Halay Başı |Texting

1.6

Sinançağrı=İlk önce şunu atayım

Sinançağrı=konum 📌

Sinançağrı=Ben senin evini biliyorum sende benim evimin yerini bil

Sinançağrı=Arkadaşız diye yani

Adelacar=Arkadaşız diye tamam

Sinançağrı=Şey ben gideyim şimdi

Sinançağrı=İşim varda

Sinançağrı=Yada şey

Sinançağrı=Çıkalım mı?

Sinançağrı=Dışarı

Sinançağrı=O anlamda demedim

Adelacar=Biliyorum

Adelacar=Hadi hadi çık dışarı

Adelacar=Ben çıktım

Sinançağrı=Ne ara?

Adelacar=Seninle konuşurken çıktım işte

Adelacar=Ayağımla mı yazıyorum sana

Sinançağrı=Beni bekle o zaman

Adelacar=Tamamdırr

*

Sinan'ın attığı konuma geldiğimde karşısında durduğum binaya baktım. Eee burası bize yakınmış biz şimdiye kadar nasıl karşılaşmadık?

Demek ki onu ilk halay çekerken görmem lazımmış.

Binanın kapısından Sinan çıktı. "Kurt bakışlım geldi."

Sinan karşımda durunca baştan aşağı onu süzdüm. Kurt bakışlarında hayat bulduğum bu ne yakışıklılıkdır böyle. Beni kalpten öldürmek mi istiyorsun?

İnşallah sende benim hakkımda böyle düşünüyorsundur.

"Adel?"

"Ha?"

Beyaz tişört giymişti ve rüzgar estikçe arada gözüm göğsüne doğru kayıyordu. "Yüzüme niye bakmıyorsun?"

"Ha?"

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Güneş ne güzel vuruyordu yüzüne. Şuan zaman herkese durup tek bana çalışsa yapacağım tek şey Sinan'ın güneş vuran yüzüne bakmak olurdu.

"Çok güzel yüzün var."

Dudaklarını içeri çekip gülümsedi. "Komik bir şey mi söyledim?"

Başını sallayıp"Hayır."dedi.

Sinan'la yanyana belli bir rota oluşturmadan yürümeye başladık. Aslında şuan tam da lunaparka gitmelik bir hava yok mu? Var var.

"Lunaparka gidelim mi?"

"Lunaparka mı?"

"Hım. Sevmiyor musun?"

"Seviyorum da yani şimdi bilemedim."

"Sen düşün o zaman."

Adımlarımızı yavaşlattık. Sinan'ın vereceği cevaba göre karşı kaldırıma geçicektik. Zaten lunaparka gitsek bile buraya yakın olana gitmemiz gerekiyordu. Çünkü akbilim yanımda değil.

"Gidelim ama benim istediğim yere."

Kendine ait lunaparkı mı var acaba? Oraya mı götürcek beni?

"Akbilim yanımda değil."

Sinan kolunu arkamdan geçirip omzumdan tutarak beni biraz daha yaklaştırdı kendisine.

Ay noluyoğ noluyoğ.

"Benimki yanımda."

Bunu akbil yerine bana demiş varsayıyorum.

Otobüs durağına geldiğimizde bir alana geçip otobüsü beklemeye başladık. Sinan elini omzuma attıktan kısa süre sonra elini çekmişti. Şuanda da aramızda biraz mesafe vardı. Sinan'a bakmadan yanına bir adım daha atıp yaklaştım.

Mesafeleri hiç sevmem.

Otobüs geldiğinde Sinan'in arkasına geçip otobüse bindim. Oturacak yer yoktu ama koltukların arka arasında olan kutu gibi olan boşluğa oturup bacaklarımı kimseye değdirmemeye çalışarak Sinan'ın bacaklarının yanından geçirdim.

Ay çok güzel duruyorduk böyle, biri bizim fotoğrafımızı çekebilir mi?

Ama lütfen Sinan'ın bu halime bakıp gülümsemesini de yakalayın.

Ara sıra bana bakan yaşlı teyzelerin ağzında homurdandıklarını duyuyordum. Mesela bir teyzenin bana bakıp 'Evlenme yaşına gelmiş kızın yaptığı hareketlere bak cık cık cık'dediğini duymuştum. Duymamazlıktan geldiğimde aynı cümleyi biraz daha sesli söylemişti.

Onu da duymuştum ama hiçte umurumda olmamıştı. Buraya oturdum diye söyleniyorlardı. Napayım yani öleyim mi?

Otobüsten indiğimizde direkt lunaparkın önüne çıkmıştık. Lunaparkın kocaman yazılı kapısından geçip etrafıma baktım. Gişeye baktığımda sıranın olmadığını gördüm. Ama giriş kapısı o kadar kalabalıktı ki bu kişilerin yarısı gişeye gitse acayip sıra olurdu.

Sinan'ın kolundan tutup yürütmeye çalıştım. "Hadi koş koş. Sıra olacak şimdi."

Sinan da kolumdan tutup durdurdu beni. "Acele etme. Sıra olsa ne olacak sıra gelicek yine bize."

Gözlerimi açıp ona sanki bana küfretmiş gibi baktım."Sırada mı bekleyelim?"

Omzunu silkti. "Bekleyelim ne olacak?"

Bu çocuk anormal.

"Sen olmamışsın. Annen ve baban yapamamış seni."

Sıra olmadığı halde sıraya girmeyip sıra olduğunda girmek istiyordu.

Bakışlarını kaçırıp ağzında bir şeyler geveledi.

"Gel girelim sıraya gel."

Sinan beni beklemeden gişeye gitti. Ne dedim ki ben? Neye gücendi şimdi bu?

Durup dururken trip yedim.

---