştürüyorlar."

İyi yinede dışarıda değil.

"Hem psikolojik sorunu olmasa ne olacak sanki hapise girebilecekte."

Gerçekten de psikolojik sorunu varmış.

O zaman Sinan'ın söyledikleri doğru muydu?

Doğru olsundu napim. Yine bana söylemeden Mersin'e gitmişti.

Onun yanına.

Başımın ağrısıyla başımı abimin göğsüne daha çok bastırdım.

"Ne oldu?"dedi abim.

"Başım ağrıyor."

Abim başımın üzerinden öpüp beni uyutmak için saçımın diplerinden okşamaya başladı.

Uyumadım ama başımın ağrısına iyi geldiği için gözümü kapattım,mayışmıştım.

---

Halay Başı |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin