Elindeki fincanı gürültüyle alçak sehpanın üzerine bırakan Elda'nın ifadesi soğuktu. "Bunu bilemezsiniz. Yıllar öncesinden gerçeği bilmeye hakkım vardı. Ben..." sesi hafifleyen genç kadın devam etmeden önce ayağa kalkıp bahçeye açılan kapının önüne yürüdü ve "Bunca zaman değer verdiğim birinin beni önemsemediğine inanmama neden oldunuz. Buna hakkınız yoktu," dedi.

Eteklerinin hışırtısı yaşlı kadının hareketlerinin habercisiydi. Yine de buz gibi parmaklar bileklerini kavradığında Elda irkildi.

"Üzgünüm ama buna mecburdum. Toydun, sahip olduğun yeteneğin öneminin farkında değildin. Eğer görüşmeniz tapınaktan ayrılmana sebebiyet vermiş olsa, şu an burada sadece o değer verdiğin kişinin yasını tutuyor olurdun."

"Ben..." cümlesini tamamlayamayan Elda yüreğinin ağrıdığını hissediyordu.

"Sözlerimin doğru olduğunu sen de biliyorsun," diyen Gaya kolunu genç kadına doladığında mırıldandı. "İnan bana, gücüme hâlâ sahip olsam kurtarabileceklerimin parmaklarımın ucundan kayıp gittiği her seferinde keşke biri de beni durdurmuş, hazır olmamı beklemiş olsaydı demediğim gün geçmiyor."

Kendini kadının temasından sıyıran Elda aralarına birkaç adım aldıktan sonra "Niyetinizin iyi olduğundan şüphem yok. Yine de bir tesadüf eseri öğrendiğim bu gerçeği bir gün söylemeyi aklınızdan hiç geçirmiş miydiniz merak ediyorum," dedi.

"Şu haline bir bak," diyen yaşlı kadın Elda'ya ulaşamamış olmanın üzüntüsüyle başını salladı. "Öğrendiklerinden sonra kendini daha mı iyi hissediyorsun?"

Sorusuna bir yanıt almayı beklemeyen Gaya, yılların yükünü sırtlanmış gibi görünen ağır adımlarını kapıya yöneltti. "Üzgünüm," dedi odadan ayrılmadan önce "Tüm bunları yaşamak zorunda kaldığın için üzgünüm."

***

Braga bir süre abisinin düzenli soluklarla inip kalkan göğüs kafesini sessizlik içinde izledi. Uygun olduğu şekilde yatağın diğer tarafında duran Vera huzursuzca ağırlığını bir bacağından diğerine aktardı. Odanın diğer ucunda varlığını unutturmak istercesine köşeye sinmiş hizmetliyse Hanımına çaresiz bakışlar atıyordu. Braga'nın sahip olduğu karanlık nam bazıları için ölümden dönmesiyle birlikte daha da büyümüştü. Nihayet genç adamın ruhunu caraklara verdiği, yaşama dönmek adına karanlığa teslim olduğu fısıldananlar arasındaydı.

Genç kızın bakışlarını yakalayan Vera eline geçen fırsatı değerlendirmekte gecikmeyerek Ragil'in ayak ucunda duran buhurdanlığı kontrol etti ve hizmetlisine hitaben "Bu bitmiş, suyu da soğumuş. Gidip yenisini hazırla," dedi.

İlk anda odadan uzaklaşacağı için sevinen genç kız hızla öne atılıp buhurdanlığı kapsa da kendisine eşlik etmeyeceğini anladığı Hanımına endişeyle mırıldandı. "Ama Hanımım siz gelmiyor musunuz?"

Önemli değilmişçesine gitmesi için elini sallayan Vera "Ayak işlerini yaparken peşinde dolanmamı beklemiyorsun herhalde," diyerek homurdandı.

"Ben... ama," kelimeler ağzına dolanan genç kız Braga'ya ürkek bir bakış attıktan sonra aceleyle odadan ayrılırken "Merak etmeyin Hanımım. Hemen dönerim," dedi.

Kızın saflığı karşısında dudağı alayla yanağına doğru kıvrılan Vera tamamen yalnız kaldıklarında bakışlarının odağını Braga'ya çevirdi ve "Ortaya çıkma niyetinde olmadığını sanıyordum," dedi.

"Eskiler ne demiş bilirsin Sevgilim. Bir işin doğru yapılmasını istiyorsan kendin yapmalısın." Konuşurken geniş adımlarla yatağın ayakucunda dikilen kadının yanına ilerledi.

Saklı Yıldızın SeçilmişiWhere stories live. Discover now