SAPLANTILI AŞIK 2 (+18)

BÖLÜM 24

CANLARIM SELAMLAR. SİZİNLE BU ARALAR HEP GECE BULUŞUYORUZ. SİZDEN AKIL ALMAK İSTİYORUM. BİRİNDEN WATTPAD ÜZERİNDEN MESAJ ALDIM. DREAME DİYE BİR UYGULAMA VARMIŞ VE ONUN TÜRKÇE VERSİYONU ÇIKACAKMIŞ. ONUN İÇİN HİKAYE YAZMA TEKLİFİ ALDIM. BELLİ BİR ÜCRETTE VERECEKLERMİŞ AMA HİÇ YAPMADIM DAHA ÖNCE. SİZCE GÜVENMELİ MİYİM BİLGİNİZ VAR MI?

Deniz beni sıkıca yakaladı ve ağzımı kapattı. Ben polislerin dikkatini çekmeye çalışırken o beni yatak odasına götürdü ve ellerimi arkadan bağladı. Ayaklarımı da bağlayıp ağzımı sıkıca bantladı. Sürünmeyeyim diye bir de kalorifere bağladı. "Sakın sesini çıkartayım deme, hoş istesen de çıkartamazsın."

Kapı çalındı ve aceleyle içeri gitti. Sesleri duyuyordum. "İyi günler," dedi polis.

"İyi günler memur bey, buyurun?"

"Şu fotoğrafa bakar mısınız?"

"Hım, tanıyorum. Ne oldu ki?"

"Doğa, nereden tanıyorsunuz?"

"Okuldan arkadaşım. Kendisine bir şey mi oldu?"

Beni arıyorlardı. Dizlerimle kalorifere vurdum ve ses çıkarttım. Dikkatlerini çekmem lazımdı.

"Kayıp, yakın çevreleri arıyoruz."

Demek ki çok uzakta değildim. Belki de Deniz'i şüpheli listesine koymuşlardı ve telefon sinyalinden bulmuşlardı. 

"Aa, ne zamandan beridir kayıp?"

"Aslında sizin kamp yaptığınız günden itibaren kayıp. Ailesi evdeki kamera kayıtlarını gösterdi."

Doğru ya. Babam evin her yerine kamera takmıştı, benim gelip bir daha çıktığımı da oradan anlamış olmalı. Dizimle kalorifere daha sert vurdum. Canım acımıştı ama ses çıkmıştı.

"İçerideki gürültü nedir?"

"Köpeğim Tarçın olmalı."

"Öyle mi? Köpekleri çok severim, bakabilir miyim?"

"O cezalı, eve tuvaletini yaptı ve odaya kilitledim. Eğer ceza vermezsem aynı şeyi sürekli yapıyor. Yarım saat orada kalmak zorunda."

"Kapıdan baksam yeterli olur."

"Köpeğimi bahane etmeyin, arama izniniz var mı memur bey?"

Polisten ses çıkmadı. Bir süre sonra devam etti. "İyi günler, eğer bir şey hatırlarsanız beni arayın." Kartını vermişti sanırım. Kalorifere daha çok vurdum ama kapı kapandı. Araba uzaklaşma sesi duyduğumda Deniz sinirle içeri girdi.

"Sana çeneni kapat demiştim Doğa! Bunu anlaman çok zor olmamalı!" Bir hışımla ağzımdaki bandı çıkarttı. Acıyla inledim. O ise sinirle çenemi sıktı. "Sana çeneni kapat dedim. Şimdi buradan gitmek zorundayız, senin yüzünden!"

Beni itti ve dolaptan bir çanta alıp eşyalarını doldurdu. "Aptal!" 

"Aptal olan sensin!" diye bağırdım.

"Bana fırsat vermiyorsun, sabrımı zorlama." Çantayı kapattı ve beni kaloriferden ayırdı ama kendi iplerimi çözmedi. Kucağına aldı ve dışarı çıktı. Beni arka koltuğa tıktı ve öne geçti. Gaza bastı. "Gördün mü? Senin yüzünden daha uzağa gidiyoruz, planımı erkene almamı sağladın." Telefonunu aldı ve birini aradı. Ömür, şu ev işini bugüne almak zorundasın."

"Ömür mü?" diye bağırdım. "Onun da mı parmağı var? Ömür! Şerefsiz herif beni dinle!"

"Kapat çeneni be! Ömür hallet şu işi, polisler buldu. Gitmemiz gerekiyor. Tamam görüşürüz." Telefonu kapattı. "Ne sandın? Minik bir sevgi kelebeği olduğunu mu?"