Omegası burnu havada kendini beğenmiş olsada saf kalpliydi. Okulda zorbalık görür ama bunun kötü bir şey olduğunu anlayamazdı, oyun oynuyorlar sanıyordu. Sonra ise zamanla içine kapanmıştı, arkadaş edinmekten kaçınırdı. Minhyuk ise aile dostlarının oğluydu ilk tanıştıklarında hiç anlaşamasalarda zamanla iyi arkadaş olmuşlardı.

Ani bir kararla alışveriş merkezine gitmeye karar verdi, kısa sürede ulaşıp mağazaları gezmeye başladı. Jaewon için püre haline getirebileceği meyveler ve en organik olduğunu düşündüğü bir kavanoz bal almıştı. Jaewon'un sadece biberonla beslendiğini görmüştü bu yüzden belki yoktur diye bebekler için uygun plastik tabak ve kaşık almayıda ihmal etmedi.

Kurdu fazlasıyla neşeliydi. Jimin genel olarak kurduyla anlaşırdı, alışveriş zaten en sevdiği aktiviteydi ama bebek alışverişi... Apayrı bir mutluluk veriyordu.

Bebek reyonunda seke seke ilerledi. Eline takımlar alıyor ama sonra 'Jaewon için bu kadar alışveriş yapmam saçma' diyerek üzüntüyle geri bırakıyordu.

Diğer reyonun ucunda pandalı şapkalar gördüğünde gözlerinden kalp çıkacak gibi oldu. Oyuncaklar ve bir sürü bebek eşyasıyla dolu arabayı hızlı bir şekilde sürdü.

"Of çok güzelleeer!" Hepsi yumuşacıktı.

Zorda olsa oradan ayrılmaya çalıştı "Hayır, artık büyüdüm kendime böyle şeyler almamalıyım." Titrek elleri bereyi bırakacak gibi olsada bundan hemen vazgeçti. "Ama Jaewon için alabilirim!"

Kıkırdayıp pandalıyı kucaklasada gözü diğerlerindede kaldı. "Sadece Jaewon'a alırsam Jungkook üzülebilir." Diye konuştu kendi kendine, bir süre her yeri karıştı ve sonunda tavşan figürlü bereyi bulabilmişti. "Ama sadece ikisine alırsam bende üzülebilirim..." diyip dudak büzdü.

Kendi içinde bir ikna savaşına girmişti, en sonunda ise omuz silkmekle yetindi ve civcivli olan sarı bereyide kendine aldı. Alacak başka bir şey kalmadığına kanaat getirdiğinde kasanın yolunu tuttu. Onu omega olan bir kasiyer karşıladı. Orta yaşlı omega Jimin'i incelemeden edemededi.

Cılız ama muazzam ötesi güzellikteydi, aynı türde olmalarına rağmen kokusuyla mest olmuştu. Her parçası uyumlu güzel yüz hatları olsada şirin tombul yanakları vardı. Sarışın, yeşil gözlü omega üstündeki pembe sweat ile tam bir liseli görüntüsüne sahipti.

"Sanırım hepsini kardeşinize alıyorsunuz değil mi?" Diye sordu omega kasiyer "Kardeşinizin yaş grubunu söylerseniz kasa arkası indirimli ürünlerde yardımcı olabilirim."

Jimin bu konuşma çabasına karşılık vermedi. "Kardeşim için almıyorum." Demekle yetindi yalnızca.

Kasiyer "Bir arkadaşınızın bebeği mi?" Diye üsteledi.

Sarışın omega kollarını göğsünde kavuşturup tüm ürünlerin kasadan geçirilmesini bekledi, yüz ifadesi sertti konuşmak istemediği belli oluyordu.

"Ah kendi bebeğiniz mi yoksa, gözüme çok küçük geldiniz tahmin edememiştim."

"Ben küçük değilim!" Diye bağırdı Jimin kendine engel olamadan, bunu duymaktan nefret ediyordu. O artık büyümüştü! "Ben yetişkinim ve evet kendi bebeğim için alışveriş yapıyorum! Hadsizliği bir kenara bırakıp işinizi yapmaya devam etseniz iyi olur çünkü buradan sonra ziyaret edeceğim yer müşteri hizmetleri."

Omega, karşısındaki diğer omeganın bağırmasıyla şaşırdı. Tepki gösterdiği şeyin ne olduğunu anlayamamıştı, yanlış bir şey söylediğini düşünmüyordu.

Jimin kartın şifresini girip eşyaları alışveriş arabasına doldurdu ve omegaya kötü bir bakış atıp oroparka ilerlemeye başladı. Jimin çocuk ruhlu birisiydi ve bundan çok çekmişti. İlkokul-ortaokul kolaydı, zaten herkes çocuktu. Ama lisede sevdiği şeyler yüzünden akran zorbalığına uğrayacağını hiç düşünmemişti. Oyuncakları hala sevip oynuyor olabilirdi bunun neresi yanlıştıki? Tüm renklerin ayrı güzelliği olduğunu düşünür kıyafetlerini renkli seçerdi bunun kötü bir şey olduğunuda düşünmüyordu. Herkes siyah giyiniyordu zaten onlara bakarken kendi içi kararıyor ama kimseye 'sen siyah giyindin!' Diye zorbalık yapmıyordu.

JİKOOK/THE JEONSWhere stories live. Discover now