BÖLÜM 36

3K 126 24
                                    

MERAKTAN ÇATLADIĞINIZI BİLİYORUM. BEN GELDİM SAKİN OLUN CANLARIM. YORUM VE OYLARINIZI BEKLİYORUM. İYİ OKUMALAR. 

"Olamaz!" diye çığırıp garajın içine girdim. "Sizi kim zincirledi?" 

Siyah ve Yasemin garajın borularına zincirlenmişlerdi. Demek ki ben dışarıdayken çıkarttıkları ses bu metal sesiydi. Zincirler borulara çarptığında çıkıyordu. "Sana mesaj atmıştım Yasemin, cevap vermiştin."

Ağzındaki bandı çıkarttım. "O aldı telefonumu," dedi korkuyla.

Hemen Siyah'ın bandını da açtım. "Neden buraya bağladılar sizi?"

"Anlatacağım, çöz bizi hemen!"

"Anahtar nerede?" Etrafa göz gezdirecektim ki Siyah kafasını salladı.

"Yukarı götürdü, odasında bir yerde olmalı."

Ne olur ne olmaz diye elimdeki anahtarlara baktım ama asma kilit anahtarı yoktu. "Tamam, siz sessiz olun. Ben anahtarı bulup geleceğim. Merak etmeyin."

"Önce polisi ara," dedi Yasemin. 

"Telefonum yanımda değil, yukarı çıkıp arayacağım hemen." Hızla yukarı fırladım, önce odama geçtim ve telefonumu aldım, polisi aradım, telefon çaldı ve biri açtı. "Merhaba, yardıma ihtiyacım var." Bu gerçekten olabilir mi ya! Şarjım bitti, Telefonum yeniden açılana kadar şarjda bir süre beklemem lazım. Telefonum biraz kafayı yediği için hemen açılmıyor. "Sikeyim böyle işi. Ev telefonu da yok, ne yapacağım şimdi ben!" Onların telefonlarında da şifre vardı, daha önce görmüştüm. Anahtarı bulmaktan başka çarem yok. Alnımdaki stres terlerini silip yeniden onların yatak odasına gittim. Baktığım yerleri düşündüm, orada herhangi bir anahtar yoktu. Dolabın içine çok iyi bakmamıştım, kıyafetlerini görünce daha fazla kurcalamamıştım. Kapağı sessizce yeniden açtım ve kıyafetlerini kurcaladım, bir şey yoktu. Nerede lan bu soktuğumun anahtarı?

Yatağın altına baktım, orada da yoktu. Yastık altı, başka bir yer kalmamıştı. Halıların altına bile bakmıştım. Alina zaten yastığı kucaklayıp yatmıştı, onda olamazdı. Ahmet'te olmalıydı. Yanına gittim ve biraz bekledim. Nefes alış verişleri düzenliydi, uyuyor olmalıydı. Bismillah deyip elimi hafifçe yatağa bastırdım ve yastığın altına sürükledim. Ahmet direkt kıpırdandı, elimi çekip iyice ayıltmamak için yastığın altında tutmaya devam ederek yere çömeldim. Bir süre kıpırdandı, nefesleri düzensizleşti. İki büklüm bir şekilde tam uykuya dalmasını bekledim. Beş dakika sonunda tam her yerime kramp girmişti ki uyudu. Kalktım ve elimi olabildiğince yavaş bir şekilde yastığın tam altına soktum, elime bir metal değmişti. Biraz ısınmıştı ama anahtardı. Parmak uçlarımda tutup onu aldım. İyi saklama yeri, ama benden kaçmaz çünkü ben Emir'in kızıyım!

Anahtarı alıp sessizce odadan çıktım. İçimde kötü bir his vardı. Bir şey daha yapmam gerekiyordu. Garaja inmeden hemen önce bir kağıt aldım ve olan her şeyi anlatıp kağıdı çekmeceye koydum ve garaja indim. "Buldum!" dedim onlara koşarken. 

Siyah hemen ayaklandı, tam yaklaşmıştım ki Siyah'ın bakışlarındaki tuhaflığı fark ettim.

"Doğa!" diye bağırdı ve kafama yediğim bir nesneyle donakaldım. Sivri ve ağır bir cisimdi, canım çok yanıyordu. Kafamdan akan sıvıyı hissettim, boynum kan olmuştu. Gözlerim kayıyordu, son bir güçle arkamı döndüm, Ahmet bana bakıyordu. Elinde demir bir sopa vardı. Levyeydi sanırım, tam göremiyordum. 

"Sürtük!" diye bağırdı. Yere düştüm, bilincim kapandı. Anahtar parmaklarımın arasına düşmüştü ve bayılmadan hemen önce Siyah'ın anahtarı almaya çalıştığını görmüştüm. Bir iki santim kala zincir engel olmuştu. 

SAPLANTILI AŞIK 2 (+18)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon