ŞÜPHELER

888 45 4
                                    

Ozan'ın evine gitmeden ilk önce kendi evime gittim ve üstümü değiştirdim. Şık bir kıyafet almıştım geçen gün. Onu giydim.

Altıma buz mavisi ince bant kalın topuk bir ayakkabı giydim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Altıma buz mavisi ince bant kalın topuk bir ayakkabı giydim. Çantamı krem tonlarında tercih ettim. Saçlarımı dalgalı ve salık bıraktım. Önden sarkan perçemlerimi maşayla kıvırıp yana attım. Hafif pembe bir ruj ve yorgunluktan stresten yüzümde çıkan ufak sivilceler için kapatıcı sürdüm.
Daha sonra evden çıktım ve taksi bekledim. Ozan'ın evine doğru yol aldım.

Yaklaşık on beş dakika sonraları Ozan'ın evindeydim. Kapının önünde durup yansımadan kendime baktım. Bugün kendime aşık olacak kadar güzel olmuştum.
Zili çaldım. Ozan ikinci çalışta açtı.
"Ozan." dedi gülümseyerek. Hafif cilve yapıyordum.
"Hoşgeldin ve çok güzel olmuşsun. Aşırı." dedi beni baştan aşağı süzerken.
"Teşekkür ederim. İçeri almayacak mısın beni?" dedim.
Eliyle buyur temsili bir hareket yaptı.
İçeri girdim. Bu ev bizim hayalimizdeki evdi. Birkaç defa buraya gelmiştim. O kadar güzel ve her şey istediğim gibiydi ki. Ozan'ın aradan yıllar geçse de hala bunları hatırlıyor olması beni mutlu ve değerli hissettiriyordu.
"Ozan ya, bu eve her geldiğimde içimi bir huzur kaplıyor. Mutlu oluyorum."
"Çünkü senin zevkinde." dedi arkamdan sarılıp yanağımı öperken.
Yine kocaman gülmeye başlamıştım. Maalesef, ben bu adama akla zarar bir şekilde çok aşıktım.
"Madem geldin bir yerlere gidelim mi?"
dedi.
Aslında buraya Ozan'la bu şirket meselesini konuşmaya gelmiştim. Ama öyle teklif sununca geri çeviremedim tabi. Ve güzel bir lokantaya gittik.
Bu seferki daha güzel ve daha şıktı.
"Ozan her beni bir yere getirdiğinde kademe mi atlayacaksın böyle ha?" dedim.
"Valla öyle sanırsam." dedi.
Güldüm. Yine manzaraya yakın bir masada oturduk. Bu sefer yemekleri bana seçtirdi. Çam fıstık tabanlı fesleğenli bir biftek seçtim. Ve en sevdiğim şey olan tatlıdan yeşil elmalı cheesecake seçtim. Yemeklerimiz geldi. Yemeye başlayınca konuya girdim.
"Ozan..Sana bir şey söylemek istiyorum."
"Söyle sevgilim."
"Hani şu şirket olayı vary.." lafımı kesti.
"Esra tadımız kaçmasın." dedi.
"Dur, öyle değil. Ben istifa ettim."  dedim.
Yüzünde bir rahatlamışlık sezdim. Gerçekten neden bu kadar orda çalışmamı istemiyordu ki? Bunun tek nedeni Hakan mıydı?
"Ozan..Bir şey daha soracağım."
"Sor."
"Neden orda çalışmamı istemiyorsun?"
"Çünkü orası senin için uygun bir yer değil. Gerek insanları gerek iş. Ayrıca orası bizim rakip şirket. Sen benim sevgilimken gidip o Hakan herifinin şirketinde çalışmanı kendime yediremiyordum. Bunun için."
"Ozan Hakan kim? Ne yaptı sana?"
"Hiçbir şey." dedi çatal ve bıçağı tabağa sertçe vururken. O kadar sert vurmuştu ki tabağın yanında çatlak oluşmuştu. Hızla ayağa kalktı ve "Ben lavaboya kadar gideceğim. İzninle." dedi ve gitti.
Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle Ozan ve Hakan arasında bir şey olmuştu. Ozan bu kadar sinirli biri değil. Bir şey olmuş olması lazım. Kesinlikle. Ve benim bunu er ya da geç öğrenmem gerekti.

WELCOME HOME | EsZanWhere stories live. Discover now