"Ha? Neden?"

"Montunu giymen için. Hava soğuk ya."

Tadashi'nin yanakları utancından kızarırken "Oh..doğru." diye mırıldanmış ve çantasını uzatmıştı çekingen bir tavırla. Montunu giyerken de teşekkür etmeyi unutmamıştı tabii.

"Senin için sorun olmayacaksa bana gidelim mi? Sadece annem oluyor bu saatte. Bir kafede falan çalışmak dikkat dağıtıcı olabilir diye."

"O-olur. Benim için de daha iyi olur sanırım." derken aslında Tsukki'yle odasında yalnız kalmanın ve annesiyle karşılacak olmanın verdiği gerginliği göz ardı etmeye çalışmıştı.

"O zaman güzel."

Başka bir şey konuşmadan okuldan çıktıklarında Tsukki'nin arkasından ilerlemeye başlamıştı Tadashi, sarışın çocuk bunu fark ettiğindeyse durup ona dikti gözlerini. "Neden arkamdan yürüyorsun?"

"Farkında değildim. Afedersin."

"Benimle böyle olmayı ne zaman bırakacaksın? Gerilmene neden olacak şeyler yapıyor gibi hissediyorum."

"Ha-hayır sen bir şey yapmıyorsun! Özür dilerim böyle hissettirdiğim için. Sadece benimle alakalı bu, senin davranışlarınla alakası yok."

"Diğer ikisinin yanında böyle değilsin, demek ki sorun bende. Ya da yeni arkadaş olduk diye mi?"

"Hem o yüzden hem.." Gerisini söyleyecek cesareti yoktu. Zaten söylemesi de saçma olurdu, o yüzden konunun değişmesini umdu.

"Peki."

"Şey, ne kadar yürüyeceğiz?"

"15 dakika civarı. En başta söylemeliydim, afedersin."

"Önemli değil, hiç fark etmez benim için. Vaktim bol zaten."

"Akşam yemeğine de kalabilirsin istersen. Ya da açsan gidince yeriz bir şeyler."

"Değilim. Akşam yemeğine de kalacağımı sanmıyorum, rahatsız etmeyeyim kimseyi."

"Rahatsız etmezsin, bu düşünce yüzünden kalmayacaksan saçmalama. Zaten annemle abim var sadece."

"Baban nerede?"

"Yok."

Tadashi aldığı cevaptan sonra kabalık yaptığını hissettiğinden dolayı başını eğdi istemsizce. "Üzgünüm, öyle sormamalıydım."

"Sorun değil. Üzerine üzüleceğim bir şey yok."

"Oh..anladım."

Havadan sudan konuşa konuşa eve ilerlemelerinin ardından kapının önünde durduklarında Tadashi derin bir nefes aldı Tsukki kapıyı açarken. İçeri girip hiç tanımadığı biriyle tanışacaktı şimdi ve sakin kalması gerekiyordu garip bir ortama sebep olmamak için.

Annesin"Kei, geldin mi canım?" diyerek kapıya geldiğinde Tadashi'yi görüp kocaman gülümsemişti. "Ah, merhaba."

Tadashi neredeyse bağırır hâlde "Me-merhaba efendim!" deyip hızla öne eğildiğinde kadın bir an neye uğradığını şaşırmış, ama bozuntuya vermemişti.

"Anne, okuldan arkadaşım Yamaguchi."

"Hoşgeldin canım, tanıştığıma memnun oldum."

"Ben de efendim."

Her ne kadar belli etmemeye çalışsa da yüzünün kızarmasını, ellerinin titremesini ya da kekelemesini durduramıyordu. Rezil olmuştu belki de çoktan ve bunun olduğu düşüncesi gerginliğini katlıyordu.

"Biz odaya geçiyoruz."

"Aç mısınız?"

"Hayır."

"Tamam, bir şey olursa seslenirsin."

"Tamam."

Tadashi çantasının kollarını sıkı sıkı tutmuş, Tsukki'nin arkasından gidiyordu. Bir kapıdan girdiklerinde içeriyi inceledi hemen istemsizce.   Herkeste olan gibi bir yatak, masa ve dolap vardı ama en farklı şey, lüks bir sehpanın üzerinde duran pikap ve plaklardı.

"Yatağa ya da sandalyeye geçebilirsin, rahat ol lütfen."

"Tamam.."

Montunu çıkarıp yatağa otururken Tsukki de üstündekilerden kurtulup "Bir dakika." diyerek çıkmıştı odadan. O sırada Tadashi etrafını dikkatle inceledi. Çok düzenli ve sadeydi. Gerçi, Tsukki'nin karışık ya da çok renkli şeyleri sevmediğini çoktandır biliyordu.

"Bugünkü sınavlar nasıldı?"

"Orta geçti her zamanki gibi. Senin?"

"İyiydi. Tam not alırım büyük ihtimalle."

"Ciddi misin? Çok iyi!"

"Teşekkürler. Şimdi, başlayalım mı çalışmaya?"

Tadashi az önceki gerginliğini biraz atabilmişti üzerinden. Kızarmış yüzüne bir gülümseme kondurup başını salladığında mutlu olduğunu hissetmişti. Sevdiği çocuğun yanında olmak onu gerçekten mutlu ediyordu.

loser || Tsukiyama Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu