Part 28- Kendine iyi bak.

Start from the beginning
                                    

Rüya hayallerinin ve umutlarının içine tıkıştırıldığını hissettiği nefesini yavaşça serbest bıraktı "İşin kötü yanı ben... Bilmiyorum"

Gizem aklından geçeni kendine saklamaktan vazgeçip, pat diye diline döküverdi "Bence her şeyi iptal ettir, yazı bekleyin" dedi.

Rüya "Onu seviyorum, çok üzülmez mi?" diye sorduğunda sesindeki çaresizlik acınası boyuttaydı.

Gizem "Neden üzülsün ki? Ondan ayrıl demedim, düğünü ertele dedim. Herkes çok para harcadı çok masraf yaptı biliyorum ama para yeniden kazanılır. Ki bende destek olurum, seneye ertelerseniz salon paralarını ben öderim mesela. Murat seni seviyor, hemen yanında koynunda ol istiyor, ama siz zaten uzun atlama yaparak bu kararı aldınız. Flörtünüz ne kadar sürdü bir hafta mı on gün mü?" 

Rüya dudağına yapışan gülüşe engel olamadı yanıtlarken "Abartma Gizem, yirmi iki gün sonra evlenme teklif etti Murat bana"

"Aman ne uzun zaman... Ben Kerem'le tanışalı üç ay doldu, bir aydır gece gündüz dizimin dibinde ama daha ailesiyle bile tanışmadım. Çünkü hazır değilim. Çünkü daha erken. Çünkü gerek yok. Sende acele etme işte, biraz daha özleyin birbirinizi, biraz daha bilsin senin kıymetini, hasret biraz daha güçlendirsin aşkınızı. Aynı evi paylaşınca birçok şey şimdiki gibi büyülü ya da çekici olmayacak zaten. Bekleyin ki, senin acın da azalsın hem. Sen burnunun direği sızlayarak giyersen o gelinliği, ömür boyu düğün fotoğraflarına bakarken o sızıyı duyacaksın içinde. En mutlu gününü acın gölgeleyecek, ne olur ertele Rüya."

Rüya, Gizem'in sözlerinden hiç etkilenmediğini belirten bir cevapla şaşırttı arkadaşını "Ay Gizem içim şişti valla. Sus Allah aşkına, ne bed dilin varmış."

Gizem işittiklerine bozulsa da duruşunu hiç bozmadı "Ama doğruyu söylüyorum ben. Şimdi herkes kendini düşünüyor tabi, masraf ettiler falan diye ama sende kendini düşüneceksin. Bir kere oluyor hayatta, farz et beş kere daha evlendin, ama bu ilki."

Rüya susmasını sabırsızlıkla beklemiş gibi "Susta motorun soğusun be kızım." Dedi.

Gizem tüm seçenekleri sıralayıp yine de hevesini kıramayınca, arkadaşının aslında ne istediğini anladı sonunda "Sen şuna ben artık koca istiyorum desene."

Rüya gülmeye başladı "Yirmi altı yaşındayım, istemeyeyim mi?"

"Çok mu aşıksın ona?"

"Hem de çok"

"Tamam o zaman, yapalım şu düğünü. Yani oğlan evinde yapılacak di mi?"

"Evet. Burada nikah ve kına, orda da bildiğin düğün işte."

"Yarın sabah ordayım, yüz yüze konuşuruz ayrıntıları."

"Gizem bir şey soracağım, Kerem'i davet ettin mi?"

"Benim davetimi bekler mi o? İşlerini ayarlarsa bir bakmışsın çıkmış gelmiş. Ama ben yine de usulen davet ettim tabi. Ama fikrimi sorarsan gelmesini istemem doğrusu. Anan baban var demez, ortalık yerde elimi tutmaya çalışır, kıyıda köşede öpmeye çalışır, biriyle dans etsem kıskanır, benimle de dans et diye tutturur. Hızını alamazsa gelmişken ailemle tanışmak bile isteyebilir. Bilmeden istemeden burnumdan getirir yani. Açıkçası istemiyorum Kerem'in gelmesini. Hem biraz yalnız kalayım da nefes alayım."

"Anladım canım, sen nasıl istersen, görüşürüz."

"Görüşürüz" diyerek telefonu kapatan Gizem sandalyesiyle arkasını dönüğünde kapının eşiğinde duran Kerem'in kırgın gözleriyle karşılaştı.

Öyle sıkı sarıl ki...Where stories live. Discover now