"Beni hiç tanıyamamış gibi konuşuyorsun." dedi.

"Çünkü o lafı ettiğinde, seni o kızla öyle gördüğümde seni gerçekten tanıyamadım Mahmut."

Kaşları çatık bana bakmaya devam etti ela gözleriyle. Etrafımızdan bir sürü insan geçiyordu ama sadece ikimiz varmışız gibi hissediyordum. Keşke bu hissi güzel bir an yaşarken hissetseydim diye düşünmeden edemedim.

"Arkadaşım için biriyle görüşüp iki muhabbet ettim diye mi bu triplerin gerçekten?"

Ya ben kendimi açıklayamıyordum ya da o beni anlamak istemiyordu. Basit bir şey olarak görse de kendimi kötü hissetmiştim ama o bunu anlamıyordu.

"Madem senin için bu kadar basit bir şey bu, ben de Bulut'un arkadaşıyla görüşeyim."

"Bulut'un arkadaşı kim?"

"Koray. Ne istediğini bilen, iyi bir çocuk." Ne istediğini bilen derken baskı yapmıştım. Bu zamana kadar Mahmut'un da öyle bir insan olduğunu düşünüyordum ama son yaşananlar fikrimi değiştirmişti.

"Bulut ve Helin de çok yakıştırıyor bizi." dediğimde yüzü olabilirmiş gibi daha da sert bir hal aldı. Burnundan soluyan bir boğaya benziyordu. Bu hali biraz korkutmuştu açıkçası.

"Ayaz." dediğinde kafamı sağa sola salladım, ne oldu der gibi.

"Siktirtme şimdi o Koray mıdır nedir, her ne boksa."

Sinirden konuşamıyordu. Asıl amacım onu kızdırmak olsa da şimdi böyle görmek üzmüştü. Zaten hayatıma almayacağım biriydi Koray, yalnızca geçen gün onu kıskandığım gibi onun da beni kıskanmasını istiyordum haklı olarak.

"Neden? Sen yaparken sorun değil de ben yaptığımda mı sorun olacak?"

"Aynı şey değil."

"Haklısın, Koray benim eski flörtüm değil sonuçta."

Hiçbir şey söylemeden yüzüme baktı. Benim de ona söyleyeceğim bir şey kalmamıştı zaten.

"Gidiyorum diyeceğin başka bir şey yoksa."

Yine cevap vermeden geriye bir adım attı, bu gidebilirsin demekti. Gözlerine son defa bakıp arkamı döndüm. Okula doğru yürürken gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Kendimi tam kavuşacakken ayrı düşen aşıklar gibi, okuduğum destandaki Karacaoğlan ve Elif gibi hissetmiştim. Onlar da bir yalan üzerine ayrı düşüp yıllar sonra tam kavuşacakken ölümle ayrılmışlardı. Bizi ölüm ayırmamıştı belki ama tam kavuşup güzel zamanların keyfini çıkaracakken üçüncü kişi ayırmıştı.

Sınıfa girdiğimde hala kötü hissediyordum ama insanlara yansıtmamak için kendime türlü türlü telkinler vermiştim her şeyin düzeleceğine dair.  Gerçekten de düzeleceğini düşünüyordum. İçimden bir ses, Mahmut'la bir dönemden geçtiğimizi ve ilerde güzel bir ilişkimiz olacağını söylüyordu. Umarım bu ses beni yanıltmaz, ilerde daha da üzmez
diye düşünmeden edemedim.

"Günaydın." dedim arkadaşlarıma yönelik. Onlar da aynı şekilde karşılık verdi.

"Koray'ın bugün dersi erken bitiyormuş, çıkışta bizi görmeye gelecekmiş." dedi Helin. O 'biz'e dahil değilimdir umarım diye düşünürken Bulut atladı lafa.

"Sevdin mi Koray'ı, Ayaz? İyi çocuk dimi?" dedi Bulut. Bulut gerçekten bizi sevgili yapmayı kafaya koymuş gibiydi.

"İyi anlaştınız sanki." Helin devam etmişti lafa bu sefer.

İkisine de tek tek baktım, bu konuda yalan söyleyemezdim. Kimsenin duygularıyla oynamak istemiyordum.

"Koray iyi biri ve bana o şekilde mi yaklaşıyor bilmiyorum ama ben şu an hayatıma birini alabilecek durumda değilim arkadaşlar." Çünkü zaten daha yeni hayatıma başka birini almışken kalbim kırılmıştı.

MAHMUT -gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin