Braga II

42 7 64
                                    


İki kadının dansıyla büyülenen tek kişi Kaane değildi. Çalışma alanının sınırına kadar yaklaşan Waen dışarıda bırakılmış bir çocuk gibi dudak bükerek "Ben de sizinle oynayabilmek isterdim," dedi.

Qua durup düşünmeksizin elindeki kısa sopalardan birini adamın kafasına doğru fırlattığında, yana çekilip darbe almaktan son anda kurtulan Waen "Bu bir davet miydi? Yoksa kaçıp kendimi kurtarmam için bir uyarı mı?" diye sordu.

Elda adamın varlığını görmezden gelmeyi tercih ederken Qua umursamazca omuz silkti.

Eğilip yerdeki kısa sopayı alan Waen, rahat bir hareketle sahibine geri attı ve çalışma silahlarını taşıyan ahşap askılıktan sivri ucu köreltilmiş bir mızrak alıp dengesini kontrol etti.

"İkiye karşı bir. Ne dersiniz? Belki bir şansınız olur ha?"

Waen'in aldığı yanıt sertti. İki kadının eş zamanlı saldırısını ucu ucuna savuşturmayı başaran genç adam bunu sadece savaşın ve yılların getirdiği deneyimine borçluydu.

Sık soluklarının arasından kendini korumaya çalışan Waen karşılaştığı düşmanca tutum karşısında bir açıklama duymayı bekleyerek sordu. "Bilmeden ikinizi de kızdıracak bir şey mi yaptım yoksa kötü bir gününüz müydü?"

Bir adam boyundan yükseğe zıplayıp elindeki iki kısa sopayı, Waen'in başının üzerine kaldırdığı ucu köreltilmiş ahşap mızrağın gövdesine sertçe vuran Qua beyaz dişlerini sergileyerek sinir bozucu bir ifadeyle sırıttı. "Kalbimi kırıyorsun. Bu benim iyi günlerimden biriydi."

Beklenti dolu bakışlarını Elda'ya çeviren Waen mırıldandı. "Bana kaplıcalar yüzünden kızgın olamazsın herhalde..."

Gri mavi gözler buzdan hançerleri aratmayacak soğukluktaydı. İfadesini aratmayan bir tonla konuşan Elda "Bilerek yaptın," dedi.

"Kötü bir niyetim yoktu," diyen Waen teslim olurcasına kollarını kaldırdığı halde genç kadın kenara çekilen Qua'nın aksine saldırısına devam etti. Önce onun havaya kaldırdığı mızrağın parmaklarının arasından kopup toprak zemine düşmesine, ardından eğilip savurduğu bacağıyla çelme taktığı adamın boylu boyunca yere serilmesine neden oldu.

Sert düşüşle ciğerlerindeki soluğu kısa bir an kaybeden Waen hafifçe öksürürken. "Tamam," dedi "Teslim oluyorum."

Tepesinde dikilen Elda arkadaşının gözlerinin içine baktı. "Biliyordun değil mi?"

"Neyi biliyordum?" diyen Waen dirseklerinden destek alarak biraz doğrulduğunda başını sallayan Elda "Elbette biliyordun. Gaya'nın sağ koluydun," dedi ve daha fazla uğraşmaya tahammülü kalmamış gibi elindeki sopaları yere atıp uzaklaşmak için ardına döndü.

"Hey! Dur beni bekle," diyen Waen hızla ayağa kalkıp Elda'nın arkasından seğirtti. İki geniş adımda yetiştiği kadının kolunu yakaladığında kendisine bakması için hafifçe çekti.

"Neden bahsediyorsun? Beni tam olarak neyle suçladığını öğrenebilir miyim, lütfen?"

Omuzları düşen Elda, teslimiyetle derin bir nefes almıştı ki ağaçların arasından sıyrılan Kaane'in görüşüne girmesiyle birlikte dudaklarını birbirine bastırdı.

Peşinde hızlı adımlarla kendisini takip eden Vesta olduğu halde ikisinin yanına doğru ilerleyen Kaane'in bakışları tamamen solmuştu. Elda aralarındaki mesafeye rağmen onun sinirli olduğunu hissedebiliyordu. Qua ile gün ortasında gizlenmeksizin ortalık yerde çalışmasına kızmış olmalıydı ancak genç kadın bununla mücadele edemeyecek kadar bitkindi.

Saklı Yıldızın SeçilmişiWhere stories live. Discover now