2

11.4K 768 1K
                                    

Karanlık dünyaya, her nefeste daha çok yaklaşıyordu.
Hayatı gözlerinin önünden geçmişti.
Bir kere daha görürmüydü o hayat ışığını.
Hayatı boyunca asla hiçbir şey ile mutlu olamamıştı.
Ölmeyi ummuştu.

İlk ve son kez mutlu olmak için atmıştı kendini aşağı.
Umutlarının başlangıcı, ölümün sonsuzluğuna uğurlanmayı istemişti.

"Ah, ne yazık"

Sesi duymasına rağmen tepki veremiyordu.

"yakışıklı bir yüzün var boşa harcanacaktı."

Bu konuşan oğlan bu sözleri söylerken
Ellerini yüzünde gezdiriyordu, sanki iltifatlar ettiği bu yüzü test ediyordu. Aynı zaman da bu eller onu daha çok dünyaya çekerken, onu ürpertiyordu.

Ulaşmıştı sanki dünyaya.
Bir tren yolculuğun sonundaydı.
Trenin kapısını açıp dışarı çıkmayı bekliyordu sadece.

Tren kapılarını kapatırken o açmalıydı gözlerini ama istemiyordu. Ne bu dünyayı ne de bu hayatı.

Bu sonsuzluğa giden trenden, dünyanın bir şehrinde inmek istemiyordu.
Ama tren sonsuzluğu güzargahından çıkarmıştı. Ölüme değil bu adamın sesine yöneltiyordu sanki
Bu ses çok değişikti tanıdık diyemezdi. Daha önce duymamasına rağmen garip bir şekilde sanki her sabah böyle uyandırılıyormuş gibi hissediyordu.

Yavaşca kipriklerini aralamıştı. Ortam çok aydınlık olmasada uzun bir süre uyumuş olmak onu gözlerini açmakta zorluyordu.

Yavaş,yavaş ayrılan kirpikler, ellerin sahibinin nefesiyle irkiliyordu. 

Ellerin sahibi, gözünü açmaya çalışan oğlanın, direnişleri görmüş olacaktı ki, yüzüne üfleyerek bunu zorlaştırdı.  Hafif bir kıkırdayarak bu oğlana bakıyordu.
Ölümden dönen oğlan, onunla uğraşan oğlanın kolunu sıkarak durmasını sağladı.

Oğlan, gözlerini açarak onunla dalga geçen bu ellerin sahibi ile karşılaşmıştı.

Bu ellerin sahibi, düşündüğünde daha yakın bir mesafedeydi.
Nefesi nefesine değerken sesi titreyerek sordu.

"ne yapıyorsun sen?"

"asıl sen ne yapıyordun?"

Hasta olan oğlan, onun gibi hasta kıyafetleri giyen oğlana sinirle baktı.

"git burdan"

Diğer oğlan ise dinlemeden ondan uzaklaşarak, yandaki yatağa attı kendini.

"burası benim odam sen gitsene. "
Dedi ve devam etti;
"Burası tek kişilik bir odaydı. Senin yatağını getirdiler onlara seni götürmelerini söyle."

Yandaki cihazı gösterdi
"Fazla gürültülü."
Dedi.

Yatakta uzanan oğlan ilk gözünü açtığında bu oğlanı görmesi yetmiyormuş gibi birde onun azarlamalarını dinliyordu, "ne yani her şeyi ben mi yaptım?" diye şaşırarak içinden geçirdi. Sadece ölmek istiyordu, fazlasını değil.

Azaralamaları sessizce dinlerken bir cümle kafasında yankılanıyordu.

"Keşke ölseydin"

Sessiliğini bozdu oğlan

"bunu bende diliyordum."

durumu iyi olan oğlan ayağı kalktı, yatakta yatan çocuğun elindeki hasta etiketine baktı.

"Felix?"
"Adın felix mi?"

Ölümden dönen çocuk, kafasını evet şeklinde salladı.
Bu onu ne kadar ilgilendiriyordu ki?

Hyunlix- DÜŞÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin