TANIŞMALAR

1K 44 10
                                    

Çağla Hanım'ın yanına toplantı odasına gittim. Bir çok kişi daire masanın etrafına oturmuş testlerinin sonuçlarını ve işe alınıp alınmayacağını tartışıyordu. İçeri girdiğim gibi tüm dikkatler üzerime çekildi.
"Hoşgeldin Esra. Otursana." dedi Çağla Hanım boş koltuğu gösterirken.
"Çağla Hanım ben testi geçtim mi?" diye soruverdim oturmadan.
"Ne acelen var Esra? Otur konuşalım."
"Çağla Hanım sadece sonucumu öğrenip gitmek istiyorum."
"A-a bir sıkıntı mı var?"
"Hayır, hayır yok."
"Peki, en yüksek notu alan sendin Esracım, verdiğin cevaplar, bilgilerin özellikle CV'in bizi çok etkiledi. Yarın seni şirketimizde görmekten mutluluk duyarız." dedi gülümseyerek.
Tatlı bir kadına benziyordu.
"Teşekkürler Çağla Hanım. Yarın mutlaka burada olacağım. Şu an gitmem gerek. Kusura bakmayın."
"Sorun değil, yarın görüşürüz."
"Görüşürüz, görüşürüz arkadaşlar." dedim ve kapıyı açtım.
Ozan'ı dibimde görmem bir oldu.
Bana doğru sinir öfkeyle baktı.
Bana karşı hissettiği tek şey öfkeydi, yapma Ozan. Ben sana hiçbir şey yapmadım. Hep kendin kötü gösteriyorsun. Kendini. Beni. Bizi..

"Aa Ozan, seni en yüksek puan alan adayımız ile tanıştırayım. Aday sayılmaz gerçi bu beceriyle. Yarın hangi alanda çalışacağına dair düzenlemeler yapmaya başlarsak iyi olur. Böyle yetenek zor bulunur valla." dedi Çağla Hanım.
"Teşekkürler Çağla Hanım." dedim ona doğru gülümsemeyle.
"Öyle mi? Ne güzel. Yarın görüşürüz o zaman. Esra. Hanım." dedi Ozan imalı imalı.
"Görüşürüz. Ozan. Bey." diyip odadan çıktım.
Bu neydi şimdi? Herkesin içinde bana imalı imalı şeyler söylüyor. Esra. Hanım. Daha başlamadan zehir etmeye başladı bile. "Ama kaçak dövüşmeyeceğim Ozan Korfalı. Bana istediğini yap yine de pes etmeyeceğim. Her şey yeni başlıyor. Dediğim gibi."

Şirketten çıkıp bir taksi buldum. Bu sefer dün gibi değildim. İşe erken geldiğim için taksi otobüs olaylarını vaktinde halledebiliyordum.
Taksiye binip yolu izlerken telefonum çalmaya başladı. Arayan Elif'di.
"Ahh kahretsin ya! Ben bu kıza söz vermiştim buluşuruz diye."
Telefonuma bakıp açıp açmamak arasında kaldım. Ama açmamam ayıp olurdu. İstemeyerek de olsa yanıtladım.
"Alo Elifcim."
"Esra Abla naber nasılsın?"
"İyiyim canım, eve gidiyordum."
"Eve mi? İşten yeni mi çıktın? Bugün izinli olduğunu söylemiştin."
Ne diyeceğim şimdi?
"Ahh canım benim öyle iş yerinde iş çok varmış iznim iptal edildi haftaya ertelendi." diye yalan söyledim.
"Hmm, buluşalım diyecektim."
"Biliyorum, biliyorum bebeğim. Bende seni arayacaktım zaten şimdi. Bu seferlik böyle olsun Elif yoruldum gerçekten. Haftaya telafi edeceğim söz." dedim.
"Sorun değil haftaya görüşürüz."
"Görüşürüz canım, görüşürüz." diyip telefonu kapadım.
Sanırım bir yükten kurtulmuştum. Şu anda dışarı çıkıp kafelerde mutlu kız rolünu oynayamazdım.
Ozan'ı kafamda çıkaramadığım için zihnen yorgundum. Bana kelimeleriyle zarar veriyordu Ozan. Pardon Ozan Bey..

Hikaye nasıl gidiyor beğendiniz mi? Bu arada 100 okura ulaştık. İlginiz için minnettarım. Oy ve yorum bırakmayı unutmayın 💕

WELCOME HOME | EsZanWhere stories live. Discover now