Bror (Kardeş)

44 6 35
                                    


Herkese merhabalar :) 

Bakalım bu bölümü beğenecek misiniz? Keyifli okumalar dilerim. 

Seviliyorsunuz...

Bihter


Bölüm 19 

Alevler tüm mağarayı sarıp sarmalarken içeriye dolan duman görüşlerini sıfırlamış, nefes almalarını neredeyse imkânsız hale getirmeye başlamıştı. Çocukları iki yanına toplayıp ellerini sıkıca tutan Elda, yangın çıkışı tamamen kaplamadan önce harekete geçmeleri gerektiğini biliyordu. Sadece bir an, yarası ve zehir yüzünden bilincini kaybetmek üzere olan abisinin kolunun altına girerek destek olmaya çalışan Korucuya baktı. İri yarı adamın ağırlığı altında gerilen yüzü ciddiydi. Her ikisi de dışarıda kendilerini bekleyen belirsizliğin farkında olmalarına rağmen öncelikleri elbette hayatta kalmaktı. Başını sallayarak olurunu veren Kaane, Elda yanındaki çocuklarla birlikte yeni sökmeye başlayan günün kızılca karanlığına karıştığında, abisini yarı taşıyıp yarı sürükleyerek diğerlerinin peşi sıra ilerledi.

Ancak birkaç adım atabilmişti ki bilinci tamamen kapanan Braga'nın ıslanmış bir yün çuvalı gibi ansızın artan ağırlığını daha fazla taşıyamayarak yere çöktü. Başaramayacaklardı...

Yangının ateşi tenlerini yalayıp, onları yutmakla tehdit ederken üzerinden kalkan yükle tekrar hareket edebilmeye başlayan Kaane, kendini dışarı attı. Sabahın tatlı serinliğini minnetle karşılayan genç adam bir süre öksürüp, soluklarını bir süzene sokmaya çalışırken Qua'nın, ağzına bastırdığı deri mataraya itiraz etmedi. Bir iki yudumun ardından avucuna aldığı suyu yüzüne çarptı ve ardından sırıttı. "Sanırım yakında seninle rolleri değişmemiz gerekecek."

Bir kaşını kaldırarak Korucuya bakan siyahi kadının ifadesi açıktı ve huysuzca homurdandı. "Böyle giderse seni atalarının yanına, uzun uykuya bırakacağımız için ortada değiştireceğimiz bir rol olmayacak."

Genç kadını şaşırtan bir kabullenişle "Teşekkür ederim," diyen Kaane'e sadece başını sallamakla yetinen Qua, adamın sözlerindeki içtenliği görerek sıralamayı düşündüğü azar yüklü söylemleri bir kenara bırakmayı tercih etti.

Bu sırada yanlarına gelerek kolunu kadının boynuna dolayan Cair "Seni gözünün önünden ayırdığında huzur bulamadığını biliyorsun," dedi ve sırıttı. "Bir süre ormanın içinde dolandıktan sonra en doğrusunun sizin geldiğiniz yöne bakmak olacağını düşündük. Nöbetçilerle karşılaştığımızda doğru kararı verdiğimizi biliyorduk."

Kaane, tükenmiş bedenini boylu boyunca yere bırakmadan önce, az ötesinde abisi Braga'nın yaralarıyla ilgilenen Elda ve Waen'e baktı.

"Endişe etme. Yaşayacak gibi görünüyor," diyen Qua'nın sesi durumdan çok da hoşnut çıkmamıştı.

Cair daha neşeli bir tınıyla ekledi. "Kim bilir belki de oğlunu kurtarmış olman Nora'yı yakandan düşürür."

***

Tahminlerin ötesinde Braga'nın konağa dönüşü çok daha farklı yankılar bulmuştu. Kaane hayatında ilk defa üvey annesinin ağladığına şahitlik ederken babaları Aran, oğlunun ölümden dönüşünü fazlasıyla serinkanlı karşılamıştı. Eski Korucu'nun ilk eşinden olma ortanca oğlu, Vakha'nın gözetimindeki yıldızsız diyarlara, uzun uykuya çekilmemiş, aksine savaş meydanındaki askerlerin anlattığı hikayeler doğruysa ölümü alt edip halkına geri dönmüştü. Yıldızların Babası Kai'nin eli üzerindeyken Şafak Kalkanı'nı onun taşıması gerekmez miydi? Kapalı kapıların ardında konuşulanlar kulaklarına sızarken, söylentilerin yüksek sesle dile getirilmeye başlaması sadece zaman meselesiydi.

Saklı Yıldızın SeçilmişiWhere stories live. Discover now