//6\\

338 14 0
                                    

Sınıflarının önüne gittim ve çıkmasını bekledim. Bekledim ve çıktı. Duvara yaslanmıştım. Gözleri açılmıştı. Gözbebekleri büyümüştü.
"Biraz konuşabilir miyiz? " diye sordum. Yanındaki arkadaşı da onun kadar şaşkındı. Ve diğer herkes onlardan daha şaşkındı.
"Tabii" dedi ürkek bir sesle.
Sonra arkadaşına bir şey fısıldadı. Sanırım sen git sonra görüşürüz gibi bir şey.
Sonra koridorun boşalmasını bekledim o da yere bakıyordu.
"Yüzüme bakar mısın lütfen " dedim. Çekingen tavırları vardı.
"Ne hakkında konuşmak istiyorsun? " diye sordu bu sefer kendinden emin bir ses tonuyla.
"Seni daha yakından tanımak istiyorum."dedim.
"Neden? "
"İlgimi çekiyorsun"
"Ne demek ilgimi çekiyorsun?"
"Kötü bir amacım yok Gülce. Niye böyle tepki veriyorsun ki."
"Seni iyi bir şekilde tanımıyorum ama kim olduğunu biliyorum. "
"Pekala. Öncelikle seninle tamamen iyi bir niyetle konuşuyorum. Sadece tavırların ya da anlayamadığım bir şekilde hoşuma gidiyorsun..."
İşte söylemiştim. Bunu söylememle irkilmesi bir oldu. Hadi be güzelim kendine gel.
...
"Rıfat ben sana inanmıyorum. " dedi.
"Neden daha demin beni iyi tanımadığını söylemiştin. "
"Evet ama ya benimle oynuyorsan?" "Beni tanımıyorsun."
"Sen de beni"
"İşte bu yüzden seninle konuşuyorum."
Uzun bir süre yüzüme baktı. Gözleri parıldıyordu.
"Benim hakkımda ne bilmek istiyorsun? " dedi.
"Alacaklıymışım gibi davranma bana. Sen ne anlatmak istiyorsan onu."
"Bir yere oturabilir miyiz?" diye sordu.
"Tamam. Okul bahçesine ne dersin?"
"Hayır. Bizim sınıf bomboş oraya otursak?"
Olur anlamında kafamı salladım.
Sınıflarına gittik.
Herhangi bir sıraya oturdu ben de onun önüne oturdum.Anlatmaya başladı.
"Gerilim kitaplarını ve filmlerini severim. Sanatla da ilgileniyorum ama resim yapamam. Yani estetik görüş açıları, bilirsin işte okulda portlerin var. Bence sen iyisin bu konuda."
"Teşekkür ederim. Eee başka? "
"Beraber yaşaması zor biri olabiliyorum. Yani demek istediğim iyi biri değilim. Kötü biri de değilim. Yararım da zararım da kendime. Kimseyi tam anlamıyla sevmiyorum ve gelecekte acayip zengin olmayı planlıyorum."
"Kimseyi derken ?" diye sordum.
"Annem ve babama minnet duyuyorum sonuçta gelir kaynağım onlar arkadaşlar ise menfaat ilişkisi."
"Hiç sevgilin oldu mu?"
"Hayır yani ben beceremem öyle sevgili işlerini ya da gönül işlerini."
"Peki benim sevgilim olur muydun?"
"Fazla ileri gitmiyo musun Rıfat!"
"Cevapla..."
"Hayır ya da o anki ruh halime bağlı. "
"Benim hakkımda ne düşünüyorsun?"
"Gizemli ve sert çocuğu oynuyorsun evet başarılı ve yeteneklisin kendince ama kimseye göstermediğin bir yanın var gibi onun için seni iyi tanımayanlar doğal olarak sana güvenemiyor. Ama herkesi istediğin gibi yola getirsin." dedi.
Etkilendim. Gözlerinin içine bakmak hoşuma gidiyordu.
"Ne tarz müzikler dinlersin?"dedim
"Popüler kültürden uzak hoş bi şeyler. "
"Mesela?"
"Beyoncé gibi evet kadın çok biliniyor ama kimse onun olağanüstü sesini,kliplerini veya sahne performanslarını fazla göz önünde tutmuyor."
Neden bu kadar sanki içimden biri gibi konuşuyordu?
"Etkilendiğin bir şeyler var mı?"dedim.
"Bilmiyorum. Bilimsel deneyler olabilir. "
Sonra sınıfa bir grup kişiler girdi. Gülce'nin Yanakları utançtan pembe gibi olmuştu. Sanki Şeftali Pembesi.
"Utanınca yanakların şeftali pembesi oluyor."dedim.
"Öyle mi oluyor. " dedi fısıldar bir şekilde.
Sonra beraber sınıfın dışına çıktık.
"Bak Gülce nerdeyse zil çalmak üzere ve ben hala senin bir şeyler anlatmanı istiyorum. Umarım gözüne sahtekar biri gibi gelmemiştir söylediklerim. Çünkü ben açık bir insanım. Her şeyi açık açık söylerim."dedim.
"Hayır sadece her şey çok hızlı oldu. Anlamıyorum."dedi
"O zaman tekrar görüşür müyüz?"diye sordum.
"Görüşürüz."dedi,gülümsüyordu.
Ben de gözlerinin içine bakarak gülümsedim.

Bugün eve keyifli bir şekilde gittim. Kafamda Gülce vardı. Yanımda ise Gülce'nin bana anlattıklarının vücut bulmuş hali. Anlattıkları uzun boylu Alman bir kadına benziyordu. Üzerinde kırmızı puantiyeli beyaz bir elbise. Saçları beyaza yakın bir sarı ve gözleri açık bir yeşil. Bembeyaz bir teni vardı bu kadının. Kan kırmızısı bir ruj sürmüştü. Ve Beyoncé gibi şarkı söylüyordu. Eve gittiğimde ise bu kadını tuvale çizdim. Fırçalarmı iç çamaşırıma sıkıştırdım. Ve hayal ettiğim gibi boyadım.

Gülce ben de garip bir şey hissettiriyordu. Sanki gün batımında hissettiğim şey gibi.

Sometimes The Shit Breaks You Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin