53- Dans

8.6K 502 41
                                    

Ahu

Bazı şeyler hiç geçmeyecek gibi hissettiriyordu. Hep acısı taze kalacak , her aklına geldiğinde yeniden sızlayacak gibi zannediliyordu.

Savaş'ı bu koridorlarda beklediğim günler aklımdan silinmediği için şimdi Merih'i böyle görmem beni kötü etkilemişti.

"Tamam mı yavrum ikna oldun mu?" İlk gördüğüm andan beri üç doktorda aynı şeyi söylediği için susmaya karar verdim.

Bütün kontrollerini baştan sona yaptırmış , dikişlerini kontrol ettirmiştik.

"Nasıl oldu?" Sesimde gizleyemeyeceğim, gizlemek istemediğim bir hüzün vardı.

"Bunları konuşmayalım artık hadi güzelim" Onu daha fazla zorlamamak adına onayladım.

Arabaya doğru ilerlerken her an ona bir şey olacak endişesiyle gözlerimi ondan ayıramıyordum.

Arabanın yanında benden saklanmaya çalışan Emre'yi görünce sinirlerim daha da bozuldu. Resmen bana en ufak bir şey söylememiş bir de beni oyalamıştı.

"Merhaba yengeciğim. Nasılsın iyisin inşallah?"

"Hani senin kolun kopmuştu Emre"
Bana böyle saçma sapan bahaneler söyleyip en sonunda beni delirtmişti.

"İlahi yenge ben onu lafın gelişine söyledim canım"

"Canım!" Merih'in ikaz dolu sesi kulağıma dolduğunda ona da göz devirdim.

Bunlar bir olup beni en sonunda tımarhaneye kapattıracaklardı.

"Abi şey konuşurken bir an da ağzımdan çıkıvermiş"

"Çıkmasın Emre!"

Emre sürücü kısmına geçtiğinde bende arkaya , Merih'in yanına yerleşmiştim.

Eve gitmek istiyordum. Savaş'a işe kabul edildiğimi anlatmak istiyordum. Tabii ki Merih'in anlattıklarını da anlatacaktım. Yine de Merih'i bu halde tek başına bırakmak istemiyordum.

"İyisin değil mi?" Sorduğum soruyla bana dönmüş yaralı olmayan omzuna başımı koymamı sağlamıştı.

"İyiyim güzelim merak etme" Sanki söylendiği kadar kolay oluyordu.

"Emre yengenin evine sür" Kurduğu cümle ile hafif doğruldum. Yanında kalmak istiyordum ama bunca yaşanılandan sonra bunu teklif etmek biraz garip geliyordu.

"Ben iyiyim hem seni yarın kaçıracağım için şimdi biraz bekleyebilirim" Sanki ne düşündüğümü anlamış gibi konuştuğunda kendimi onu onaylarken bulmuştum.

Daha sonra kaçırmak falan dediğini idrak edebilmiştim. Sonra dediğim ise yaklaşık 5 dakika sonrasıydı. Hatta evimizin önüne kadar gelmiştik.

"Ne kaçırması?" Benim aklımı kaçıracağım kesindi. Hatta kaçırdığım kesindi. Çünkü etrafımda olanları dahî algılamam dakikalarımı alıyordu.

"Sürpriz" nefesi boynumda süzüldüğünde bedenimin gerildiğini hissedebiliyordum.

Hayır! Ondan bu kadar fazla etkilenmemem gerekiyordu.

Boynumu uzun uzun öpmesiyle aklım başımdan gitse de arabanın içerisinde Emre'nin de olduğunu hatırlayıp ondan uzaklaştım. Yarasına dikkat ederek itmiştik. O neye uğradığını anlamak isterken ben çoktan kapıya yaklaşmıştım.

"Hâlâ barışmadık!" Son gücüme kadar kullanarak hızlıca kapıyı kapattım. Ben eve girene kadar beni bekleyeceğini bildiğim için asla arkamı dönmedim fakat eve girer girmez ilk işim penceremden yola bakmak oldu.

 AŞK ŞARABI|+18|Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