"Nasıl yani?" diyebildim sonunda. Benim bugün onunla konuşma planlarım da suya düşmüştü tabii. Ne diyecektim ki? Mahmut, Bulut'la date yapacaksınız ama ben beni neden öptüğünü sormak istemiştim.

"Kendisi istedi. Okulun arkasında, spor salonunda buluşacağız." dedi, gülerek yere baktı, sonra yeniden kafasını kaldırdı. "Öpüşür müyüz acaba?"

Onun tamamen arkadaşça ve safça sorduğu soru zaten bulanan midemi iyice bulandırırken ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilemiyordum. 'Aa geçen beni öptü, seni de öper' mi diyeceğim? Madem Bulut'tan hoşlanıyordu, beni neden öptü? Bir hafta öncesine kadar Mahmut'un düz olduğuna kalıbımı basabilirdim ama şimdi kafasında iki erkek olduğu ihtimalini düşünüyordum. Anlam veremiyordum konuşulan hiçbir şeye.

Bir anda aklına gelmiş gibi "Hi!" gibi bir ses çıkardı, öyle heyecanlıydı ki benim içimdeki fırtınayı bilmeden onu üzecek bir şey yapmak istemiyordum. "Aramızda ama Ayaz. Kimseye söyleme dedi." Söylediği şey kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Belki de benden gizlemek istiyordu, beni öptükten sonra Bulut'tan hoşlanmaya başlamıştı belki de.

"Günaydın." diyen bir ses duymamla yanımıza yaklaşan Helin'i görmem bir olmuştu.

"Günaydın." dedik Bulut'la aynı anda. O benim aksime oldukça neşeli konuşmuştu. Ben ise hala vücudumda dolaşan şaşkınlık, sinir ve üzüntüyle sessiz konuşmuştum.

"Ben de gece olan olayı anlatıyordum Ayaz'a." dedi Bulut. Helin, bir anda kaşlarını çatıp of'ladı. Ne olmuştu ki bir anda?

"Ayaz, bir şey söyle Helin'e. İnanmıyor bana." dediğinde Helin sinirli çıkan sesiyle konuştu. "İnanıyorum Bulut. Ekran görüntüsü de attın zaten neden inanmayayım? Sadece mantıklı gelmiyor. Bu güne kadar hetero gezen çocuk bir anda nasıl senden hoşlanıp buluşmak ister? Bu işin içinde başka bir şey olmasından, başına bir şey gelmesinden korkuyorum." Bana döndü onaylama bekler gibi. "Haksız mıyım Ayaz? Sen de bizim kadar tanıyorsun Mahmut'u." Ne yazık ki kendisini ve dudaklarını sizden iyi tanıyorum...

Bulut bize çocuk gibi sinirli bir suratla bakıyorken ne diyeceğimi şaşırmıştım. Helin söyleyene kadar hemen kabullenmiştim Bulut'tan hoşlanmasını ama o böyle konuştuğunda bana da garip gelmişti olanlar.

"Bilmiyorum. Helin haklı olabilir." Bulut söylediğime iyice surat astığında, "Ama hoşlanıyor olabilir de yani Bulut üzme kendini." diye düzeltmeye çalıştım ama boşunaydı. Bulut bir anda sinirle konuşmaya başlamıştı.

"O iyi biri bana zarar vermez." Birkaç saniye durdu, yüzünde çok garip ve ona hiç yakışmayan bir ifadeyle "Sen benden hoşlanmasına ihtimal vermiyorsun!" dedi. Sesi sinirli ve suçlayıcı çıkıyordu.

"Alakası yok!" dedi Helin de sinirle. "Onun çevresinin nasıl insanlar olduğunu biliyoruz Bulut! Sütten çıkmış ak kaşık değil." Ne olmuştu ki?

Bir insanı çevresine göre yargılamak pek mantıklı değildi ama insanın kafasında soru işaretleri istemeden beliriyordu.

"Ben yanlış bir şey mi söylüyorum Allah aşkına Ayaz?" gözler yine bana döndüğünde kendimi aşırı baskı altında hissediyordum.

"Bilmiyorum. Helin'in söyledikleri mantıklı geldi bana da. Dikkatli ol derim." lafımı bitirir bitirmez Bulut atladı lafa sinirle.

"Kimseye söyleme demesine rağmen ben gelip size anlatıyorum! Bir de üstüne inanmıyorsunuz bana!" arkasını dönüp okula doğru ilerlerken dönüp Helin'e baktım. Sinirle arkasından bakıyordu.

"Çocuk gibi çocuk! Başına ne geliyorsa düşünmeden hareket ettiği için geliyor zaten."

Bir şey diyemedim. Kendi içimde yaşadıklarım, anlam veremediğim her düşünce kalbime bir ağırlık olarak dönmüştü sanki.

MAHMUT -gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin