Bölüm 13: Biz Üç Casustuk

62 4 4
                                    

Kızlar histerik çığlıklar atmaya ve hıçkırmaya başladı... Astoria başının döndüğünü hissetti, geç kalmıştı! Olacakları tahmin etmekte çok geç kalmıştı! Ama bu olanlar çok anlamsızdı. Bartemius Crouch neden Diggory'i öldürmek istesin? Potter'ı istemesi daha mantıklı olmaz mıydı?

Tekrar araziye baktığında sözde Moody'nin Potter'ı yarı taşıyarak yarı sürükleyerek götürdüğünü gördü. Bu sefer, bir cinayet daha işlemesine izin vermeyecekti, ama peşlerinden gidemezdi, Moody onu da öldürecek güce sahipti. Ama ne yapabilirdi? Çaresizce çevresine bakındı. Bir yardım? Dumbledore olanları fark etmiş görünmüyordu, hem fark etse bile o Moody'e güvenirdi. Başka kim, kim Moody'i alt edebilir veya Dumbledore'u ikna edebilirdi?

Astoria çaresizce ve telaşla etrafına bakarken ayağa kalkmış karanlık bir siluet gördü, Profesör Snape! Tabi ya! Hemen hayalbozan büyüsü yaptı ve Profesör Snape'in yanına koştu. Snape çimenliğe inmişti ki onu cübbesinden yakaladı.

"Profesör!"

Snape şaşırarak arkasına baktı, asasına davranmaya hazır gibiydi.

"Benim Astoria Greengrass!" dedi Astoria aceleyle ve üzerindeki büyüyü kaldırdı, neyseki gölgede duruyorlardı, üstüne bir de bu kargaşada kimse onu fark etmezdi. "Moody, Potter'ı götürdü!"

Snape'in kuşkulu bakışları hala üzerindeydi "Yani?"

"O Moody değil, çok özlü iksir kullanıyor, o Bartemius Crouch! Açıklayacak zaman yok profesör, o Cedric'i öldürdü her an Potter'ı da öldürebilir!"

Snape'in sorular sormasını bekleyen Astoria onun aceleyle, zaten işkillenmiş olan Dumbledore'a gittiğini, Mc Gonagall, Dumbledore ve Snape üçünün Moody'nin gittiği yönde hızla uzaklaştıklarını gördü. Profesör Snape ise gitmeden Astoria'ya şaşkınlık ve şüphe dolu bir bakış atmıştı.

***

Ertesi gün kahvaltıda Dumbledore okula hitaben bir konuşma yaptı. Onlardan Potter'ı kendi haline bırakmalarını ve ondan soru sormamalarnı istedi. Astoria çoğu öğrencinin Potter'dan çekindiğini görebiliyordu.

O gün akşamüstü dersler bittikten sonra Astoria Profesör Snape'ten bir baykuş aldı. Snape ondan hemen iksir sınıfına gelmesini istiyordu. Astoria nedenini tahmin edebiliyordu, derin bir nefes alarak iksir sınıfının bulunduğu zindanlara yöneldi.

***

Profesör Snape sınıfta oturmuş onu bekliyordu. İçeri girdiğinde bir süre hiçbir şey söylemeden sadece baktı. Astoria nereden başlaması gerektiğini bilemiyordu. Bu gözlerde pek çok şey vardı, soru, merak, korku...

"Haklıymışsın"

Astoria buz gibi bir şeye dokunmuş gibi ürperdi.

"Haklı olmamış olmayı tercih ederdim"

"Benim merak ettiğim" dedi Profesör Snape "Bunu nasıl bildiğin?"

"Tahminler yürüttüm"

"Ve..."

Astoria derin bir nefes aldı, daha fazla saklayamazdı...

"Profesör, tuhaflar diye bir ırk duymuş muydunuz?"

"..."

"Duyduğunuzu biliyorum, anneniz öyleydi, Eileen Prince, onlu yaşlarındayken geçirdiği şiddetli bir hastalık yüzünden yeteneğini çok büyük ölçüde kaybetti. Ama o eşsiz bir yeteneğe sahipti, çevresindeki eşyaları asası olmadan da istediği gibi yönlendirebiliyordu."

Snape bu sefer cidden korkmuş görünüyordu.

"Ben de bir tuhafım, insanların gözlerine baktığımda zihinlerini görebiliyorum ve..." Astoria lafını burada kesti çünkü Snape asasını ona doğrultarak ayağa fırlamıştı, gözlerinde şimşekler çakıyordu. Astoria onun o anda yapabileceklerinden korktu...

Tuhaf Bir Hikaye: Astoria Greengrass (üşenmediğimde düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin