54.BÖLÜM: YILDIZLARA BAK

869 42 7
                                    

En altta yaptığım açıklamayı bölüm sonunda okuyunuz lütfen.

****

Bir şarkı sözü şöyle diyordu..

Kalbimi ikiye böldün sen giderken canım yarasın senin.
İhanetinin bekçisi..

İhanet aldatılmaktan ibaret değildi. Bedenen beni aldatmamıştı ama duygularımı öyle bir aldatmıştı ki, bedenenden daha beterdi.

Gözlerimi gözlerinden ayırıp, kantine doğru adımlamaya başlamışken, adımı onun dudaklarından çıkan bir sözde, duymam bile beni durduramamıştı. "Rüya?" Belki de adımdan bile nefret ediyordum artık. Onun dudaklarından çıkan her sözden bir kez daha nefret etmemi sağlıyordu. Yanından geçip aşağı inecektim ki koluma dolanan ellerle aniden hızla geriye gidip, sertçe kolumu kendime çekerek, "Bana dokunma!" Dedim her harfin üstüne basa basa.

İstemiyordum.. belki de kalbim benden yana değilken, duygularıma ihanet eden bu adamın tenime bir iz bile bahşetmesini istemiyordum. "Tamam dokunmuyorum." Diyerek elini kendine çekip,"Müdür ne dedi?"diyerek sordu aniden. Sanki hiçbirşey yokmuş gibi böylece normal tavrı içimdeki öfkeyi ayaklandırmaya yetmişken, dudaklarımda acı bir gülüş peydah oldu.

Bakışlarımı ağır ağır yüzünün her ayrıntısında gezdirip, gülümsemem yüzümden bir an olsun düşmezken yine yanından geçip gidecektim ki bu kez sözleriyle resmen ruhuma dokunmuştu. "Ayrılalım demedim, allah benim belamı versin ki ara verelim dedim, ama bana bunu yapma." Bu kez öyle kısık çıkmıştı ki sesi, kalbime ardı ardına bıçak saplanıyordu.

Kimse o gün apartmanda gidip onun kafasına silah dayarak bu sözleri söyletmemişti. Kendisi düşünüp, gururuna, duygularına yedirip kurmuştu bu sözleri. Şimdi de karşıma geçmiş, söylemek istemediği sözleri söylediği için kendine bela okuyordu. "Ben Özür dilerim." Demesiyle sinirden göz yaşlarım bir bir yine süzülmeye başlamıştı. "Annen için yaptım, annen daha fazla sinirlenmesin, ara verin dediğinde, geleceğimiz olsun diye yaptım." Kurduğu her cümle öyle bir şiddetli ağrı ekliyordu başıma, gözlerimi açık tutmak bile koca bir işkenceydi.

"Sen bana o sözleri kurduğunda bittin! Dediklerinin zerre umrumda değil!" Değil iki gün, bir yıl geçseydi bile aradan, söyleyeceklerim aynı şekilde olurdu. Bir insan bir kere hayal kırıklığına uğrardı. Bir kez kalbi derinlerden parçalanırdı. Birkez ilk defa o gece öylece deli gibi göz yaşı dökerdi. Sadece bir kere nefesi kesilecek kadar acı oluşurdu kalbinde.

Sonra zaten bu ilklerin ardından, devamı gelirdi. Her ilkin bir süreci vardı. "Duygularıma ihanet eden biriyle şuan konuşmak bile aptallık! Sakın birdaha eski sevgilim olarak çıkma karşıma!" Göz yaşlarım inatla akmaya devam ederken, sözcükler ikimizide ağır yaralıyordu. Onun gözlerinden geçen kırgınlık, benimde gözlerime yansıyordu. "Karşıma çıkacaksan! Öğretmenim olarak çık! Buğra hoca!" Yanından geçerken aşağı doğru adımladım. Tam o anda zil çalmıştı. Yavaş yavaş koridor dolmaya başlamışken hızla göz yaşlarımı silip, kantinden içeri girdiğimde direk pencere tarafında oturan Özgeye doğru adımladım.

Bakışları üzerimde dolanırken, endişe dolu bir ifadeyle hemen oturmam için, yanındaki sandalyeyi çekip,"Yine gözlerin kızarık! Noldu?" Sesindeki bariz öfkeye karşı, derin nefes vererek, "Birşey olduğu yok. Müdür geçmiş olsun dilemek için çağırmış. "Dedim. Sesimdeki burukluk, canımı sıksa da Özgenin susması, inandığına işaretti. Zaten doğruyu söylüyordum ama Buğra kısmını bilmesine gerek yoktu.

Yalnızca bir ay sadece dayanmam gerekiyordu. Her bu sözleri kullandığım da kalbim benden nefret edermişcesine canımı yakıyordu. Belki de hayatımda hiçbir zaman atlatıp unutamayacağım tek bir gece vardı.. sevdiğimin, ölümüne güvendiğimin, canımı yaktığı gece..

YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔Where stories live. Discover now