24

417 29 84
                                    

Seul;

Gerçekten iğrenç geçen günler. Geçtiğimiz ayı tarif edebileceğim başka sözcük yoktu. Eski hayatıma geri dönmüştüm. Gelmesine çok da sıcak bakmadığım yedi çocuğu göndermiş ve ardından yalnızlığımla başbaşa kalmıştım. Eve döndüğüm zaman Hoseok ağabeyin abartılı övgülerle yanıma gelmemesi ilk darbe olmuştu. Ardından yemek yaparken Suga ağabeyin yardıma gelmemesi takip etmişti. Evde olsaydı kesinlikle yemeğe bir el uzatırdı. Yemek piştiği zaman kokusunu öven bir Jin ağabey'in olmaması, Jungkook'un  durduk yere yaptığı taklitlerin yokluğu o kadar hissedilmişti ki. Sadece bir ayda ağır depresyona girmiştim. 

Hayatımda var olduğunu hiç hissetmediğim o duyguları bulduktan sonra kaybetmek zulüm gibiydi. Bir ara kafayı yemiş ve her yerde Taehyung'un fısıltısını duymaya başlamıştım. Acaba geri geldiler mi diye telefon elimde saniye başı nerede olduklarını kontrol eder olmuştum.

Sejin ağabeyin gitmeden önce yaptığı ödemeyle, bu arada ödemeyi yaparken evdeki tüm ihtiyaçları hallettirmiş ve çocukların evi dağıttığını söyleyerek temizlik için yardımcı göndermişti, alışverişe gitmeye karar versem de para harcamayı çok seven biri olmadığım için onu da becerememiştim.

Nitekim bir zaman sonra davalar başlamıştı. Özür dileyip susması gereken insanlar, kendileri yerine beni susturmaya çalışmış, susmam ve şikayetimi geri almam için türlü tehtitlerde bulunmuştu. İki yellozla neredeyse kanımı dişime takarak verdiğim mücadelenin ardından eve geldiğimde kendimi bırakabilecek bir huzur aramıştım. Kafamı yaslayacak bir omuz olsa güzel olurdu. Lakin yoktu. Aradığımı bulamadığım zaman tüm gün yaşadıklarım haricinde bir de buna ağlamıştım.

Taehyung'a ne zaman bu kadar alışmıştım? Küçük çocuktan farksız gibi görünse de öyle değildi. Bir şekilde onun yanında huzurlu ve güvende hissediyordum ve o yokken evde hiç huzurum kalmamıştı.

Taehyung'a bahsetmemiştim ama o gittikten sonra hayatım gerçekten ekstra zor olmuştu. Ona olan özlemim ve alışkanlıklar haricinde hiç beklemediğim şeyler de olmuştu. Yıllar önce kaçıp kendimi kurtardığım sandığım, en yanımda olması gerektiği zamanda ailemin olmamasının sorumlusu benmişim gibi bütün suçu bana yükleyen, sözde kan bağımızın olduğu teyzem gelmişti. Evet, yıllar sonra aniden gelip, evimi ve hayvanlarımı görüp, yanımda kalabilmek için bir güzel yağ yakmıştı. Ardından onu yanıma almayacağım konusunda net durduğumu görünce içindeki nefreti kusmuştu.

Borca girdiği ve çocuklarından hayır gelmediği için yanıma geldiğini biliyordum çünkü geçmişte  iflah olmaz bir kumar batağına düşmüştü. Benden para istediği zaman şaşırmamış, elimde olan tüm parayı ona vererek gitmesini söylemiştim. Verdiğim para azımsanmayacak kadar çoktu. Sonuçta BTS için otelcilik yaptığımdan ötürü Sejin amca elini korkak alıştırmamıştı. Buna rağmen teyzem olacak kadın, paranın bana baktığı seneler karşılığında yetersiz olduğunu söylemişti. Evet. Bana biraz bakmıştı. Hiç yoktan hala yaşıyorsam, beni ölmeyeceğim kadar idare ettiğindendi ama aldığı para bana ettiği muameleyi çok rahat karşılardı. Başımda zaten var olan davalara birini daha eklemek istemiyordum o yüzden polisi aramakla tehdit ederek onu göndermeyi başarmıştım.

Tekilliğin eksik olmadığı yalnız hayatımda sonunda heyecanlı bir gün yaşayabildiysem o da Sarıkızın doğum yaptığı gündü. Bütün köyü birbirine katmıştım. Seyeon'u bile ineğin doğumuna sokmuştum. Ona bir şey olacak diye çığlık atmaktan boğazım tahriş olmuş olsa da sonunda buzağıyı kucağıma aldığımda her şeye değmişti. Küçük görüntüsüne rağmen çok ağır olan yavruyu annesinin önüne bırakmış ve temizlenmesine fırsat vermiştik.

İşte yaşadığım ikinci şok da o gün gerçekleşmişti. O gün Sarı kız için ilaç almaya şehre inmemiz gerektiğinde ikinci kez Seyeon'un arabasına binmek durumunda kalmıştım. Geçen sefer dokunduğum için olay çıkardığı kağıt bu kez kucağıma düşmüştü. Neden olay çıkardığını kağıdı elime aldığım anda anlamıştım.  Fotoğraf olduğunu fark ettiğim kağıtta Seyeon ve ben vardık. Yıllar öncesinden. Fotoğrafın yanındaki kalbi gördüğüm zaman keşke görmez olsaydım diye düşünmeden edememiştim.

Redamancy ❦ KTHWhere stories live. Discover now