09- Nefes

22.3K 887 66
                                    

Ahu

İnsan ağlamak için neye ihtiyaç duyar?

Canının acımasına mı yoksa çok büyük bir mutluluk yaşamasına mı?

Bu sorunun bende cevabı olmasa da önümdeki abajura bakarak döktüğüm göz yaşlarını sorgulamadım.

Belki daha önce bu kadar düşünülmediğime belki de buna dahi ağlayacak duruma gelmeme ağlıyordum.

Merih bey'in odadan çıkmasıyla kendime gelmem biraz uzun sürmüş daha sonra da kıyafetlerimi düzenlemiştim.

Aslında o kadar kısa süre de topladığım şeylerin , bu kadar uzun süre de yerleştirilmesi garip olsa da zorunluluktan yapmıştı.

Günün yorgunluğu yaşadıklarımın yorgunluğu derken uyku bastırmıştı. Kendime hakim olmadım ve benim için hazırlanmış yatağa girip uyudum.

Oldukça rahat ve konforlu olan yatak dinlenmeme katkı da bulunmuş olmalı ki oldukça dinç uyanmıştım.

Yine de masanın üzerinde abajuru görmemle dökülen göz yaşlarıma hakim olamamıştım.

Zor zahmet yataktan ayaklarımı sarkıttım. Saat akşam 8 civarıydı.

Yüzümün kızardığını ve saçlarımın dağıldığını aynaya bakmadan hissediyordum.

Ellerim yatağa dayalı ayaklarım ise zeminde öylece kalmıştım.

Kapım çalınmıştı. Kendimi biraz da olsa toplama girişiminde bulunmak istemiş daha sonra da vazgeçmiştim.

" Ahu"

Ela , sabah karşılaşmamıza nazaran sönükleşen sesi ile buradaydı.

İlerleyip , iğrenç halime aynada bakmadan , kapıya kadar geldim.

"Yemek hazır "

Kısacık zamanda yüzüne çöken hüzün gözler önündeydi.

Sabahki çocuksu halinden eser kalmamış sanki 10 yaş yaşlanmış gibi duruyordu.

"Üzerimi değiştireyim hemen geliyorum"

Üzerimdeki kısa uç kısımları dantelli ve kıpkırmızı olan geceliğe baktım.

Genelde kıyafet almaktan pek haz etmesem de geceliklerime her zaman özen veriyordum.

"Abim evde yok rahat ettiğin gibi gelebilirsin"

Sanki konuşan o değilmiş gibi hissizdi. Bugün asıl işim olan onunla konuşmadığımı fark ettim.

Onu daha fazla yalnız bırakmamak adına hızla elimi yüzümü yıkayıp , saçlarımı da topladım.

Üzerimi değiştirmeye vakit harcamak istemeyip Ela'nın yanına ilerledim.

Duvara yaslanmış önüne doğru neredeyse gözlerini kırpmadan bakıyordu.

"Ela "

Sessizce fısıldasam bile duyulmayacak gibi değildi.

Bir kez daha seslensem de cevap vermemişti. Elimi omzuna koyduğumda hızla birkaç adım gerilemişti.

"DOKUNMA!"

Elim havada kalmış o aniden gerilediğinde bende gerilemiştim.

Gözlerinin önündeki perde kalkmış gibi gözlerini birkaç kez kırpıştırdı.

 AŞK ŞARABI|+18|Where stories live. Discover now