BÖLÜM 48

2.8K 107 89
                                    

SELAM CANLARIM. YORGUNLUKTAN ÖLÜYORUM, ARKADAŞLARIM GELMİŞTİ ANCAK GİTTİLER. HEMEN SİZE GELDİM. SATIR ARASI YORUMLAR HİÇ YAPMIYORSUNUZ, FİKİRLERİNİZİ SATIR ARALARINDA BELİRTİRSENİZ ÇOK SEVİNİRİM. SİZİN TEPKİLERİNİZİ OKUMAYI ÇOK SEVİYORUM. OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM, İYİ OKUMALAR. 

Hafta sonunda ne mi yapıyorum? Tabi ki evde pinekliyorum. Sürekli dışarıda olduğum için evde oturmayı çok özlemişim. Anne ve babamla görüntülü konuştuk, Yaso ile film izleyip yemek yedik ve şimdi de koltukta uzanmış telefonumla oynuyorum. İnstagram ve Youtube'da videolar izlemekten gözlerim acısa da vazgeçemiyorum. Resmen uzay boşluğu gibi, girdim mi çıkamıyorum. Kendimi Gumball ve Darwin gibi, bir video daha teselli edip saatlerdir kalkamıyorum.

"Yeter," dedi Yaso. "Gözlerin bozulacak."

"Bir şey olmaaz."

"Kızım anladık hayatın karışıkta bu kadar olmaz ki. Kalk bir yürüyüşe çıkalım."

"Yaso adımımı dışarı attığım an sürekli bir olay oluyor, pazartesiye kadar hiçbir yere gitmiyorum. Zaten evde oturmayı özlemişim. Ne bu ya sürtüyoruz hep bir yerlerde."

"Cluba mı gitsek ya?"

"Ben ne diyorum Yaso duyuyor musun? Hiçbir yere gitmiyorum. Siz gidip Bulutla aşk yapsanıza. Hakikaten ne oldu o durum? Hala tık yok mu?"

Yaso ofladı. "Yok be, adam öpüşmeye başladığımız andan itibaren kaçmanın yollarını arıyor. Ne yapacağımı şaşırdım, annem ve babamdan çekiniyor. Acaba bu ilişkiyi geçici mi görüyor?"

"O ne alaka?"

"Kızım şimdi ilişkimizi uzun ömürlü görse çekinmez ama belki de yarın öbür gün ayrılırız da ailesiyle kötü olurum diye düşünüyor."

"Hiç sanmam, Bulut ilişkilerinde çok sadık oluyor. Genelde terk edilen o oluyor. Bazen üzülüyorum lan ona ki biliyorsun genelde ona acımam. Ama bakıyorum da ilişkilerinde ya tekme yiyip depresyona giriyor ya da aldatılıyor. Halbuki kardeşim diye demiyorum tatlı çocuk ya."

"Ay ne bileyim, aklıma böyle senaryolar geliyor."

"Ya sonunda işe el attıracaksın bana."

"Ne yapacaksın sanki, başımızda durup yönetecek misin?"

"Kardeşim olmasa yapardım ama onu o şekilde görmek büyük bir travma yaşamama neden olur. Daha havluyla görünce bile tüylerim diken diken oluyor." Yaso'ya baktım, suratı gerçekten çok asıktı. Telefonu bırakıp oflayarak doğruldum. "Ay tamam, illa çıkartacaksınız beni."

"Nereye gideceğiz?" dedi hevesle.

"Biz değil ben gideceğim. Size şöyle güzel bir ortam hazırlayalım, mum gül yaprakları, şık bir masa. Seni de süsleyelim, yeni iç çamaşırları almıştın ya işte onları giyin. Belki bir şeyler olur. Sen müsait olduğunuzda mesaj atarsın eve dönerim. Nereye gideceksem?"

"E yan eve git."

"Siyah orada, nasıl gideyim Yaso? Kalk hadi evi süsleyelim."

Salona ve Yaso'nun yatak odasına gül yaprakları serptik, mumlar yaktık. Güzel, şık bir yemek yapıp masayı kurduk. Oraya da gül ve mumlar yerleştirdik. Işığı loş yaptık ve onu süslemeye başladık. Siyah, dantelli iç çamaşırları giyindi. Saçlarını düzleştirip makyaj yaptım. Eyeliner çekip kırmızı bir ruj sürdüm. Yırtmaçlı, dar siyah bir elbise giyindirip parfüm sıktım. 

"Ay güzel oldum mu?"

"Kızım benim bile öpesim geldi, harikasın. Sen Bulut'u ara."

Aradı. "Napıyorsun bebeğim? İyi ben de. Yemek hazırladım, bana gelsene. Tamam, bekliyorum."

SAPLANTILI AŞIK 2 (+18)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang