47.BÖLÜM: FOTOĞRAFLARIN SAHİBİ

863 31 18
                                    

Tamam kabul ediyorum göl fazla derin değildi ama yine de bir tür atak demeliyim ki suya aniden girdiğimiz için nefes almama zaman bile kalmamıştı. Etrafta kahka sesleri ve şaşkınlıkla dökülen sözler doluyken, Özge bana doğru yüzerek direk kollarını koluma sarıp beni kendisiyle gölün yüzeyine çıkarttı.

Direk tuttuğum suları öksürerek çıkartıp yüzüme yapışan saçlarımı çekerek,Özgeye döndüm. "İyimisin?" Sesim bile tir tir titriyordu. Birşey demeden kafa sallayarak iskeleye doğru yüzdük. Ben değil tabiki Özge kendisiyle birlikte beni de yüzdürdü. İskeleye geldiğimizde bize sırıtarak bakan Üç şamşeytanın arkasından beliren Çağlar ve sınıfta ki o çocukla direk bakışlarımı gölün dibine çevirdim.

Ayağıma birşeymi çarpmıştı ne?

Sakin ol kızım.

"Gelin şuraya!" Çağların öfke besleyen sesiyle direk Özgenin elinden tutup iskeleye oturttu. Tam o sırada adını bilmediğim çocuk da beni tutup iskeleye çıkarttı.

Demiyim demiyim diyorum ama sudan çıkmış ak kaşık oldunuz.

İçimdeki hain içsesin kahkalarını umursamamaya çalışarak ayaklandım ve kenarda durmuş bize kahka atarak izleyen eylüle doğru atağa geçecektim ki koluma sarılan eller buna izin vermedi. "Bulaşma Rüya." Bu yeni çocuk fazlamı oldu ne! Ona umursamazca bakıp kolumu kendime çektim ve gittiğim gibi Eylülün kolundan tutarak kulağına fısıldadım. "Bittin kızım sen! Değil şampuanınıza boya dökmek, onu bile mumla arayacaksınız." Fazla sıktığım kolundan dolayı inleyerek kendini geri çekti. Bakışlarında o an korkunun kırıntılarına rastlamıştım. Üçünün de gülüşleri donmuştu.

Aferin kız!

Sana da şurdan bir çarparım içses kes!

Çok ayıp!

"Yeter artık!!" Müdürün bağırarak isleye çıktığını farketmemiştik. Islaklıktan üzerimize yapışan kıyafetlere bakıp tekrar Eylül ve arkadaşlarına dönerek öfke ile bağırdı. "Ne istiyorsunuz!! Son senenizde sizi disipline göndermemi mi?" Hoca takmış hapörlüyü ses tellerine bas bas bağırırken arkalardan olanları izleyen bir çocuk ağzını tutamayarak konuşmuştu. "Okulmu burası abi ormandayız." Müdürün sesini kesen ise herkesin o çocuğunun söylediği sözleri duyması olmuştu. Tabiki gülenlerde... Çocuk müdüre ürkek bakışlar atıp, "Pardon hocam." Diyerek bir adım geriledi.

Neden herkes müdürlerinden çekinir olmuştu. Bakın benden size bir tavsiye. Son seneniz falan ama ders çalışın elbette, ama sonra da yapmadıklarınız için -vahlanmamak-  için yapın içinizden geleni. Çılgınlık yapın! Nasıl olsa müdürlerin afraları tafraları bitmez.

"Gereksiz." Diyerek fısıldayan müdürle herkes kıkırdamaya başlamıştı ki etrafa attığı ürkütücü bakışlarıyla herkes tekrar kedi yavurusuna dönüşmüştü. "Sizde gidin çadırınıza üstünüzü değiştirin." Bunu bize bakarak söylemişti. Ardından öfkeyle iskeleden inerek tesise doğru gitmişti. Arkasından göz devirip Özgeyi kollarıyla saran Çağlara bıkkınlıkla bakıp, "Yürü Özge." Dedim ve bize hala sırıtarak bakan şam şeytanlarına göz devirip iskeleden indim. Allahtan renkli tişört değil de siyah bir tişört giydiğim için ıslaklıktan dolayı içimdeki çamaşır görünmüyordu.

Tesisi geçip kamp alanına geldiğim de arkamda Özgenin de adımları geliyordu. "Rüya?" Daha çok şaşkınlık içeren Sevdiceğimin sesiyle onun şaşkın bakışlarının aksine gülümseyerek ona döndüm. Ee tabi adam şaşırır. Sırımsıklam karşısına dikilince ne beklerim ki. Şaşkınlığını üzerinden atması çok kısa sürmüştü. Bana doğru adımlayarak, "Ne bu halin?"diyerek sinirle sordu. Özge, "Ben çadırdayım." Diyerek fısıldayarak yanımızdan geçip gitmişti.

YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔Where stories live. Discover now