23.BÖLÜM: AY IŞIĞI

1.9K 56 12
                                    

Gece gökyüzünde ortaya çıkan bir ay parçasının yaydığı ışık kadar mutluydum ki nefes almayı adeta unutmuştum. Bir yıldızın etrafına yaydığı minicik ışık kadar bir o kadar da üzgünüm. Ay ışığının varlığı şuan o üzüntülüğümün üzerini ört bas ediyordu. Özeldim.. onun için özeldim özgürlüğe uçuşan, ruhu, duyguları serbest bırakılan bir esir kelebeğin özgürlüğü kadar mutluydum.

Özgürlük kavramını anacak kadar mutluydum. Onun için özeldim. Yatakta olan süliyetine bakarak derin bir iç çektim. Eve geleli bir kaç saat olmuştu. Annemle konuşmadan odama çıkıp direk soluğu yeni ondan ayrılmama rağmen yine soluğu onu gösterecek yerde almıştım. Odası o kadar net görünüyordu ki oda baksa beni görürdü.

Ama şuan onu yapamayacak kadar yorgundu. Gözlerini kapatmış öylece sırt üstü uzanıyordu. Ne hissediyordu acaba? Gemi de söylediklerinden sonra tıpkı benim gibi kalp atışları hızlanmışmıydı ki? Yada artık bizim bir öğretmen öğrenci ilişkisinden fazla ileri gittiğimizi tıpkı oda benim gibi farketmişmiydi? Yada sadece öğrenci diyerek geçiyormuydu. Ona sormak istediğim lakin asla ve imkansız olup kafamda biriken cevapsız sorularla baş başbaşaydım.

O kadar yorgun görünüyordu ki tabiki haklıydı. Bütün gün bana ders vermişti. Oda yetmemiş benim sorunlarımla ilgilenip yanımda durmuştu. Kendimi iyi hissetmem için kendisi için bu hayatta en özel olan yere götürmüştü. Özelini bana açmıştı. Belki acıdığındandı ama lakin bu yaptığı her ne nedense de bilmek istemiyordum. Bilmek istediğim tek şey olmasını isteyip inandığım herşeyin olmasıydı.

Son kez uyuduğu için tamamen sert yüz hatlarını kaybedip tıpkı güler yüzlü bir çocuk gibi yayılmıştı yatağa. Kendimi bir an öğretmenini dikizleyen sapık öğrenci olarak hissetmiştim. Gerçekten ne saçmalıyorum. Galiba aptal aşık diye buna deniliyor olsa gerek. Çünkü aşık olduğum kadar kafayı da sıyırmıştım. 

*** 1GÜN SONRA

"Anlaşılmayan bir yer varmı gençler?" Sınıfın havalı çocukları bile çekingen ve korkar olmuşlardı buğra hocadan. Matematik dersin bitmesine beş dakika kala konu anlatımıda bitmiş, bugra hoca ise anlamadığımız yerleri soruyordu. Kimseden bir cevap almayınca elini birbirine çarpıp, "Aferin anlaşılmışız anlaşılan. İki hafta sonra sınavlarda görüşeceğiz." Demiş ve masaya oturmuştu.

"Hocam konuyu anlıyoruz ama sorular zor geliyor." Elif denen bir kızın konuşmasıyla herkes katılırca bir kaç birşey söylemişti. O an buğra hoca belli etmese de kısa bir anlık bana baksa da kafa sallayıp, "Evet Doğru. Buda çok soru çözmediğinizden kaynaklanıyor. Bol bol soru çözün gençler sınavınız kolay bir sınav değil." Demişti.

Evet hiçde kolay değildi.

Buğra hoca cumartesi ve pazar günleri beni çalıştırmıştı. Onun hakkını asla ödeyemezdim. Duygularıma karşı çıkamıyordum. Herşey birbir kendiliğinden artıp oluyordu. "Hocam özel ders veriyormusunuz?" Zengin olduğu her halinden belli olan bir kızın konuşmasıyla Özge direseğiyle beni dürttü. "Seninkine dikti gözünü." Fısıltılı bir şekilde konuşmasıyla aniden kaşlarım çatık, kısık gözlerle o kıza baktım. "Vermiyorum." Tok bir sesle konuşmasıyla kendime engel olamadan gülümsedim.

"Ne o çokmu komik?"

"Evet komik!" Dedim Eylül denen kız güldüğümü görmüş ve sinirden bana sıçramıştı. "Bir daha gülsene!" Kendini birşey sanırmışcasına konuşmasıyla otuz iki diş sırıtıp, "Birdaha desene?" Dedim imayla. Şuan Buğra hocanın varlığını unutmuş kızla laf dalaşına girmiştik. "Hiştt sessizlik noluyor orada!" Bize doğru gelen Buğra hocaya dönüp omuz silktim.

"Arkadaş bana gülüyordu hocam." Diyen eylüle dönüp, "Arkadaş boş yapıyor da." Dediğim an sınıftan bir kaç kişi kıkırdamaya başladı. "Rüya!" Diyerek sert sesiyle beni uyarmasıyla Özgenin zorluğuyla önüme döndüm. "Sende Eylül dön Önüne." Demişti. Zilin çalmasının ardından Buğra hoca defteri alıp sınıftan çıkmadan önce son kez bana bakıp çıkmıştı.

YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔Where stories live. Discover now