57.BÖLÜM: OKULDAKİ KAOS

805 32 5
                                    

Bir ayna dikilmişti karşıma. O aynada kendimle bakışırken, hiç de iyi şeyler olmayacağının göstergesiydi belki de. Neydi bana anlatılmak istenen, bunun cevabını bulmaya zorlarken kendimi, o anda yansımamın arkasında bir çok insan belirdi.

Bakışlarım ağır ağır, arkamda toplanmış kalabalığa kaydığında herkesin bana küçümseyici bakışlarıyla dolu bir sahne sunulmuştu önüme. Herkesin ağzından çıkan bir söz bir diğerine ekleniyordu. Bir diğeri de bir diğerine derken, bütün sesler birleşmiş, beynime adeta en büyük işkenceyi ediyordu.

Kendine gel kızım.

Kendine gel ve dik dur. Sen değilmiydin, en büyük hatam bile olsa iyiki sevdim onu diyen. Şimdi kendine gel ve sevgi ilişkiyi, öğretmenlere yasak gören geri kafalılara göster gerçek aşkı.

Kendime gelmeliyim.

"Oha artık orosbuya bak sen!" Tam dibimde gelen sesle ışık hızında bakışlarım o kıza kaydı. Çoktan müdür ve bir kaç öğretmen sahneye koşup, duran fotoğrafı kaldırmak için çabalıyorlardı. Bu kez yüzüme doğru gelen ani sıcaklıkla dolan gözlerimin yerine bu kez öfke kapladı. Ağlamak gibi bir his içimde kalmamıştı. "Sevmek orosbuluksa koluna taktığın sevgilinle sende orospusun o zaman yelloz!!" Tam önümde beliren Özge yüzüme hiç çekinmeden, orosbu diyen kıza bağırıp atağa geçmişti ki, onun yanında beliren Çağlar hemen Özgeyi tuttu.

Ağır ağır bakışlarım Çağlara kaydığında, sanki oda bu anı bekliyormuş gibi bana hala şaşkınlıkla bakıyordu. Şaşkınlıktan ziyade bakışlarında kırgınlık vardı.

Sonuna kadar haklı. En yakın arkadaşına söylemedin sonuçta.

Haklısın.

"İnsanların özel hayatı ne zamandan beri bizi ilgilendiren konu oldu!!!!"

Ve işte beklediğim o ses.

Mikrofonu eline almış, herkesin küçümseyici bakışlarına ve kenarda durmuş beni zevkle izleyen Eylüle doğru bağıran müdürle, neredeyse şaşkınlıktan şurda bayılacaktım. Aynı etki Eylülün üzerinde de olmuş gibi oda afallamıştı okul müdürün böyle birşey söylemesine karşı. "İnsanların özel hayatını bize sunan Eylül Acar! Şuan Öğretmenin seni dava etse en fazla iki yıl hapis cezası alırsın, bunu biliyormuydun?" Kendini dizginlemeye çalışıyordu müdür, ama bu pek de işe yaramıyordu.

Bakışlarım ağır ağır, sahneye yansıtılan fotoğrafımıza kaydığında, onun orda olmadığını gördüm. Biraz olsun rahatlasam da herkesin görmüş olma gerçeği açısından rahatlayamıyordum. Sahnenin arkasından çıkan Buğrayla, onun o fotoğrafı kaldırdığını anladım. Yüzünde ki ifadeyle aniden bedenimden geçen ürpertiyle kalbim depar atarmışcasına çarpmaya başladı. Kendinde değilmiş gibiydi.

Hemen müdürün yanında yerini alıp bakışlarıyla bana dönmesiyle artık olduğum yerde gömülmek, bir daha hiç çıkmak istemiyordum. Kaşları öyle bir çatılmıştı ki kısılmış gözleri ve iki yanağından da belirginleşmiş elmacık kemikleriyle korkutucu görünüyordu. Zaten herkesin bakış açısında ben varken, onun bana dönmesiyle öğretmenlerde bana dönmüştü.

Şimdi belki de yerimde başkası olsa çoktan ağlayıp kaçmıştı buradan.

Ama ben öyle yapmayacağım. Ben onu hata olarak görmüyorum. Evet yasak diye lanet olasıca bir kelime vardı aramızda. Herkes de tutturmuş yasak aşk, yasak ilişki diye ama, bunun yasakla bir alakası yoktu. Belki hikayemiz yasakla başlamıştı, ama bizim sevgimiz o yasağı bir hiç yapmıştı. "Sakin ol." Yanımda beliren Özgeyle bir an biraz olsun rahatlasam da hala sahneden beni bakış açısına alan Buğra da idi gözlerim.

YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔Where stories live. Discover now