21

725 91 98
                                    

"Hadi git yanına. Bak hem kaç gündür selamlaşıyorsunuz falan, dün öğlen de yanına geldi. Şimdi sen git."

"Hâlâ biraz utanıyoru-"

"Tadashi hadi ama! Utanarak bir yere varamazsın ki. Bak-" Shoyo'nun sözünü kesen Kageyama olduğunda ikisi de ona dönmüştü.

"Tadashi elindeki şansı utangaçlığın yüzünden kaybetmek mi istiyorsun? Önceden onunla arkadaş olmanın bile imkansız olduğunu söylerken şimdi öylesin ama sen utandığını söyleyip yanına gitmiyorsun. Nereye kadar utanacaksın?"

Kageyama normalde böyle girmezdi araya ama belli ki o bile Tadashi'nin bu huylarını bırakması gerektiğini düşünüyordu artık. Utanıp çekindiğinden dolayı her şeyi kaçırmayı seçmesi iki arkadaşının da hoşuna gitmiyordu.

Shoyo sevgilisinin dediklerine destek çıkarken Tadashi başını salladı hafifçe. "Tamam, gidiyorum."

Kantin sırasında sıkıntıdan ve sinirden ölmek üzere olan çocuğun yanına yaklaşıp "Merhaba." diye mırıldandığında Tsukishima'nın bakışları ona dönmüştü.

"Selam. Yemek mi alacaksın?" derken yanına gelmesi için bir adım kaymıştı. Tadashi onun açtığı yere girerken arkalarındaki kişilerin görmediğini umdu.

"Aslında sıraya kaynak yapmaya gelmemiştim." derken hafifçe gülüp yere indirdi gözlerini. "Sadece selam vermek istemiştim."

"Boşver, sırada beklemek çok sıkıcı zaten. Bugün piyano çalmıyor musun?"

"Biraz başım ağrıyor. Açlıktan diye düşünüp gitmeden önce yemeye karar verdim."

"İyi yapmışsın." derken yandaki sıraya kaynak yapıp herkesin düzenini bozan çocuğa baktığında Tadashi de oraya dönmüştü.

"Shoyo fazla aç olduğu için bekleyemiyor."

Sesi biraz utanır gibi(?) çıktığı için Tsukki ona geri baktı hemen. "Sen niye mahçup oluyor gibi konuşuyorsun?"

"Öyle mi yaptım? Farkında değilim afedersin."

Tsukki cevap vermeden önüne döndüğünde Tadashi sırada ilerleyip en öne geldiklerini yeni fark edebilmişti. Yanındaki çocuk istediğini söyledikten sonra kendisi de söyleyip parasını uzatmıştı.

"Müzik sınıfında yiyeceğim, gelecek misin?"

"Gelirim. Sonra piyano çalacak mısın?"

"İstemezsen çalmam.."

Tsukishima sesli bir nefes verip Tadashi'ye istemsizce sert şekilde bakmıştı. "İstemediğimi söylemedim Yamaguchi. Güzel çalıyorsun, neden istemeyeyim?"

Duyduğu şeyler biraz utanmasına yol açarken gözlerini kaçırdı ondan. "Afedersin.."

İkili uzatılan yemekleri aldıklarında Tadashi çocuğa bakıp ilerlemeye başlamış, Tsukki de arkasından gitmişti. Konuşmadan müzik sınıfına çıktıklarında Tadashi eskimiş olan piyano taburesine oturmuştu.

"Bugün şarkı söylemeyeceğim. Sadece çalacağım." dediğinde Tsukishima başını sallayıp ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra konuşmuştu. "Hiç yarışmaya katıldın mı?"

Sorduğu sorunun üzerine Tadashi başını eğdi hafifçe. "Katılmıştım bir kere. Ama şey..çalamadım."

"Neden?"

"Çok heyecanlıydım, neredeyse kriz geçirecektim."

"Ne krizi?"

"Şey..anksiyete."

Tsukishima'nın tepki vermesini beklerken geçen birkaç saniye içinde dalga geçilmekten korktuğundan dolayı kızmıştı kendine söylediği için. Gerçi, Tsukki'nin bu tür şeylerle dalga geçecek biri olduğunu sanmıyordu ama o anda beyni bunu kavrayamamıştı.

