36.BÖLÜM: YAKIN ARKADAŞLAR

1.2K 45 8
                                    

Bilmem kaç saattir boş tavanla bakışıp dudaklarımı ağzıma yuvarlayarak, otuz iki dış sırıtıyordum. Onunla geçirdiğimiz her an, he saniye, her dakika bir gülüşüyle, bir bakışıyla o kadar özeldiki yalnızca susup birbirimizin suskunluğuna sığınmamız bile bizim için paylaşıla değer bir andı.

Hala aklımaydı son anımız. Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırmıştı... öpecek diye o anın verdiği saçma sapan heyecanıyla gözlerimi sımsıkı yumup bir baskı beklemiştim ama öpmemişti. İlk öpücüğüm hala bende saklıyken, onunkide onda saklımı diye meraka kapılıyordum. Dudakları alnımda yerini almıştı.

Buda özeldi benim için.

Dediğim gibi her an o kadar özlediki tek bir tebessümüne dünyaları verirdim. Ben önceki Rüya aşk nedir diye sorsalar başımı çevirir saçma sapan birşey sormuşlar gibi güler geçerdim. Ama aşık olunca insan, en önemlisi de içinde hissettiği duyguları yüzüne yansıtınca aşık olduğu belli oluyordu. Aşk buydu işte... adını bile anınca içindeki duygulaırnın coşması gibiydi.

Annem ne der? Babam ne der? Yada okulda duyulsa ne derler? Diyerek hiç düşünmemiştik. Düşünmeden girdiğimiz bu yolda başımız dik bir şekilde hayatımıza devam ediyorduk ama elbet, bu soruların da bir zamanı gelecekti. Zamanı geldiği gibi bizden çıkan cevaplar olacaktı. Aptal aptal tavandan bakışlarımı çeken mesajla dikkatimi telefona verdim.

***BUĞRA HOCA

Buğra hoca: Güzelim yarın okul çıkışı, iki tane yakın arkadaşımla tanıştıracağım seni.

Rüya: Tamam sevgilim.

Rüya: Haberleri var mı?

Buğra hoca: Evet güzelim zaten onlar istedi.

Rüya: Peki.

Buğra hoca: Peki?

Buğra hoca: Küsmüyüz?

***

Odaya aniden giren annemle aniden paniğe kapılıp telefonun ekranını endişeli bir şekilde kapatıp bana sorarca ve çatık kaşlarıyla bakan anneme baktım. Sanki bir şey yaptığımı anlamış gibi hemen ardından kapıyı kapatıp, "Ne yapıyorsun sen?" Diyerek sordu. Korkuyla ritmini artıran kalbimle ne yapacağım hakkında düşüncelerim git gide zorlaşırken, çaktırmadan telefonu yatağımın altına koyup, "Hiç." Bakışlarımı yüzünden ayırmadam gözlerine bakmayı sürdürken şüpheci bir şekilde yatağa oturarak, "Kızım ben arkadaşın gibimi görünüyorum?" Dedi.

Ne diyeceğimi bilmediğim için bakışlarımı ondan yana hariç her yere odaklamışken tekrar konuştu. "Anlaşılan biriyle konuşuyordun. Ben annenim kızım unutma. Anneler herşeyi anlar.." demesiyle ne diyeceğimi gerçekten hiç ama hiç bilmiyordum. "Ve nolursa olsun sana karşı her zaman anlayışlıyım. Yeterki edebinle, ağırlığını ortaya koy. Doğruyu yanlışı, yasağı bil." Demesiyle Söylediği kelimelerin altından adeta eziliyordum. Bir an Buğrayı şimdi bir anda söylemek gelse de içimden, yasağı ayırt et dediğinde ki yüz ifadesinin aldığı şekil beni bu fikrimden alıkoyıyordu. "Şimdi kapat o telefonu gel babanla seni bekliyoruz." Diyerek saçlarımı öpücük kondurup yataktan kalkmasıyla korkuyla gözlerimi ondan çekip yere çevirdim.

Doğru yanlışı ayırt edebilecek bir yaştaysam eğer, Buğra benim için en doğru karardı. Benim doğrularım kimine göre yanlış kimine göre yasak olacaktı, ben bunun bilincinde olarak çıktım bu yola ama bu kadar erkenden annemin hayatımda biri olduğunu farketmesi benim beklemediğim birşey olduğu için açıkcası biraz tedirgin olmuştum.

Allahtan aç telefonunu bakacam diyerek baskı uygulayan bir ailem yoktu. Bunu her düşündüğümde aileme karşı şükrediyordum. Aşağı inmek için hemen telefonumu şarja takıp,ona görüldü attığımı umursamadan odadan çıktım. Babamla annem aralarındaki buzların çoğunu eritmişlerdi. En azından annem babamın yurt dışına gitme sebebini, Aslı Ablam olduğunu öğrenince yumuşamıştı. Çünkü oda biliyordu ablamında baba sevgisine ihtiyacı olduğunu. Eğer gitmeden önce arkasından bizi öylece bırakıp sorularla gitmeseydi, herşeyi bilen anneme yine de anlatsaydı belki de herşey çok daha farklı olurdu. Ama kader bizi bu ana sürüklemişti.

YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt