21. Bölüm

5.7K 753 1.4K
                                    

Aaaaa kim geri gelmişşş 😌😋💃

Üzgünüm üç hafta mı ne olmuş. neden bu kadar geciktiğimi bölümün sonunda anlatırım. lütfen kızmayın 😔

Şarkıları ne zaman açacağınızı söylemicem zaten okuyunca anlarsınız aşklarım. ikisini de dinlemeyi unutmayın😽

Btw 41k için çoooooook teşekkür ederim 😭😭😭

İyi okumalar 💘

~~~

"Bugün Tonio'nun maçı var. İzlemeye kalacak mısın?"

Jimin kahvesinden küçük bir yudum aldıktan sonra kafasını salladı. Aslında bir an önce okulun bitmesini ve Jeon'a gitmeyi istiyordu. Cumartesi harika bir akşam geçirmişlerdi. Jimin onu yeniden görmek için sabırsızlanıyordu. Bu aşırı heyecanının asıl nedeni ise Jeon'a çizimlerini gösterecek olmasıydı. Ona kalsa pazar günü uyanır uyanmaz genç adamın kapısına dayanırdı ancak çok ödevi olduğundan ve ödevlerini bitirdikten sonra yorgun düştüğünden dün Jeon'a gidememişti.

Yine de Tonio'nun maçını izlemek için kalacaktı. Basketbolu ciddiye almadığını biliyordu ama buna rağmen arkadaşının yanında olmak istiyordu.

Bu yüzden "Tabi ki kalacağım." diye cevapladı Robin'in sorusunu.

"Tonio çok sevinecek!"

Jimin, arkadaşının bir çocuk gibi sevinmesine gülmeden edemedi. Keyfi o kadar yerindeydi ki göz göze geldiği her yabancıya gülümsüyordu. Tıpkı eski Jimin gibi.

Ders birazdan başlayacağı için Robin ayaklanıp sarı eteğini eliyle temizledi. Jimin de bitirdiği kahve bardağını merdivenlerin yanında duran çöpe atıp Robin'in peşine takılmıştı. Dersler çabucak geçiyordu sanki. Jimin zamanın nasıl bu kadar çabuk geçtiğini bir türlü anlayamamıştı. Belki de keyfi yerinde olduğundan böyle hissediyordu. Ondaki bu değişiklik, neşeli hâline geri dönmesi, yine herkes tarafından fark edilmişti.

Okul çıkışında yapılacak olan maçı izlemeye Jimin'in beklediğinden daha çok kişi katılmıştı. Neyse ki Robin en önden iki koltuk kapmıştı. Muhtemelen Tonio'dan daha heyecanlıydı.

"Soyunma odasına gidelim mi? Ne yapıyor bi' bakalım."

Bu fikir Robin'in hoşuna gitmişti. Çantalarını oturdukları koltuklara bıraktıktan sonra birlikte soyunma odasının yolunu tuttular. Oldukça gürültülüydü ve herkes birbirini cesaretlendirmeye çalışıyordu. Robin, Tonio ile göz göze geldiğinde kocaman gülümsedi. Tonio hemen takım arkadaşlarının yanından ayrılıp dışarı çıkmıştı.

"Ne yapıyorsunuz burada?" Sesi oldukça keyifliydi.

"Şans dilemeye geldik."

Robin uzun kollarını sevgilisinin boynuna sarıp dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Jimin neden olduğunu bilmediği bir şekilde utanmış, kafasını aceleyle başka bir yöne doğru çevirmişti. Sanki daha öncesinde hiç öpüşen sevgililer görmemiş gibi davranmıştı ve bu hareketine kendisi de bir anlam verememişti.

"Hey!"

Tonio ona seslendiğinde yüzüne sevimli bir tebessüm yerleştirip arkadaşına döndü. Ensesini kaşırken "Bol şanslar." demişti.

JeonWhere stories live. Discover now