HESAPLAŞMALAR

1K 43 3
                                    

"Aa Hoşgeldin Esra." dedi Çağla Hanım beni kapıda görünce.
"Hoşbulduk Çağla Hanım."
"Çok güzel olmuşsun. Elbisene bayıldım." dedi beni baştan aşağı süzerken.
"Teşekkürler sizde çok şıksınız."
"Gel seni Ozan'ın yanına götüreyim. Biz senin hangi departmanda yer alacağına dair hesaplar yaptık. Eminim çok seveceksin." dedi.
"Tabi, olur. Meraklandım açıkçası."
"Hadi gel."
Çağla Hanımla koridorda Ozan'ın odasına giderken Ozan kapıdan çıkıp bizim tersimiz yöne doğru ilerlemeye başladı.
"Ozan! Bak kimi getirdim sana." dedi Çağla Hanım Ozan'a doğru adımlarını hızlandırırken.
"Esra. Hoşgeldin." dedi Ozan.
Yüzüme ifadesiz bakıyordu. Her zaman böyle bakıyorsun Ozan. Kalbinin kötülüğü yüzündeki gülümsemeyi soldurmuş.
"Hoşbulduk Ozan Bey." diyebildim gülümseyerek.
"Hadi o zaman ben açıklayayım artık." dedi Çağla Hanım sözlerine başlarken.
"Esracım işine Pazarlama bölümünde müdür olarak işine devam edeceksin."
"Evet biraz da benim asistanlığımı yapacaksın. Feraye ve Pınar gibi. Burası çok ciddi bir kurum Esra. Yanlış bir şey bu şirketteki serüvenini bitirebilir. O yüzden iyi analiz et. Sana verilen görevleri eksiksiz yerine getir. Ve.. Ve bazı kurallarımız var. Şirket içersinde fazla arkadaşlık samimiyet veya cinsel ilişkilere kesinlikle toleransımız yoktur. Saatinde gelmeye dikkat et her zaman." dedi Ozan nefes almayarak kelimeleri yüzüme sertçe vururken.
"Evet Esra bunlara dikkat et." dedi Çağla Hanım. "Bu arada," dedi cebindeki kartı çıkarırken "Bu senin buraya giriş ve buranın bir çalışanı olduğuna dair bir belge diyebiliriz. İşe giriş çıkışları bu karttan yapıyoruz. Ve bunu sakın ama sakın kaybetme. Kaybedersen şirket büyük zararlara uğrayabilir Esra."
Kartı elime doğru uzattı.
Esra Erten.
Pazarlama Yöneticisi.
Ve fotoğrafım.
Kartı boynuma astım ve ikisine de teşekkür edip bana ayrılan yere oturmaya yöneldim. O sırada Ozan beni sesiyle durdurdu.
"Esra. Uluslararası İlişkiler bitirmiştin değil mi?" dedi sanki bilmiyormuş gibi.
Evet. Adı soyadı kadar iyi biliyordu.
"Evet." dedim.
"O zaman Uluslararası İletişim bölümüme de arada bakarsın. Ve yurtdışı toplantılarında benimle geleceksin. Ne de olsa C2 seviye İngilizcen var değil mi?"
"Evet. Var. Siz yeter ki isteyin ben yurtdışında size asistanlıkta yaparım, pazarlama bölümünü de yönetirim, uluslarası ilişkilere de bakarım. Hatta böyle olmasın ben gideyim bir sene yazılım üzerine master yapayım, burda yazılımcı olarak da çalışayım. Ne dersiniz? Ozan. Bey?"
"Ha yok. Ona gerek yok. O senin işin değil." dedi arkasını dönüp giderken.
"Çattık ya! Burnumdan getirecek. Ama pes etmek yok."
Arkamı dönüp yerime oturdum. Önümde zibilyon tane dosya ve kargo vardı. İlk günden.
"Ah Esra. Gelmişsin. Bu kargolar yurtdışından geldi. Galiba uluslararası ilişkiler bitirmişsin sen. Bu bölüme de bakacaksın Ozan Bey'in talimatı. Alttakiler pazarlama raporları. Gelen restoranların incelenmesi için onları Çağla Hanım'a götüreceksin. Üsttekiler de uluslararası iletişim. Onların raporunu çıkaracaksın. Öğlen de Musa ve Koray ile birlikte Nişantaşına gidip oradaki şirketlerle bir rapor imzalayacaksınız. Ve gelip Ozan Bey'e getireceksin." dedi.
Şaka mı bu? Ben daha yeni geldim, bu fazlaydı. Çok fazlaydı.
"Feraye Hanım. Ben daha yeni geldim bunların hepsini nasıl tek başıma yapacağım?" diyebildim.
"Çınar Bey bakacak ve yardım edecek sana. Sen şu raporları 2,5 saat içersinde çıkar yeter Esra. Lütfen hadi."
"Tamam peki."
Şaka gibi bir durumdu. Önüme dönüp kargoları açmaya başladım.
"Bu ne ya. Bana gıcıklık olsun diye bütün işleri bana yığmış. Bilmem mi ben seni. Şuna bak. Ya ben uluslararası ilişkiler bitirmişim ne işim var acaba pazarlama bölümünde? Ne işim var acaba? Ayrıca sözde yöneticiyim. Neden hepsini ben yapıyorum?" diye söylendim.
Bir dakika! Ben yöneticiyim. Neden ben yapıyorum? Versene elemanlarına onlar yapsın.
"Sen kiminle dans ediyorsun Ozan efendi?"
Bütün raporları aldım ve arkamdaki çalışanlara dağıttım. Kartlıklarına bakarak departmanlarına göre görevlerini veriyordum.
"Hakan sen bunları Çağla Hanım'ın odasına götürüyorsun. Hadi bak kadın seni bekliyor. Şule sen şu raporu inceleyip imzalıyorsun. Gaye sende şu üçünü. Bunları sonra Feraye Hanım'a teslim ediyorsunuz." Pazarlama bölümünden ayrılıp tabelalara bakarak üst kattaki uluslararası ilişkiler bölümüne girdim.
"Merhaba arkadaşlar ben yeni pazarlama müdürünüz Esra Erten. Bu bölümün yöneticisi kimdir acaba?"
İri yarı bir adam elini kaldırıp"Benim" dedi. Kartlığına baktığımda isminin Musa olduğunu öğrendim.
"Musa Bey şimdi siz alın bu  raporları arkadaşlara da dağıtırsınız. İnceleyip imzalanması için Nişantaşındaki şirketlere gidiyorsunuz. Yanlız bunu 2,5 saat içinde yapmanız gerek çok hızlı olun. HAYDI TEMPO TEMPO. SIZ MILENYUM SOFT VE OZAN KORFALI'NIN ASKERLERISINIZ. HAYDI GOREYIM SIZI KOLAY GELSIN." dedim ve aşağı kata inip derin bir oh çektim.

Biri çok inatçı biri de aşık. Kalırım aşk mantık intikam arasında..

WELCOME HOME | EsZanWhere stories live. Discover now