"Anksiyeten olduğunu bilmiyordum." Ters bir şey dememesinin verdiği cesaretle devam etmişti cümlesine.

"Sosyal fobi kaynaklı."

"Sadece utangaçsın falan sanıyordum." dediğinde burukça gülümsedi Tadashi. "Keşke öyle olsaydı."

"O zaman.." Birkaç saniye beklemişti devam etmek için. "Eğer yanlış bir şey söylediysem şimdiye dek, kusura bakma."

Tadashi'nin gözleri şaşkınlıkla açılırken göğsünde yayılan hisse engel olamamıştı. Tsukki'nin aslında ne kadar iyi biri olduğunu biliyordu, şimdi böyle bir şey duymak da desteklemişti düşüncesini.

"Ö-önemli değil. En azından dalga geçmiyorsun."

"Dalga geçilecek neyi var?"

"Bana kalsa bir şeyi yok ama bazı insanlar öyle demiyor.."

"O bazı insanların beyninin olmadığı aşikâr. Her şeyle dalga geçen hayatsız insanların düşüncelerini takıp da bunun dalga geçilecek bir şey olduğunu düşünme."

Tadashi yüzündeki oluşmaya başlayan gülümsemeyi fark etmezken hafifçe titreyen elini bacağına bastırıp başını salladı. "Tamam, düşünmem."

Bu konuşmadan sonra sessizce yemeklerini yemişlerdi. Şimdiyse Tadashi ezberlediği notaları aklında tekrar ediyordu düzgünce çalabilmek için.

Sonunda hazır hissettiğinde derin bir nefes aldı ve tuşlara yerleştirdi parmaklarını. Onu izleyen birinin olması çok gericiydi, üstüne bir de sevdiği çocuktu bu. Yanlış bir şey yapmaktan korkuyordu fazlasıyla.

Çalmaya başladığında Tsukishima dirseğini yanındaki sıraya, yanağını da avcunun içine dayadı daha rahat olmak adına. Hem böyle yapınca biraz daha yan durmuş olduğu için çocuğun yüzünü az da olsa görebilmişti.

Piyanoyu oldum olası sevmiş, ama çalmayı denememişti. Doğrusu, okulda piyano olduğunu bile bilmiyordu kısa bir süre öncesine kadar. Müzik dersi almadığından dolayı bu sınıfa gelmemişti hiç.

Tadashi'nin çalışı da gerçekten çok güzeldi, belli ki çok emek vermişti bu noktaya gelebilmek için. Buna rağmen çalışını insanlara dinletemeyişi üzücüydü. Doğrusu, Tsukishima da bunu duyamadığı zamanlar için üzülmüştü biraz. Her öğlen sınıfının aptal gürültüsünü çekmektense buraya gelip rahatça oturabilirdi. Hem, Tadashi'yle daha önce tanışmış olurdu.

Biteceğini fark ettiğinde iyice kulak kabarttı sonunu duyabilmek için. Bir daha çalıp çalmayacağını bilmiyordu, çalmayacaksa tadını çıkarmalıydı şimdi.

Çocuğun parmakları hareketini kestiğinde birbirlerine baktılar. Tadashi bir şey demek istemiş, ama kelimeleri ağzından atamamıştı çünkü karşısındaki çocuğun ona gülümseyerek bakması kalbinin ritmini hızlandırmış ve karnının kasılmasına neden olmuştu.

"Çok güzeldi."

Hem gülümseme hem iltifat almanın verdiği hisle sesinin titremesine ve kekelemesine engel olamayarak yanıtladı onu. "Te-teşekkür ederim."

"Bir daha çalacak mısın?"

"İstersen çalabilirim."

"İsterim."

Tadashi heyecanla baktı ona farkında olmadan. İlk kez değildi birinden destek görmesi. Ama bunun sevdiği kişi tarafından olması..çok farklıydı.

Gecikme için üzgünüm

Umarım sevdiğiniz bir bölüm olmuştur<3

loser || Tsukiyama Where stories live. Discover now