//2\\

454 17 1
                                    

Bir teselli arıyorum
Biri Güneş biri Ay olan gözlerinden

Geçmiyor ya,saatler geçmiyor diye sızlanıp duruyordum ki sınıfın kapısı çalındı. İçeri daha önce görmediğime saştığım bir kız girdi. Tuhaf...
"Hocam konferans salonunda öğretmenler toplantısı var. Müdür bütün öğretmenleri orda istedi."dedi rahat ve biraz kalın sesiyle.
"Tamam kızım" dedikten sonra Erhan hoca bize dönüp soruların hepsini o yokken çözmemizi istedi.
Kızla göz teması kurmaya çalıştım. Yüzünü gizler gibiydi. Sonra seri adımlarla sınıftan çıktı.
Erhan hoca sınıftan çıktıktan sonra keyifle sırama yayıldım.
Çetin ve Arzu da önümdeki sıraya oturdular. İkisinin de surat ifadesi neşeli gibiydi.
"Öğle arası ne yapıyoruz?" diye sordu Arzu.
"Bilmem daha 2 ders var."dedim ben de.
"Çetin" dedim ama takmadı.
Tek kaşımı kaldırdım.
Daha sonra o da kaşlarını çatarak bana baktı.
"Bozuk musun bana sen?" diye sordum.
"Hee bozuğum."
"Bozuk Çetin"
"Bozan Rıfat"
"Siz ikiniz çok tuhafsınız" dedi Arzu.
"Hadi dışarı çıkalım."dedim.
Koridorun sonundaki merdivene yürümeye başladık. Yine o kızı gördüm. Garip bi şekilde beni kendine çekiyordu. Gizemi hoşuma gidiyordu. Sonra yanına bir arkadaşı geldi. O anda merdivenden iniyorduk. Çetin'e döndüm.
"Kim bu kız?"
"Hangi kız?"dedi
"Şu sınıfa gelen"
"Bilmem 10'lardan biridir."dedi
Arzu kızlar tuvaletine gitmek için yanımızdan ayrıldı. Biz de bahçede boş olan banklardan birine oturduk.
"Ya hoca gelirde bizi yok yazarsa" dedi Çetin.
"Yok be olum. Yazarsa yazsın."
"Umrunda değil dimi"
"Umrumda değil."dedim.
Sonra o telefonuna yumuldu. Ben de etrafa bakındım.
Sessizlik.
Yalnız olmayı severdim ama kalabalıkta kaybolmayı da severdim. İnsanları sevmezdim ama onları izlemeyi severdim. Her halleriyle.
Arzu'da yanımıza geldi. Çetin'in yanına oturdu.
"Rıfat o sorduğun kız 10 B sınıfındaymış adı da Gülce."dedi Arzu.
"Öyle miymiş?"dedim umursamaz olmaya çalışarak.
Demek Gülce. Ne farklı bir isim.
Bugün eve gidene kadar okulda onunla karşılaşmayı umdum. Ama karşılaşmadık. Neden aklıma gelip duruyordu ki.
Gülce. Beynimi işgal etmesine izin veremem.
Gülce. Anlamıyorum. Ama boşver dedim kendi kendime. Gülce.
Eve gittim. Annem mutfakta yemek yapıyor olmalıydı. Ben geldim diye söyledim. İçerden bi hoşgeldin sesi geldi. Annemle babam 5 yıl önce ayrılmışlardı.
Yani annemin süren 5 yıl bir kaprisi vardı. Bunun için normal bir ana-oğul değildik.
Odama geldikten sonra üstümü değiştirdim. Ellerimi yıkadıktan sonra kendimi yumuşak yatağıma attım. Müthiş uykum geliyordu.
Kalktığımda falan saat 4 gibiydi. Aklıma Gülce geldi. Mutfağa gittim. Dolaptaki suyu çıkarıp kafama diktim. Gülce. Sonra odama gidip masama oturdum masa lambasını açıp bugün olan derslerin ödevlerini yaptım. Sonra internete girdim. Gülce.
İnternette de pek bir sey yoktu.
Sonra onu araştırma fikri geldi aklıma. Ama hayır yapmak istemiyorum. Sonuçta sıradan bir kız işte. Gülce.
Yüzünü hatırlamaya çalıştım.
Yanakları toparlaktı. Elmacık kemikleri hafif çıkık sayılırdı. Uzun bir burnu vardı. Yuvarlak ve dolgun dudakları,kiraz rengindeydi sanki. Gözleri ela gibiydi. Saçları da açık kahverengi. İşte ortalama güzellikteki normal bir kız. Niye aklıma geliyordu ki?
Bu duruma iyice gıcık olmaya başladım.
Gülce. Gülce. Gülce. Gülce.
...
Yatağıma geri döndüm. Uyumaya çalıştım çünkü düşünmek istemiyordum.

Sometimes The Shit Breaks You Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin